Müjde üstüne müjde
1999 depremi sonrasında çöken Türk siyasi atmosferinde
kurulan AK Parti, toplumun hayallerini gerçekleştirebilecek umudu her daim diri
tuttuğu için 18 yıldır Türkiye’yi yönetiyor.
1991 yılında başlayan Karadeniz’de petrol(enerji) arama işi 16
Temmuz 2003 tarihinde ete kemiğe bürünmüştü. Enerji Bakanı Hilmi Güler,
Karadeniz’de petrol arayacak Ramform
Challenger isimli gemiyi İstanbul’da törenle karşılamış, bulunacak milyarlarca
varillik petrolün TPAO ve BP Exploratlon şirketi arasında yarı yarıya
paylaşılacağını bile duyurmuştu.
Büyük Türkiye’nin habercisi
Türkiye’nin enerji umudunu Karadeniz’in sularına gömecek
ayak oyunları Musul ve Kerkük gibi petrol denizlerini Anadolu’dan kopartan
şeytani planın sahipleri için pek de zor olmadı. 2017 yılında satın alınan
Fatih Sondaj gemisinin ardından, Yavuz, Kanuni sondaj gemileri ile Barbaros
Hayrettin Paşa ve Oruç Reis sismik araştırma gemilerine sahip olarak kötü
komşunun bize layık görmediği toprak ve denizlerimizdeki enerji kaynaklarına
ulaşma imkanı bulduk. Bulunan 320 milyar metreküplük gaz bulunacak trilyonlarca
metreküp gaz ve trilyonlarca varil petrolün müjdecisi olarak önümüzde duruyor.
Damat güzellemesi
Karadeniz Sakarya havzasında bulunan gazın devreye alınacağı
2023’te, 3 Nisan 2018 yılında temeli atılan Akkuyu Nükleer santralinde de
enerji üretimine başlanacağını hesap ederseniz, Aynı anda nükleer bir güç
haline dönüşebilecek Türkiye’nin aydınlık geleceğine ışık tutan kişinin Berat
Albayrak olduğunu anlar, damat güzellemelerinin arkasında kimlerin olduğunu
görürsünüz. 1965 yılından 2018 yılına kadar ertelenen nükleer santral hayalimiz
de 1920’lerden itibaren yaklaştırılmadığımız petrol (enerji) üreticisi olma
umudumuz da Berat Albayrak’ın enerji bakanı olduğu dönemde gerçeğe dönüşmeye
başladı.
Bu yürüyüşü durduramazlar
Milli Enerji hamlesiyle yenilenebilir enerji, bor, toryum,
lityumun ekonomik olarak devreye alınması ile Türkiye’nin geleceği yeri siz
hesap edin. Yani Türkiye’nin yürüyüşünü bu saatten sonra İsrail, ABD’ye
ruhlarını satmış PKK/DEAŞ gibi terör örgütleri de, körfez sermayesi de,
Biden’in dostu Kemal’in kuyruğuna takılan sözde muhalefet te, Sömürdüğü Afrika
elinden Türkiye’nin hamleleriyle kayan Fransa da, Korsan devletler GKRY ve
Yunanistan’ı maşa olarak kullanan AB de durduramayacaktır.
Türkiye devler liginde
Yüksek teknoloji ve silah sanayiinde dış bağımlılığı azalan
Türkiye, Irak, Suriye, Libya, Azerbaycan’da operasyonları düveli muazzamayı
karşısına alarak yapabildiği gibi, Enerji bağımlılığı ortadan kalkan
Türkiye’nin de dünyanın en büyük ekonomik gücü olacağından kimsenin şüphesi
olmasın.
Bulunan gazın cari açığımızı azaltmasının yanı sıra, dolara
olan bağımlılığımızı da en aza indirerek kur-döviz operasyonlarını boşa
çıkartarak otomatik olarak enflasyon ve faizleri de indirip fakir fukaranın
sofrasına yansıyacağını görmemiz lazım.
2020 yılında müjde üstüne müjdeler alıyoruz. Yerli otomobil
ile başlayan bu müjdeler, pandemi döneminde milli ilaç ve aşı çalışmalar,
Akdeniz ve Libya’da donanma ve sihalarımızın yazdığı destan, Ayasofya’nın
ibadete açılması heyecanımız son olarak da Doğalgaz umudumuzla taçlanmıştır.
Akdeniz’de yeni dönem
11 Ekim Pazar günü yapılacak KKTC cumhurbaşkanlığı
seçimlerinden sonra Kapalı Maraş’ın açılması Rum-Yunan korsan devletlerine
ciddi bir şok yaşatacaktır. Silahlandırdıkları 12 adanın statüsü de, Batı
Trakya’da işgal ettikleri Türk toprakları da gerçek sahiplerine kavuşacağı günü
özlemle bekliyor.
Günümüzde silah sanayi, yüksek teknoloji ve enerji de söz
sahibi olmayan devlet bağımsız olmaz, hayalleri olmayanın da geleceği olmaz.
Selam olsun, Türk milletinin hayallerini her türlü zorluğa
rağmen gerçekleştiren büyük lidere. Selam olsun mazlumların yanında hak ve
adaletten milim ayrılmayan büyük devlete, selam olsun her türlü fitneye rağmen
liderinin arkasında saf tutan yiğitlere.