Muhit Dergisinin İçinden, Dışından
Ömür defterine bir yıl daha eklendi. Bir yıl daha kalınlaştı defterimiz. Dünya yükü artıyor, bizler zayıflıyoruz, yoruluyoruz. Şimdi yeni bir yıl, yeni sayfalar açılıyor. Muhit dergisi de yeni sayfalardan biri olarak 2020’yi selamlıyor.
Çok çalıştık; acıktık, yedik içtik ama şükrümüz zayıf kaldı. Hep eleştiri, hep istihzâ… Yol ise sürüyordu, azığımız azalıyordu. Gönlümüz, Kaf Dağı’nın hayalini kurarken, nefsimiz dağın eteklerine tutuşup kalıyordu. Tırmandıkça yükselen dağ olur muydu? Tırmandıkça iniyorduk biz. Şimdi hayatımızdan ne çok şikâyet eder olduk. Tutunmak zor, yaşamak çok zor.
2019 çok acılı geçti. Hayatı görerek, görünmeyeni de göstererek okumak ve yazmak. Tüm bu acılar bizi karşılamışken, bu ilahî mektubun muhatabı biz seçilmişken bir taraftan da umudumuzu tazeleyen, şevkimizi artıran güzellikler vardı.
2019 yılı edebiyata daha çok tutunduğum bir yıl oldu. İnsan, her ızdırabı yaşayabiliyor. Dünyada onca mazlum var, gözyaşı akıyor. Mülteciler yollarda, aç biilaç… Tüm bu ahvâlin içinden nasıl çıkılır, isyanımızı neyle duyururuz? Nedir o esrarlı güç, diye soranlar için söylüyorum, şuydu: edebiyat ve şiir.
Bir muhit gerekti. Değerli dostum Mustafa Uçurum ile hemen her gün bu konuyu konuşuyoruz. Tek güvenilir reçete: okumak ve yazmak. “Yazmasam deli olacaktım.” diyen Sait Faik; “Okumadığın gün karanlıktasın.” diyen Nuri Pakdil, bize yol göstermemiş miydi? Biz de bu yolun yolcusu olarak güncel edebiyatı takip etmek zorundaydık.
2019 sonlarında İtibar’ın veda edeceği haberini duymuştuk. İtibar artık çıkmayacakmış, dediler. İnanmadık! Benim yazdığım bir dergi değildi İtibar. Muhit bizimse, bizim adamlar varsa gönüller birdi ya, ha benim sesim, ha bir dostumun sesi. İtibar dergisini hep öyle gördüm. Muhitimizin sağlam ve yüksek kalesi. Bizi ayakta tutan, bizi koruyan, bizi yazan, seslendiren, anlatan dergi. Ben, bu muhitin zahiren dışında olsam da aslında içindeydim. Ses ortaktır, dert ortaktır; muhit bizimdir. Öyle de oldu. Değerli dostum Mustafa Uçurum, İtibar’ın son sayısında bana ithaf ettiği bir şiir yayımladı. Ben de girmiştim dergiye, hem de son sayıya.
Konumuz bir muhitin var olması idi. İtibar nihayete erdi, hem de zirvede iken. Sorumuz şuydu: İbrahim Tenekeci dergisiz durur mu? Biz de aynı muhitin insanları olarak şunu dedik: Bu muhit dergisiz yapamaz, İbrahim Tenekeci de bu muhiti dergisiz bırakamaz. Haklı çıktık, sevindik.
28 Aralık 2019 Cumartesi günü değerli İbrahim Tenekeci, Twitter hesabından şöyle diyordu: “1 Aralık tarihinden bu yana yeni bir derginin hazırlığı içindeydik. Muhit isimli aylık edebiyat ve fikir dergimiz birkaç gün içinde raflardaki yerini alacak. Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.” Bu sesleniş kısa sürede dalga dalga yayıldı. Coşkusu da yüksek oldu. Sosyal medyada Muhit’i aramaya başladık. Sosyal medya arkadaşım Osman Nuri Aydın Bey, bu konuda hassas ve hızlıdır. Onun sayfasında da Muhit’ in iç kapağını gördüm. Muhit, Muhit’ine kavuşacağı günü beklemeye koyuldu.
Elbette bu habere sevinenler olduğu gibi şaşıran ve eleştirenler de oldu. Eleştiri de olacak ama istihzaya hayır! Niye İtibar kapandı, bu soruyu sormak gereksizdir. Muhit hayırlı olsun, söylenecek söz budur. Muhit dergisi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Tenekeci, Yayın Danışmanı ise Mustafa Akar olmuş. Tecrübeler bir arada. Muhit’in ilk sayısı okuyucusu ile buluştu. Değerli İbrahim Tenekeci’nin “Başlarken” isimli yazısından bazı noktaları paylaşıyorum:
“Muhit, adından da anlaşılacağı gibi, toparlayıcı bir yayın çizgisi takip edecektir. Türk edebiyatının yaşayan bütün kuşakları dergimizde yerini alacaktır.” Şahsen çok önemsediğim bir konuya daha ilk sayıda değinilmiş. Edebî değeri olan her metnin giremeyeceği dergi olmamalıdır. Devam ediyor kısa ama özlü açıklama:
“İyi ve güzeli kılavuz edinen hüner, emekle buluşan yetenek, gösterişten uzak maharet, hürmetle birlikte ilerleyen meziyet, sahibine yakışan kabiliyet ve bütün bunları tamamlayan şahsiyet; derdimiz budur.” Bizim de derdimiz budur, eyvallah! Gösterişten uzaklık ve hürmet, bu iki haslete çok ihtiyacımız var. Muhit, toparlayıcı olmakla birlikte edebiyatımıza yeni isimleri kazandırma arzusunu da dile getiriyor. Dergi aynı zamanda mekteptir de. Muhit’ imiz yaşasın, edebin ve erdemin sesi olarak gök kubbede yankılansın, biz her şartta bu muhitte yaşıyoruz, Muhit’leyiz. Vesselam.