Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.80
Gram Altın
2975.69
BIST 100
9722.85
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Eylül 2021

Mülteci Ticareti

Tek hegemon güç olma özelliğini hızla yitiren ABD’den artık ‘bizim çocuklar kazandı’ cümlesinden çok, biz kaybetmedik, çekilmek tercihimizdi cümlesini duymaya başladık. Hezimetten bir kahramanlık destanı çıkarma peşindeler. Başarısızlığın temelleri ise 2002’de atıldı. ABD 2003’te işgal ettiği Irak’ta da, 2011’de iş savaş çıkardığı Suriye’de yenileceğini anlayınca önce İran, 2015’de de Rusya’yı imdada çağırarak kontrollü kaosun sürmesini sağlamıştı.

Afganistan’da kaybeden ABD, algıyı tersine çevirmek için caydırıcılık güvenilirliğini güçlendirme çabalarını yoğunlaştırdı. Avrupa’nın sarsılan güveninden sonra, NATO’nun Afganistan’da teröre karşı ezeli düşman Çin ve Rusya ile ortak çalışabileceğini bile ilan etti.

Afganistan’da çatışma ve kaos ortamının körükleneceği yeni planda göçmenler bir silah olarak kullanılıyor. Tıpkı yenilgilerinden kahramanlık destanı çıkarmak istedikleri Vietnam’da ve Irak’ta olduğu gibi. Vietnam Savaşı’ndaki hezimeti, 1,6 milyondan fazla Vietnamlıyı ABD’ye taşıyarak unutturmak istediler. Bu Vietnamlılar ABD’nin Asya sömürüsünün sürdürülebilmesi için kullanıldı. Yine Guam adasına taşıdıkları yandaşlarından Irak’taki çıkarlarını sürdürebileceği bir yapı oluşturdu.

Şimdi de 20 yıllık işgal sürecinde ABD’lilerle ortak çalışan yüzbinlerce Afganistanlıyı, tahliye ederek Amerikan çıkarlarına hizmet ettirmek derdine düştüler. Taliban mağlubiyetinin izlerinin kısa zamanda silinmeyeceğini bilen Pentagon, Afganistan’da kalan yandaşlarının ülke dışına çıkmasına yardım ederek Amerika’nın Hint-Pasifik’teki çıkarlarının zedelenmesini önlemeye çalışacak.

Biden, bugüne kadar ABD’ye inanan Pasifik’teki dostlarının güvenlerini tazelemek için Afganistan’ı boşaltmayı planlıyor. Bunu yaparken de iç savaş ve kaosu kullanacak. Kendisine savaştan kaçanları kurtarma misyonu ile de Hint-Pasifikte zedelenen itibarını geri kazanmaya çalışacak.

ABD ve İngiliz güvenlik şirketleriyle çalışan BAE ve Katar, Afgan mültecilerin Irak’a yerleştirilmesi için kolları sıvadılar. Anbar’da, özellikle ABD’nin Ayn el Esad üssünün yakınında Afgan mülteci kampları inşa edilecek. Konuya sıcak bakan İran da Şii Hazara mültecilerinin de programa dahil edilmesini istiyor. Mültecilerin Suriye’ye taşınması da gündemde, bu mevcut durumu daha da karmaşık hale getirecek.

Dünya’nın siyasi, ekonomik olarak ağırlık merkezinin Asya olacağını hesap eden ABD, Çin ile uzun vadeli bir rekabete yatırım yapıyor. Ülkesine ve dünyanın çeşitli yerlerine taşıdığı bu Afganlar eliyle bugün olmasa bile yakın gelecekte Asya-Pasifik çıkarlarını sürdürmeye hesaplıyor. Tayvan, Güney Kore ve Japonya’yı kaybetmemek için elinden geleni yapıyor.

Çin’in Afganistan’daki madenleri işletmesine mani olabilmek için Uygur kozunu sahaya sürdü. Çin’in Uygurlar üzerine soykırım yaptığı propagandasını güçlü olarak Afganistan’da işleyerek Taliban’ın Çin ile ortak çalışmasını durdurmaya hedefliyor. Çin’in teknolojik atılımları ise Japonya rekabetiyle kesilmeye çalışılacak. Özellikle 5G teknolojilerinde Çin’e karşı Japonya’ya destek verecekler.

Türkiye’nin Havaalanı işletmesi konusu, Şeriatçılık, devletin rejimi tartışmalarıyla şimdilik durduruldu. Afganistan’da birincil Aktör olarak, Rusya, Çin, Pakistan kalırken, ikincil aktörler, Katar, BAE, İran oldu. Katar İngiliz güvenlik şirketi, BAE ise ABD’li özel güvenlik şirketiyle ortak çalışıyor. Türkiye tartışmalar arasında Afganistan’da üçüncül aktör haline getirildi.

Amerika’nın 2001 işgali sonrasında kalıcı işgal, geçici işgal veya ABD çıkarlarını özümsemiş bir rejim kurma tercihleri arasında, ilk ikisinin maliyetinin yüksekliğinden dolayı, kendine müzahir bir rejim kurmayı tercih etti. O rejim inşasında kurduğu partilerin hiçbiri şeriata karşı değildi. Hepsinin isminde de İslam vardı. Yalnız işgale ses çıkartmadıkları için onların isimlerindeki İslam kimseyi rahatsız etmiyordu. Taliban’ın ideolojisi Afganistan’da en güçlü aktörlerden biri olabilecek Türkiye’yi denklem dışı bırakmak için kullanıldı. Tıpkı, Müslüman kardeşlerin ideolojisi üzerinden Akdeniz ve Körfez’de yalınızlaştırıldığımız gibi Afganistan ile bağımızı kesmek için de Taliban ideolojisi kullanılıyor. Türkiye’de sayıları 150 bini bulmayan Afganistanlı göçmenler için ortalığı dalavereye verenlerin sayıları 200 binin üzerinde olan Ermeni kaçaklar için ses çıkartmamaları mülteci yaygaralarındaki samimiyeti bizlere gösteriyor.

Birileri silah haline getirdikleri mülteci ticaretinden siyasi ve ekonomik rant elde etmek için yine kalleşçe oyun kuruyor. Türkiye ülkesine gelebilecek mülteci akınından çok, Irak ve Suriye gibi çevre ülkelerde ABD kontrolünde kurulacak mülteci kamplarına dikkat etmeli. Vessellam…..