MÜ'MİN KUVVETLİ OLMALI
Ebu Hureyre'den:
u2013 Kuvvetli mü'min, Allah katında, zayıf mü'minden daha makbul ve daha sevimlidir. Ama yine de her ikisinde de hayır vardır.
[Müslim/Kader 34 (2664)]
* * *
Mü'min dünya hayatında da, ahiret hayatında da kuvvetli olmaya çalışmalı; hem dünyanın hem de ahiretin gereklerini tam yerine getirmelidir.
Mü'min, zayıflığa kader deyip boyun eğen, acizliği kabullenen bir karakterin sahibi değildir. Azimli, kararlı, çalışkan, gayretli, tuttuğunu koparan, el attığını başaran, mesleğinde çok iyi, Allah'a kullukta devamlı ve sürekli olmalıdır o. Allah güçlü mü'mini sever. Hayatta güçlü olma ve güçlü kalma çabasını da destekler.
Mü'minin güçlü olması, güce dayanarak zulüm ve adaletsizlik yapması, hakkı çiğnemesi anlamına gelmez. Mü'minin inancında güç, hak içindir. Hakkı ayakta tutmak, zalimlere çiğnetmemek, doğruluğun onur ve izzetini korumak ve savunmak içindir. Hakkın emrinde ve yanında yer almayan güç, zulmün aleti, haksızlığın kaynağıdır. Bu sebeple mü'min güçlü olmayı, nefsi hesabına değil; hak namına ister. Hak yolunda kullanır.
Mü'minler, hayatın tüm alanlarında güçlü olmaya çalışmalıdırlar. Beden sağlığında, aile yönetiminde, ekonomik yönden iş hayatında, siyasu00ee ve askeru00ee sahada...
Kişi, beden sağlığına dikkat etmek, gücünü korumak zorundadır. Çünkü hem dünya işleri, hem de ahiret işleri beden gücüne, sağlık ve afiyet üzere bir hayat yaşamaya bağlıdır.
Hastalık mü'min için istisnai bir haldir. İstenilmez, hatta yakalanmamak için elden gelen her şey yapılır. Ama buna rağmen başa gelirse de sabredilir. Allah'tan şifa ve afiyet dilenir. Doktora ve ilaca başvurup iyileşmeye çalışılır.
Hastalığın çok sevaplı olması, mü'mini hastalık isteğine ve beklentisine sevketmemelidir. Sağlıklı ve bedenen kuvvetli olmak, büyük bir nimettir. Şükür gerekir.
Mü'min, aile hayatında da eşi ve çocukları için kuvvetli olmak zorundadır. Ailesinin mutluluğu için tüm gücüyle çalışmalıdır.
İş dünyasında kuvvetli olmak, kazancını ve gelirini artırmak; mü'mine, daha fazla hayır yapmak, iyilik işlemek, insanlara faydalı işler başarmak imkanını verir.
Askeru00ee sahada kuvvetli olmak, Kur'an'ın emrettiği gibi düşmana karşı kuvvet hazırlamakla ilgilidir. Güçlü ve donanımlı, savaş sanatında uzmanlaşmış bir ordu, düşmanları caydırıcı bir rol oynar.
Yönetimde kuvvetli olmak, otoriteyi, asayişi ve iç barışı sağlamak, hakkı ayakta tutmak, adaleti gerçekleştirmek yönüyle çok önemlidir.
Görüldüğü gibi, kuvvet yerinde ve zamanında kullanılırsa, ehil ellerde olursa, hakkın emrinde hizmet görür. Zulmün karşısına geçit vermez bir engel gibi dikilir.
Güçsüzlük ve zayıflık; dikkatsizlikten, gafletten, tedbirsizlikten, tenbellikten, ihmalden, suistimalden, sorumsuzluktan, bilgisizlikten ileri geliyorsa, Allah, mü'minin bu sebeplerle güçsüz kalmasını, kuvvetten düşmesini hoş karşılamaz. Bu anlamda kuvvetsizliğin, Allah katında hiçbir değeri olmadığı gibi, günah ve vebali de vardır.
Ama doğal sebeplerle meydana gelen, insan iradesini aşan kuvvetsizlik ise, mü'minin değerini düşürmez. Onu Allah katında sevimsizleştirmez. Güçlü mü'min Allah'a ne kadar aziz ve sevimliyse, zayıf ve güçsüz mü'min de o kadar Allah'ın rahmetine mazhar, lutfuna ve inayetine layıktır.
Hadisin ifadesiyle, mü'minlere gelen ilahi yardımlar, lütuflar, inayetler; mü'minlerin zayıflarının, güçsüzlerinin samimi duaları, ihlaslı ilticaları sebebiyle gelir.
Bu yönüyle bakıldığı zaman, gerçekte zayıf mü'min yoktur. Çünkü zayıf mü'minler de, Allah'ın rahmetine, lutfuna, yardımına nail olmaları yönüyle güçlüdürler.
