Mülteci Ticareti
Tek hegemon güç olma özelliğini hızla yitiren ABD’den artık ‘bizim çocuklar kazandı’ cümlesinden çok, biz kaybetmedik, çekilmek tercihimizdi cümlesini duymaya başladık. Hezimetten bir kahramanlık destanı çıkarma peşindeler. Başarısızlığın temelleri ise 2002’de atıldı. ABD 2003’te işgal ettiği Irak’ta da, 2011’de iş savaş çıkardığı Suriye’de yenileceğini anlayınca önce İran, 2015’de de Rusya’yı imdada çağırarak kontrollü kaosun sürmesini sağlamıştı.
Afganistan’da kaybeden ABD, algıyı tersine çevirmek için
caydırıcılık güvenilirliğini güçlendirme çabalarını yoğunlaştırdı. Avrupa’nın
sarsılan güveninden sonra, NATO’nun Afganistan’da teröre karşı ezeli düşman Çin
ve Rusya ile ortak çalışabileceğini bile ilan etti.
Afganistan’da çatışma ve kaos ortamının körükleneceği yeni
planda göçmenler bir silah olarak kullanılıyor. Tıpkı yenilgilerinden
kahramanlık destanı çıkarmak istedikleri Vietnam’da ve Irak’ta olduğu gibi.
Vietnam Savaşı’ndaki hezimeti, 1,6 milyondan fazla Vietnamlıyı ABD’ye taşıyarak
unutturmak istediler. Bu Vietnamlılar ABD’nin Asya sömürüsünün sürdürülebilmesi
için kullanıldı. Yine Guam adasına taşıdıkları yandaşlarından Irak’taki
çıkarlarını sürdürebileceği bir yapı oluşturdu.
Şimdi de 20 yıllık işgal sürecinde ABD’lilerle ortak çalışan
yüzbinlerce Afganistanlıyı, tahliye ederek Amerikan çıkarlarına hizmet ettirmek
derdine düştüler. Taliban mağlubiyetinin izlerinin kısa zamanda silinmeyeceğini
bilen Pentagon, Afganistan’da kalan yandaşlarının ülke dışına çıkmasına yardım
ederek Amerika’nın Hint-Pasifik’teki çıkarlarının zedelenmesini önlemeye
çalışacak.
Biden, bugüne kadar ABD’ye inanan Pasifik’teki dostlarının
güvenlerini tazelemek için Afganistan’ı boşaltmayı planlıyor. Bunu yaparken de
iç savaş ve kaosu kullanacak. Kendisine savaştan kaçanları kurtarma misyonu ile
de Hint-Pasifikte zedelenen itibarını geri kazanmaya çalışacak.
ABD ve İngiliz güvenlik şirketleriyle çalışan BAE ve Katar,
Afgan mültecilerin Irak’a yerleştirilmesi için kolları sıvadılar. Anbar’da, özellikle
ABD’nin Ayn el Esad üssünün yakınında Afgan mülteci kampları inşa edilecek.
Konuya sıcak bakan İran da Şii Hazara mültecilerinin de programa dahil
edilmesini istiyor. Mültecilerin Suriye’ye taşınması da gündemde, bu mevcut
durumu daha da karmaşık hale getirecek.
Dünya’nın siyasi, ekonomik olarak ağırlık merkezinin Asya
olacağını hesap eden ABD, Çin ile uzun vadeli bir rekabete yatırım yapıyor.
Ülkesine ve dünyanın çeşitli yerlerine taşıdığı bu Afganlar eliyle bugün olmasa
bile yakın gelecekte Asya-Pasifik çıkarlarını sürdürmeye hesaplıyor. Tayvan,
Güney Kore ve Japonya’yı kaybetmemek için elinden geleni yapıyor.
Çin’in Afganistan’daki madenleri işletmesine mani olabilmek
için Uygur kozunu sahaya sürdü. Çin’in Uygurlar üzerine soykırım yaptığı propagandasını
güçlü olarak Afganistan’da işleyerek Taliban’ın Çin ile ortak çalışmasını
durdurmaya hedefliyor. Çin’in teknolojik atılımları ise Japonya rekabetiyle
kesilmeye çalışılacak. Özellikle 5G teknolojilerinde Çin’e karşı Japonya’ya
destek verecekler.
Türkiye’nin Havaalanı işletmesi konusu, Şeriatçılık,
devletin rejimi tartışmalarıyla şimdilik durduruldu. Afganistan’da birincil
Aktör olarak, Rusya, Çin, Pakistan kalırken, ikincil aktörler, Katar, BAE, İran
oldu. Katar İngiliz güvenlik şirketi, BAE ise ABD’li özel güvenlik şirketiyle
ortak çalışıyor. Türkiye tartışmalar arasında Afganistan’da üçüncül aktör
haline getirildi.
Amerika’nın 2001 işgali sonrasında kalıcı işgal, geçici
işgal veya ABD çıkarlarını özümsemiş bir rejim kurma tercihleri arasında, ilk
ikisinin maliyetinin yüksekliğinden dolayı, kendine müzahir bir rejim kurmayı tercih
etti. O rejim inşasında kurduğu partilerin hiçbiri şeriata karşı değildi.
Hepsinin isminde de İslam vardı. Yalnız işgale ses çıkartmadıkları için onların
isimlerindeki İslam kimseyi rahatsız etmiyordu. Taliban’ın ideolojisi
Afganistan’da en güçlü aktörlerden biri olabilecek Türkiye’yi denklem dışı
bırakmak için kullanıldı. Tıpkı, Müslüman kardeşlerin ideolojisi üzerinden
Akdeniz ve Körfez’de yalınızlaştırıldığımız gibi Afganistan ile bağımızı kesmek
için de Taliban ideolojisi kullanılıyor. Türkiye’de sayıları 150 bini bulmayan
Afganistanlı göçmenler için ortalığı dalavereye verenlerin sayıları 200 binin
üzerinde olan Ermeni kaçaklar için ses çıkartmamaları mülteci yaygaralarındaki
samimiyeti bizlere gösteriyor.
Birileri silah haline getirdikleri mülteci ticaretinden siyasi ve ekonomik rant elde etmek için yine kalleşçe oyun kuruyor. Türkiye ülkesine gelebilecek mülteci akınından çok, Irak ve Suriye gibi çevre ülkelerde ABD kontrolünde kurulacak mülteci kamplarına dikkat etmeli. Vessellam…..