Muharrem Ayına ve Yüreği Kerbelâ Olanlara Selam Olsun…
Hz. Nuh (a.s) döneminde, tufan sonrası mecburiyetten dolayı, elde ne var ise karıştırılarak pişirilen ve tutulan oruçtan sonra aşure diye adlandırdığımız yiyeceğin yenilmesi zor zamanın bereketli lezzetli ve şifalı bir yemeği olarak ortaya çıkmıştır. O büyük afat neticesinde sanki mükâfat ve final için bu lezzet ilham edilmiş. Gerçektende içindeki malzemeler itibari ile en besleyici ve en lezzetli yiyecek. Gelelim asıl mevzua:
Peygamberimiz Hazret-i Muhammed (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’in torunlarını alçakça susuz koyarak, haince katletmek bir nevi ikinci bir tufandır. O kuru çöllere Hz. Hüseyin olmak üzere mübarek torunların kanını dökmek insanlık için afattır, vicdanlara dev kırmızı dalgalardır… O gözü dönmüş şeref ve vicdan fukarası cahil ve katil herifler Evlad-ı Resulün canına kıyarak, gerçektende Müslümanların yüreklerinde tufan oluşturmuşlardır... İşin garibi İran güya Hz. Hüseyin taraftarı olarak zalimleri lanetliyor ve hızını alamayıp sahabelere dil uzatıyor ama kendisi yemende ve İslam topraklarında Müslüman kanı döküyor, bilerek veya bilmeyerek Siyonizm’e hizmet ediyor! Böyle bir iki yüzlülük olamaz! Asırlarca Hz. Ali ve oğulları için yas tutacaksın, bu tuttuğun yas da da ileri gidip, şeytanı sevindirircesine Allah’ın farzlarına küseceksin hiç samimi değil. Nerede mazlum Müslüman var ise hem kanını dökmek, fesat çıkarmak; alsana Sıffin, al sana Cemel Vakası, al sana Kerbela vs. Belki de Hz. Ali ve iman kahramanı oğullarına ifrat derecede muhabbet ve büyük konuşma neticesi şimdi yeni Kerbelalar ve Sıffinler yaşatarak İslam Âlemine büyük bir musibet olmuşlardır. Samimi ve gerçek bir Müslüman, ne Müslüman ne de mazlum kanı dökemez! Hele hele Evlad-ı Resulü canı pahasına korur, gözü gibi bakar, samimi şekilde sever çünkü iman etmiş olmamızın gereği budur.
Aşure bize şunu da hatırlatmalı: Her biri Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) birer güzide nesli olan o mübarek evlatları – insanları muhabbetle yüreğimiz koyup manevi aşure yapmalıyız... Yapmalıyız ki ruhumuz da gıda alsın. Başta Hz. Ali ve Hz. Hasan, Hz. Hüseyin olmak üzere o manevi elmaslar tüm Müslümanların boynuna ve yüreğine gerdanlık olarak takılmalı
Oruç tutulması faziletli olan Muharrem ayı inananlar için çok mübarek bir aydır. Muharrem ayının onuncu günü aşuredir. Zaten Arapçada aşer on demektir. Ve bu mübarek ayda Yüce Rab’imiz bu aşure gününün de, 10 elçisine – Peygamberine on ayrı lütufta bulunmuştur. Bu sıralayacağım maddeleri Sorularla İslamiyet sitesinden almış bulunmaktayım; emekleri için teşekkürler…
1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a.s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.
Hz. Âişe'nin belirttiğine göre, Kabe'nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi.
Allah bu mübarek günler hürmetine her meşrep ve tarzdaki Müslüman kardeşlerimizin sevgisini yüreğimizde leziz bir aşure yaptırsın. Biz başkalarını sevmeği yüreğimiz de aşure yaptığımızda huzur bulacağız! Geçmişin acı dolu hadiselerini yargılamayı sonsuz adalet sahibi kudretli Allah’ımıza bırakarak, bugün artan muhabbetle birbirimize kucak açmaya gayret edeceğiz... Allah bizlere Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin vs. gibi Allah ve Resulünü sevmeği ve itaat etmeyi nasip etsin... Yüreği Muharrem ve Kerbela olanlara selam olsun… Ve de cennetin efendileri olan Evlad-ı Resule selam olsun…
Not: Tam bu yazıyı yazarken, kıymetli komşum Muharrem Beyin saygıdeğer hanımı elinde tepsi ile aşure getirdi. Bu güzel tevafuk için Allah’a sonsuz şükürler olsun.