Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 May 2024

​Musa aleyhisselam-4

Allahü Teâlâ, Musa aleyhisselama şöyle emretti:

- Sen ve kardeşin âyetlerimle gidin ve Beni zikretmede gevşek davranmayın! İkiniz Firavun’a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor. Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp düşünür veya içi titrer korkar!

Bunun üzerine, Musa aleyhisselam ile Harun aleyhisselam, gidip Firavun’un karşısına dikildiler ve ona şöyle tebliğ yaptılar:

- Biz, senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder. Onlara işkence yapma. Biz sana, Rabbinden bir mucize getirdik. Esenlik, doğru yolu izleyenlere olsun.

Bunun üzerine Firavun dedi ki:

- Sen kimsin? Musa aleyhisselam cevaben:

- Ben âlemlerin Rabbinin peygamberiyim, dedi. Firavun çıldıracak gibi oldu. Çünkü o, kendisinin ilâh olduğunu iddia edecek kadar azgınlaşmıştı. Şimdi bir kişi gelmiş onu, Allahü Teâlâya iman ve ibadet etmeye çağırıyor. Zaten o, senelerdir, böyle birinin çıkacağı endişesiyle, yeni doğan binlerce masum bebeğin kanına girmişti. Üstelik kendisine gelen elçi, vaktiyle sarayında ihtimamla büyüttüğü birisiydi. Bu sefer Firavun şöyle dedi:

- Biz seni yeni doğmuş bir çocukken yanımızda büyütmedik mi? Sen, ömründen nice seneler bizim aramızda kalmadın mı? Hem o yaptığın işi de sen yaptın yani Kıptî’yi de öldürdün, sen, nankörün tekisin.

Musa aleyhisselam şöyle cevap verdi:

- Ben, Kıbtî’yi öldürmek istememiştim. Bu hadiseden sonra da sizden çekinip, buralardan ayrıldım, Medyen diyarına gittim... Nihayet Rabbim bana hikmet verdi ve beni peygamberlerden kıldı. Sonra beni besleyip, yanında büyütmeni niye başıma kakıyorsun. Bu, hakikaten bir nimet değildi. Sen, İsrailoğullarını köle yapmasaydın, doğan çocuklarını öldürmeseydin, senin eline düşmezdim. Sen, İsrailoğullarına zulmetmeseydin, annem beni sandığa koyup, nehre bırakmak mecburiyetinde kalmaz ve sana muhtaç olmazdım!

Musa aleyhisselam ilave etti:

- İşte sen böylece zulmettin; beni ailemden ayırdın! Fakat daha sonra Rabbim bana ilim ve hikmet verdi. Beni peygamber kıldı.

Firavun sordu:

- Âlemlerin Rabbi de nedir?

Musa aleyhisselam:

- O, bizim rabbimiz, her şeye hilkatini yani varlık ve özelliğini veren, sonra da doğru yolu gösterendir, şeklinde cevap verdi.

Musa aleyhisselam sonra şöyle dedi:

- Eğer işin gerçeğini düşünüp anlayan kişiler olsanız, itiraf edersiniz ki O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin rabbidir.

Bu sefer Firavun şöyle dedi:

- Öyle ise, önceki milletlerin hâli ne olacak? (Eskiden yaşamış ve bizden önce inkâr ve küfre sapmışlar için ne diyorsun?)

Musa aleyhisselam :

- Onlar hakkındaki bilgi, Rabbimin yanında bir kitapta yazılıdır. Rabbim, ne yanılır, ne de unutur! O, yeri sizin için beşik yapan ve onda size yollar açan, gökten de su indirendir, dedi.

Bu sefer Firavun, etrafındakilere:

- İşitiyor musunuz, deyince;

Musa aleyhisselam sözüne şöyle devam etti:

- O, sizin de rabbiniz, daha önceki atalarınızın da rabbidir.

Tanrı olduğunu iddia eden Firavun, bu sözlere sinirlendi ve yanındakilere şöyle dedi:

- Size gönderilen bu elçiniz, mutlaka delidir!

Musa aleyhisselam şöyle cevap verdi:

- Şayet aklınızı kullansanız anlarsınız ki O, doğunun, batının ve ikisinin arasında bulunanların rabbidir.

Bunu üzerine Firavun; Musa aleyhisselamı ile Harun aleyhisselamı şöyle tehdit etti:

- Benden başkasını ilah edinirsen, and olsun ki Sen’i zindanlıklardan ederim!

Musa aleyhisselam:

- Sana apaçık bir mucize getirmiş olsam da mı, dedi.

Bu defa Firavun:

- Doğru söyleyenlerden isen, haydi getir onu, diye karşılık verdi.

Bunun üzerine Musa aleyhisselam, asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ büyük bir yılan oluvermiş.

Tanrı olduğunu iddia eden Firavun, gördükleri karşısında korku ve dehşete kapıldı:

- Ne olur onu tut; bütün Beniisrail’i serbest bırakacağım, dedi.

Musa aleyhisselam da asâyı eline aldı. O, yeniden eski şekline döndü.

Firavun sordu:

- Başka var mı?

(Devamı haftaya…)