Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 May 2023

Muhteris başkan

Maraş depreminden sonra muhteris İBB başkanı kameraların karşısına geçti beklenen İstanbul depremi ile ilgili 4 yılda bir çivi çakmamasına rağmen yine bildik beylik laflarla vatandaşın o zor kaygılı günlerinde içini ferahlatacak bir açıklama yaptı.

Binalarımızın depreme dayanıklılık durumu ile ilgili ekip kurduğunu ve sorunlu binaları acilen tespit edeceklerini söyledi.

Vatandaş olarak o günlerin kaygısının da etkisi ile verilen adrese belgelerimle ve komşularla beraber müracaat ettik.

Cevap çok hızlı verilince doğrusu sevindim.

Ancak aradan aylar geçmesine ve defalarca aramamıza rağmen halen ne gelen, ne soran, ne arayan,ne de aramalarımıza cevap veren yok.

Şu ana kadar elimizde o gün sanırım otomatik cevap sisteminden gönderilen matbu bir belge var.

Aynen şöyle,

Değerli İstanbullu,
Hızlı Tarama Yöntemi ile Bina İncelemesi talebiniz alınmış olup başvurunuzun durumuyla ilgili sizlere en kısa sürede dönüş yapılacaktır.

Saygılarımızla
İstanbul Büyükşehir Belediyesi

İBB Başkanı aylardır kendine vaat edilen cumhurbaşkanı yardımcılığının hayali ile dere tepe düz kapı kapı dolaşıpha bire yalanla, dolanla vatandaşın kafasını karıştırmaya devam ediyor.

Aynı anda İstanbul’da 8-10 yerde metro yapıyormuş(!).

İstanbul’da yaşamasam belki diyeceğim ama,metro yapmasını bir tarafa bırakalım,yapılanları da toprakla doldurduğu tescilli.

İstanbul’da toplu taşımanın tüm zorlularını yaşadığı halde üç maymunları oynayan bazıları bu kocaman yalana inanarak hem şehrimize hem başkana aslında kötülük yapıyorlar.

Yalanın bini bir paradan piyasada alıcı bulduğu için kapış kapış satılıyor.

Adam enteresan bir şekilde söylediği yalanları yeni yalanlarla kamufle ederek keriz avlamada da maharetli olduğunu adeta tescilliyor.

Sadece yalan ticareti yapmıyor elbette.

Yerine göre devletin valisine küfredebiliyor, vatandaşları birbirlerine düşürebiliyor hatta daha ileri gidip alavere dalavere vatandaştan aldığı tepkiler üzerinden algı oluşturup devletin polisini töhmet altında bırakacak gariplikle yaparak devlet millet kaynaşmasını dinamitliyor.

En son olsun diyeceğim ama maalesef umudum az.

Dün İstanbul Bayrampaşa’da esnaf bir vatandaşımıza yönelik tutum ve davranışını da gözlemleyince yok artık dedim.

AblasınınRabbiyesirlisi hazret, sadece bu günlerde değil, yıkıcı depremde yerle bir olan Defne Devlet hastanesinin temel atma töreninden kesitler kullanarak Erdoğan’ın attığı temelin hayali olduğundan bahsederek acılı depremzedelerin yarasına biber sürmüş ve Ablamız danışmanı ilebirlikte bu yalan üzerinden algı oluşturmuş vatandaşlarımızıbirlikte aldatmışlardı.

Her zaman söylediğim gibi yalan er yâda geç muhakkak sahibini rezil eder.

Geçtiğimiz günlerde sağlık bakanımız basın mensuplarına Defne Devlet hastanesini gezdirdi.

Hastane geçen hafta sonu Cumhurbaşkanımız tarafından açıldı.

Tam donanımlı hastanenin geçici olmadığı ve bölge insanına tam donanımlı hizmet edeceği müjdesi de verildi.

Azgın azınlık bu gelişmeler karşısında ar edip ellerini başlarının arasına alarak biraz düşünmeyi tercih etse ve yaptığı affedilmez hata karşısında özür dilmese bile en azından beden dili ile mahcubiyetini hissettirseydi diyeceğim ama nerede o ar, nerede o şeref.

Erdoğan’a rey vermeyen Van ve İzmir’deki depremzede vatandaşlarımız gibi, Defneli kardeşlerimizde rey vermediler.

Kendilerine rey vermedi diye depremzedelere demediğini bırakmayan hatta yerleştirdikleri misafirhanelerden kovanlara inat Erdoğan kendine rey vermeyenlere de aynı hizmeti tüm hassasiyeti il götürüyor.

Gören görüyor da görmeyenlerin tahakkümü altına girmemek için yarın tekrarı yapılacak seçimlerde muhakkak oylarımızı kullanalım.

Vereceğimiz oylarla yeni Türkiye’mizi yeni yüz yılında parlatarak, kör dünyanın acımasız karanlığını aydınlatması için destek olalım.

Bir oy bir oydur.

Oylarımızla oyunda oynaşta olanların gözlerini oyarak oynanan büyük oyunu bozarak yerli yabancı devlet ve millet düşman tüm unsurlara karşı tek yürek olduğumuzu bir kez daha gösterelim.

Gösterelim ki, ulu orta sağda solda atıp tutan, vatandaşa parmak sallayarak tehditler savuran üstten bakmacı sırca köşk sahiplerine bir kez daha oturun oturduğunuz yerde diyelim.

Diyelim ki; kimi caddede, kimi piknikte, kimi de çay bahçesinde yürüyen millet kervanına sataşıp gereksiz sesler çıkarmasın.

Bu haftalık da bu kadar.

Kalın sağlıcakla.