Muharrem İnce fizik kurallarına aykırı davranarak Bediüzzaman'a hakarette bulunmuş!
Fizik ilmi, evrenin işleyişini, uzayı, zamanı ve maddeyi, maddenin hareketini ve de kuvveti, enerjiyi vs. inceler... İnceler de, ilim adamı itiraf etmez ise fizik kendi foton lisanı ve atom gücüyle Allah’ın varlığını ve kudretini öyle bir şaşaalı şekilde ilan eder ki inkârcıların ruhunda büyük patlama oluşur ve imanın nuruyla aydınlanma yaşarlar…
Ey Muharrem İnce: Bütün kâinatı inceden inceye eleyip, Allah’ın şeriki olmadığını ve tesadüflere de yer kalmadığını ispat eden Bediüzzaman’a “hain” demişsin. Üstelik Bediüzzaman diğer bilimlerle beraber, fizikle de ziyadesiyle ilgilenmiştir. Hatta güneşin bir günlük yakıtına – sarfiyatına bile kafa yormuş ve çok düşündürecek ve de “Allah” dedirtecek bir neticeyi de oraya koymuştur... Üstelik bu hakikatlerle uğraşırken hürriyet ve demokrasi düşmanı CHP’nin baskısı ve zulümleri altındadır ve de zindanlardadır. Sizin gibi sırtına laciverti; mideye envai çeşit rızkı çekerek, azgın hürriyetli ve eli mikrofonlu hiç değil; aç ve susuz ve vücuduna zehir verilmişken daracık hücrelerde hakikat peşinde koşturmuştur… Said Nursi’nin vücudunda CHP’nin defalarca verdiği zehir dolaşmış, kendi ise fizik kurallarını yerle bir eden tefekkürle yıldızlar arası ve zaman ötesi seyahatlerde bulunmuştur... Bu hakikat seyahati neticesinde: Fizik bilimi kendi lisanı haliyle, atomlar ve fotonlar sayısınca, Allah demiş; Bediüzzaman’da o bilimin sözünü delillerle haklı çıkarmıştır. Siz de bir fizikçi olarak, hiç utanmadan, arlanmadan; yüzünüzün fiziki yapısı kızarmadan Said Nursi’ye “hain” demişsiniz… Zaten yüzünüz kızarsaydı; CHP’nin nasılda bu milletin evlatlarını emperyalistlerin cehennemi bir hayat tarzı ile kızarttığını görürdünüz ve devletin madalya taktığı savaş gazisi ve de tek partinin zulüm şehidi olan Said Nursi’ye “Hain” demezdiniz. Kahramanlığı için Meclise davet edilen ve törenle karşılanan bir adama ancak ulvi değerler için, vatan için kahramanlık edenlere düşman olanlar “hain” der… Fizik ve vicdan kurallarına ters bu karanlık sözünüzü fotonların ışık ellerine teslim edip; ışıktan hızlı bir şekilde size iade ediyoruz…
Ey Muharrem İnce: Keşke okuduğunuz fiziğin ziyadesiyle Allah’ın varlığını ilan etmesine kulak verip, vahdaniyet-i İlahiyeyi sarsılmaz delillerle ortaya koyan Bediüzzaman’a fizik biliminin fıtratına ters düşecek şekilde, fiziki dilinizle incelmiş ve kopuk bir ifade ile saldırmasaydınız... Bütün ilimlerin biricik hakikati; Allah’ın varlığını ve birliğini ve de muhteşem kudretini ilan etmektir! Özellikle zerreyi, fotonu, yıldızı; zamanı mercek altına alan fiziğin Allah demesi bir başka kıymettedir… Asıl hainlik; o hakikatlere sırt dönüp, o hakikatleri haykıran iman ve Kur’an kahramanına hain demektir!
Evet, iman ve Kur’an’ın hakikatlerini beynin ve ruhun semasına elmas çivilerle çakan bir İslam mücahidine hain demek kâinatın ve insanlığın hukukuna çirkin bir tecavüzdür; fizik kurallarına ters düşmektir!.. En büyük hainlik; kâinatın ilan ettiği Allah’ın varlığını ilimle ispat ederek, insanların yönünü iman ve saadet-i ebediyeye çeviren; makam ve menfaat beklentisi olmayan bir dava adamına düşmanlık etmektir! Bir diğer hainlik ise; İnsanları ahlaksızlaştıranlara, zorla fıtratını değiştirmeye kalkışanlara, milli ve manevi değerlere düşman edenlere hain dememek çirkin bir hainliktir…
Bediüzzaman’ı yerinden yurdundan ettiniz yetmedi mi? Hücrelere attınız; defalarca zehirlediniz yetmedi mi? İdamla yargıladınız, dostlarından, camisinden mahrum bıraktınız; hayatı zindan ettiniz yetmedi mi? Kabrini soydunuz, mezarından çıkardınız; yaşarken bir deri bir kemik bıraktınız, yetmemiş gibi vefatının 64. Sene-i devriyesinde hâlâ soğuk ve zindan ağızlarınızla zulüm etmeye devam ediyorsunuz. Ey zindan ağızlı, fiziğe ters insanlar: Bir insanı inkârdan, dalalet çukurlarından kurtarıp, Allah ve Resulünün razı olacağı kul haline getirmek ve vatana millete hayırlı bir evlat olmasını sağlamak mı ve de emperyalistlerin tahribatına dur demek mi hainliktir? Yoksa! İnsanın dininden, diyanetinden ve ahlakından uzaklaştıracak gayretler mi hainliktir. Harp madalyası sahibi Said Nursi, her insanın ruhuna ve yüreğine, iman hakikatlerini koparılamaz bir madalya olarak öyle bir takmış ki; koparamadığınız için de ahlaksızca ve çirkince bir saldırıda bulunuyorsunuz… Siz Saldırmaya devam edin ama Said Nursi’nin ölümü bile yazdığı reçetelerle sizinle 64 yıldır mücadele ediyor ve kıyamete kadar da mücadele edecektir. Fizik kurallarını hiçe sayarak, Said Nursi’ye karşı yaptığınız hakareti biz Nur Talebeleri olarak, o hakaretin kütle ve enerjisini artmış bir şekilde size iade ediyoruz…
Son söz: İlham için dua edenlere, özellikle Eyüp Ekmekçi Ağabeyimize ve Zübeyir Cengiz kardeşime teşekkürler… Ve de Üstadımıza “hain” diyen Muharrem İnce’ye İstanbul İlim ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı olarak tepki gösteren Said Yüce kardeşimize ve isimlerini hatırlayamadığım tüm duyarlı Nur Talebelerine teşekkür ediyorum hepsinin yüreğini öpüyorum… Allah bizlere ışık hızında duyarlı olmayı ve hakikatlere sahip çıkmayı ve de ruh fiziği bozuk olanları tamir etmeyi nasip etsin ÂMİN…