Mültecileriçin dönüş zamanı
2018 yılın Aralık ayı
sonunda “Suriye petrolleri, bizim Suriyeli mülteciler için harcadığımız 40
milyar doları karşılamalı” diye yazmıştım. Madem Suriyeliler diktatör Esed’in
zulmüne uğradı, yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı, o halde Türkiye’nin
onlar için harcamaları Suriye’nin doğal kaynakları kullanılarak
karşılanmalıydı.
ABD, Orta Doğu’da veya dünyanın herhangi bir yerinden bir
operasyon düzenlediğinde bunun masrafını ilgili ülkeden söke söke alıyor.
Irak’tan aldı, Suudi Arabistan’tan alıyor. Alamadığı zaman da ilgili ülkelere
faturayı kesip tüm mal varlıklarına el koyuyor. Ukrayna için harcamak üzere
ABD’deki Rusların mal varlığına el koyması gibi...
Biz Barış Pınarı Harekatıile
Amerikan askerlerini geri itip Suriye’nin kuzeyinde 30 kilometre derinliğe
inerek güvenli bir bölge oluşturduk. Akçakale’nin karşısındaki
Telabyad ile Ceylanpınar’ın karşısındaki Rusulayn bölgelerini güvenli hale
getirdik. Amaç, Türkiye’ye sığınan
mültecileri buralara yerleştirmekti. Ancak bu konuda adeta karınca hızıyla yol
alabildik.
***
Kuzey Suriye’deki petrol bölgelerini ABD kontrolündeki
PYD’yekaptırmak hataydı. Operasyonun eksik kalan kısmı ise bu bölgenin doğu ve
batısına yayılmamaktı. Suruç’un karşısındaki Kobani ile Nusaybin’in karşısındaki
alanlara da Suriyeli mülteciler için el konulmalıydı. O zaman girilemediyse
şimdi girilmeli, Türkiye sınırı boyunca 30 kilometre derinliğinde kesintisiz
güvenli bir alan oluşturulmalıdır.
Türkiyegeçen zaman zarfında boş durmadı tabi, bir hayli
mesafe aldı. O bölgelerde sistemi kurdu, düzeni sağladı; yarım milyona yakın
mülteci döndü. Eğit donat programı ile Suriyelilerden yaklaşık 200 bin kişilik
bir ordu kurdu. Bu bölgelerde güvenliği öncelikle işte bu Suriye Milli Ordusu
sağlıyor.
Barış Pınarı bölgesinde PYD militanlarının gelip eylem
yapmasını önlemek için geniş hendekler kazıldı. Teröristler bu hendekleri
geçerek bölgeye ulaşamıyor. Zaman zaman ABD’nin verdiği ileri teknoloji ürünü
silahlarla askerlerimize pusu kuruyorlar. Bazen oraya yerleşenleri bezdirmek ve
kaçırmak için paklayıcı yüklü araçlarla eylem yapıyorlar. Ancak bu bölge halkını
yıldırmıyor.
***
Türkiye’deki Suriyelileri,kendi topraklarına yerleştirmek
önceliğimiz olmalıydı. Bunun için uluslararası destek de sağlamalıyız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir milyon kişinin gönüllü geri dönüşü için proje
hazırlandığını açıklaması geç de olsa önemli bir gelişmedir.
2019’un Kasım ayında yayınlanan bir yazımda şunları
söylemiştim: “Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın ziyareti sırasında Macaristan Başbakanı ViktorOrban’ın, güvenli
bölgede yeni yapıların ve köylerin kurulmasına destek vereceklerini söylemesi
diğer Avrupa ve Arap ülkeleri için örnek olmalıdır. Her bir devlet güvenli
bölgede bir ilçe kurarak Suriyeli göçmenlerin kendi ülkesine, evine, yurduna
dönmesine destek vermelidir.”
Suriyeli mülteciler bize sığındıklarında onları misafir
etmemiz doğaldı. Ancak şimdi dönerek kendi vatanlarını da mamur etmeliler. ABD
ve YPG’nin çöktüğü Suriye petrolleri de acilen kontrol altına alınıp
işletilerek Suriyeliler için harcanmalıdır. Türkiye, öncelikle Suriye’nin
kuzeyini tamamıyla kontrol altına almalı; YPG bölgeden temizleyerek Türkiye,
Ürdün ve Lübnan’daki mültecilerin ikametine açılmalı, tarım ve hayvancılık
teşvik edilmelidir.