Muhsin Başkan için adalet
CNN Türk, şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu Furkan
Yazıcıoğlu’nu davet etmekle önemli bir programa imza attı. Gazeteci Nedim Şener’in isabetli
sualleriyle benim de ilk defa şahit olduğum çok önemli bilgiler paylaşıldı.
“Er meydanı kancıklık kabul etmez” diyen bu yiğit adam ülkesi için bedel ödemiş
ve ömrünü ülkesine hizmet etmekle geçirmiş gerçek bir vatanseverdi.
Aynı zamanda bu ülkede yaşayan her kesimden insanla birlikte
barış ve huzur içinde yaşamayı prensip edinmiş ender siyasetlerimizden biriydi.
Öyle ki “Biz, Kürt'üyle, Türkmen'iyle, doğulusuyla
batılısıyla, Alevi'si Sünni'siyle biriz ve beraberiz. Ortak sorunlarımız var ve onları
demokrasi içinde çözeriz” diyerek ülkenin selameti ve huzuru için çaba sarf ediyordu.
Ne yazık ki 25 Mart 2009 yılında kahpece bir
suikasta kurban gitti Muhsin Başkan. Helikopterden canlı çıkan olmadı. Aradan 48
saat geçmesine rağmen kasıtlı olarak bulunmadı.
Bir köylünün ısrarla “burada ancak iki yerde
telefon çeker ya o bölgede ya da diğer tarafta düşmüş olmalılar” demesine rağmen
o bölgelerde arama yapılmasına müsaade edilmedi.
Furkan Yazıcıoğlu, katıldığı programda “dava
dosyasının her yerinden FETÖ fışkırıyor” diyor ancak 12 yıl aradan sonra ve onca delile rağmen davada bir milim
ilerleme kaydedilemediğini de üzülerek belirtiyor.
Nedim Şener de bir yazısında; “Muhsin Yazıcıoğlu
suikastı ile ilgili Yargıtay Başsavcılığı’nın 221 sayfalık mütalaası ile 81 sayfalık
ek mütalaasını, 11 Aralık 2020 tarihli 96 sayfalık yeni iddianameyi okuduğunu
ve durumun pek iç açıcı olmadığını” söylüyordu.
Furkan Yazıcıoğlu o gece çoğumuzun belki de ilk
defa duyduğu önemli bir bilgi paylaştı.
Olay günü ilki sabahtan prova şeklinde iki
tane jet alt alta uçuş yapıyor. Birbirlerine 80 metre daha yakın uçuş yapıyorlar. Bunun
sebebi ise altta kalan jetin radarda görünmemesi. Yani havada alt alta İki jet
uçuyor ama radarda tek jet olarak görülüyor.
İkinci uçuşta jetlerden biri kopup dalışa geçiyor ve
dalışa geçtikten sonra helikopterin üzerine bir bindirme yapıyor. Tekrar radarda
göründüğü noktada da ses hızını aşmış bir şekilde tekrar görülüyor. Bu
eylemle ilgili elimizde radar görüntüleri var diyor Furkan.
Bu eylemi yapan pilot tahmin ettiğiniz gibi
FETÖ’den tutuklu ve örgüt imamı Adil Öksüz’le yakın ilişkisi olduğu tespit edildi.
Furkan Yazıcıoğlu, helikopterden cihazları söken iki FETÖ mensubunun
Davut Uçum ile Aydın Özsıcak’ın aynı zamanda 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımıza
suikast için gelen FETÖ’cü ekibin içinde olmasını da dikkat çekiyor.
Ayrıca Bylock yazışmalarında kendi aralarında
“bu işi tereyağından kıl çeker gibi hallettik” dediklerini de hatırlatıyor. Elbette FETÖ elebaşının talimatlarıyla.
Bir de Muhsin başkana ait bir çanta kayıp. İçeriğinde
ne olduğunu kimse bilmiyor. Yalnız rahmetli suikasttan birkaç ay evvel yakın
arkadaşlarına “Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili çok önemli bilgilere ulaştığını
ve seçimlerden sonra gereğini yapacağını dillendiriyor.
Öyle bir dava süreci ki bu, Furkan’ın
ifadesiyle nereye el atsalar oradan FETÖ çıkıyor.
Furkan Yazıcıoğlu geçenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de bir
görüşme gerçekleştirdi ve 12 yıllık dava sürecini somut delilerle Cumhurbaşkanı’na
sundu.
Helikopterden cihazları söken askerlerin ve onların
savunmasını üstlenen avukatın FETÖ bağlantılarından tutun bu davayı farklı
yerlere çekerek hedef şaşırtmak isteyen FETÖ’cülerin algısına varana kadar her
şeyi anlattığını ifade ediyor.
Kısacası
ortada planlanarak, tasarlanarak örgütlü bir suikast girişimi bir cinayet söz konusu.
Buna rağmen "Dosyada bir arpa boyu yol
alamadık. Yeni deliller veriler geliyor ama maalesef hala yargılama sürecinde bir adım ileriye
gidemiyoruz. Dört davamız vardı bizim ancak bir tanesi devam ediyor" diyor Furkan.
“Ve bu devletin ona verebileceği tek bir
şey var: Adalet. Biz onu bekliyoruz. Başkan ve yanında vefat eden arkadaşları
bu hakka kavuşsunlar" diyerek de devletinden adalet talep ediyor.
Biz de Furkan gibi düşünüyoruz. Ve Muhsin Başkan için adalet istiyoruz. Bu dava artık aydınlanmalı ve adalet yerini bulmalıdır. Gazetecilerimiz, siyasetçilerimiz bu davayı gündemden düşürmemelidirler.