Münakaşayı bırakalım
Martin Luther King “Ölmeye değer bir gayesi olmayan insanların, yaşamaya değer bir gayesi de olamaz” demiş.
Saçı sakalı kırlaşmış bir adam berbere gider. “Usta! Saçımda ve sakalımda ne kadar beyaz kıl varsa ayıkla. Çünkü genç bir hanım aldım” der. Berber adamın saçlarındaki beyazların çokluğunu görünce, olacak gibi değil, saçını sakalını dibinden tıraş edip önüne koyar ve “Benim acele bir işim var, beyaz kılları sen ayırıver” der.
Bizim de saçımızı önümüze koyup ayıklamamızın zamanı geldi. Bugün suyu gürül gürül akan çeşmenin başında susuz, çoğumuz yaşadığı hayat ve bulunduğumuz konumdan mutlu olmadığımızdan yakınıyoruz. Bulunduğumuz konuma gelebilmek için hayal kurduğumuz çok olmuştur. Farkında olarak veya olmayarak, bir hayat yaşamaktayız. O sebeple ulaşmak istediğimiz hedefi net şekilde belirlemeliyiz.
Başarı formülünün en önemli bileşenlerinden birisi de bir arada yaşamayı bilmektir. İnsan ilişkileri ustalık ister, iyi bir usta ne zaman hangi aleti kullanacağını iyi bilir. İlişkilerimizin sağlıklı olarak yürümesini istiyorsak, kaçınmamız gereken en önemli şey, münakaşadır ki, yapı olarak insan, mücadele ve münakaşayı sever. Peygamber efendimiz (SAV), “Kim haksız olduğu bir münakaşayı terk ederse kendisine cennetin kenarında bir ev kurulur. Haklı olduğu halde bir münakaşayı terk edene de cennetin ortasında bir ev kurulur” diyor.
Münakaşa aslında fikrimiz doğru olsa bile, karşımızdakine kabul ettirme şansımız yoktur. O sebeple münakaşa etmekten, tartışmaktan daima uzak durmalıyız. Münakaşada niyet ne olursa olsun, rakibini yenmek, meydandan muzaffer ayrılmaktır. Hangi tarafın haklı olduğu, sonucun taraflara ve dinleyenlere ne kazandırdığı hiç önemli değildir.
Münakaşanın en tehlikesi ve en zararlısı, dinî konularda yapılan, kırıcı, yıkıcı ve sert tartışmalardır. Ölçüsüz bir tartışma, taraflara zarar vereceği gibi, o münakaşayı takip edenleri de şüphe ve tereddütlere düşürebilir. Sert ve asabi ortamlarda yapılan münakaşalardan hiçbir netice alınmayacağı açıktır. Münakaşa etmekten, tartışmaktan daima uzak durmalıyız ve’s-selam.
