Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.70
Gram Altın
2973.99
BIST 100
9989.1
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Nisan 2021

Muhsin Başkan için adalet

CNN Türk, şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu Furkan Yazıcıoğlu’nu davet etmekle önemli bir programa imza attı. Gazeteci Nedim Şener’in isabetli sualleriyle benim de ilk defa şahit olduğum çok önemli bilgiler paylaşıldı.

“Er meydanı kancıklık kabul etmez” diyen bu yiğit adam ülkesi için bedel ödemiş ve ömrünü ülkesine hizmet etmekle geçirmiş gerçek bir vatanseverdi.

Aynı zamanda bu ülkede yaşayan her kesimden insanla birlikte barış ve huzur içinde yaşamayı prensip edinmiş ender siyasetlerimizden biriydi.

Öyle ki “Biz, Kürt'üyle, Türkmen'iyle, doğulusuyla batılısıyla, Alevi'si Sünni'siyle biriz ve beraberiz. Ortak sorunlarımız var ve onları demokrasi içinde çözeriz” diyerek ülkenin selameti ve huzuru için çaba sarf ediyordu.

Ne yazık ki 25 Mart 2009 yılında kahpece bir suikasta kurban gitti Muhsin Başkan. Helikopterden canlı çıkan olmadı. Aradan 48 saat geçmesine rağmen kasıtlı olarak bulunmadı.

Bir köylünün ısrarla “burada ancak iki yerde telefon çeker ya o bölgede ya da diğer tarafta düşmüş olmalılar” demesine rağmen o bölgelerde arama yapılmasına müsaade edilmedi.

Furkan Yazıcıoğlu, katıldığı programda “dava dosyasının her yerinden FETÖ fışkırıyor” diyor ancak 12 yıl aradan sonra ve onca delile rağmen davada bir milim ilerleme kaydedilemediğini de üzülerek belirtiyor.

Nedim Şener de bir yazısında; “Muhsin Yazıcıoğlu suikastı ile ilgili Yargıtay Başsavcılığı’nın 221 sayfalık mütalaası ile 81 sayfalık ek mütalaasını, 11 Aralık 2020 tarihli 96 sayfalık yeni iddianameyi okuduğunu ve durumun pek iç açıcı olmadığını” söylüyordu.

Furkan Yazıcıoğlu o gece çoğumuzun belki de ilk defa duyduğu önemli bir bilgi paylaştı.

Olay günü ilki sabahtan prova şeklinde iki tane jet alt alta uçuş yapıyor. Birbirlerine 80 metre daha yakın uçuş yapıyorlar. Bunun sebebi ise altta kalan jetin radarda görünmemesi. Yani havada alt alta İki jet uçuyor ama radarda tek jet olarak görülüyor.

İkinci uçuşta jetlerden biri kopup dalışa geçiyor ve dalışa geçtikten sonra helikopterin üzerine bir bindirme yapıyor. Tekrar radarda göründüğü noktada da ses hızını aşmış bir şekilde tekrar görülüyor. Bu eylemle ilgili elimizde radar görüntüleri var diyor Furkan.

Bu eylemi yapan pilot tahmin ettiğiniz gibi FETÖ’den tutuklu ve örgüt imamı Adil Öksüz’le yakın ilişkisi olduğu tespit edildi.

Furkan Yazıcıoğlu, helikopterden cihazları söken iki FETÖ mensubunun Davut Uçum ile Aydın Özsıcak’ın aynı zamanda 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımıza suikast için gelen FETÖ’cü ekibin içinde olmasını da dikkat çekiyor.

Ayrıca Bylock yazışmalarında kendi aralarında “bu işi tereyağından kıl çeker gibi hallettik” dediklerini de hatırlatıyor. Elbette FETÖ elebaşının talimatlarıyla.

Bir de Muhsin başkana ait bir çanta kayıp. İçeriğinde ne olduğunu kimse bilmiyor. Yalnız rahmetli suikasttan birkaç ay evvel yakın arkadaşlarına “Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili çok önemli bilgilere ulaştığını ve seçimlerden sonra gereğini yapacağını dillendiriyor.

Öyle bir dava süreci ki bu, Furkan’ın ifadesiyle nereye el atsalar oradan FETÖ çıkıyor.

Furkan Yazıcıoğlu geçenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de bir görüşme gerçekleştirdi ve 12 yıllık dava sürecini somut delilerle Cumhurbaşkanı’na sundu.

Helikopterden cihazları söken askerlerin ve onların savunmasını üstlenen avukatın FETÖ bağlantılarından tutun bu davayı farklı yerlere çekerek hedef şaşırtmak isteyen FETÖ’cülerin algısına varana kadar her şeyi anlattığını ifade ediyor.

Kısacası ortada planlanarak, tasarlanarak örgütlü bir suikast girişimi bir cinayet söz konusu.

Buna rağmen "Dosyada bir arpa boyu yol alamadık. Yeni deliller veriler geliyor ama maalesef hala yargılama sürecinde bir adım ileriye gidemiyoruz. Dört davamız vardı bizim ancak bir tanesi devam ediyor" diyor Furkan.

Ve bu devletin ona verebileceği tek bir şey var: Adalet. Biz onu bekliyoruz. Başkan ve yanında vefat eden arkadaşları bu hakka kavuşsunlar" diyerek de devletinden adalet talep ediyor.

Biz de Furkan gibi düşünüyoruz. Ve Muhsin Başkan için adalet istiyoruz. Bu dava artık aydınlanmalı ve adalet yerini bulmalıdır. Gazetecilerimiz, siyasetçilerimiz bu davayı gündemden düşürmemelidirler.