Muhammed Ali, mazinin adıydı\u2026

Gençlerle ilgili konuşmalarımda, söyleşilerimde sıklıkla 90'lı yılların aktivist dindar gençliğini özlediğimi dillendiriyorum.

İçinde yaşadığımız dünyanın dindarlık kavramını muhafazakarlık şablonuna sürükleyip biçem verdiği bir düzenek olduğunun elbette farkındayım.

Diyorum ya "öfkemiz kızgınlığımızdan değil acziyet ve yenilgimizden kaynaklıdır; kaybetmektendir korkumuz!"

Gençliğe ilişkin konuşmalarımızda, mesajlarımızda sıklıkla yakın geçmişi referans alıp kelam ediyorsak eğer en hafif tabirle kaybetmeye başladığımızı iddia edebiliriz.

Çok da eski olmayan bir kuşak farkının bir cenah üzerinde bu kadar keskin ve öngörülemez sonuçları olması sosyal bilimin hangi dalınca izaha kavuşturulur, yoksa ilmin envai çeşidi bunda kifayetsiz mi kalacaktır?

Geldiğimiz noktada tüm sorumluluğu gençlere yıkıp onları suçlamak kolay!

90'lı yılların aktivist çocuklarının birer seküler delikanlıya/genç kıza dönüşmesindeki kabahat kimde olabilir?

Hırs küplerine dönüşmüş, değerleri tırmanmak için sıva malzemesi yapan gençliğin naylon muhafazakara evrilmesi nasıl başarılmıştır, cevap vermek hem zor hem kolayu2026

Gözlerini kazanma/kariyer planlaması bürümüş mülayim dindarların çocuklarının ebeveynler tarafından sınıf atlama yarışı argümanı olmasının kabahatlisi kimdir ki?

Muhafazakarlar siyasetten, sivil toplum kuruluşlarından uzak tutup burjuvaya dahil olmak için kullandıkları çocuklarıyla cebelleşip dursunlar, komşu mahallenin liselisi okul müdürünü protesto edip bu yaşta siyasete bulaşsın; ne gam!

Önce sizler okumayı bıraktığınız için çocuklarınız okumaz oldu, sizler arkanızı banka hesaplarınıza, kariyerlerinize dayamaya çalıştıkça çocuklar kariyer basamağına dönüştü tabii.

Eski mücahitlikleriniz bazı dost meclislerindeki asker anıları türünden muamele görmeye başladığında aslında bir nesli kaybettiğinizi anlamalıydınız!

Lakin algı körlüğü, idrakle birlikte sonucu görmeyi de engelleyen bir illettir; fark etmek onun için bu kadar gecikmektedir!

Niye mi bu kadar serzeniş, iç düşünme?

Bir kuşağın öncekiyle aralarındaki uçurumu Muhammed Ali'nin ölümüyle bir kez daha tecrübe ediyor değil miyiz?

Orta yaşın gözyaşlarıyla, dualarıyla karşıladığı bu haberin bunların çocuklarında en ufak bir aksülamele yol açmadığını görmemek için ama olmak lazım gelmez mi?

"Kuşaklararası fark" kavramı icat edildiğinden beri hiç bu kadar anlamlı bir betimle misyonu ifa ediyor değildir!

Bir kuşağın yetiştirdikleriyle kendileri arasındaki uçurum, tarihin hiçbir döneminde bu kadar belirgin temayüz etmemiştir.

Hadi, Muhammed Ali'yi -sembolize ettiği değerleri- yeni nesle taşımayı başaramadınız, bari yeni ve güncel Muhammed Aliler yetiştirmeyi başarsaydınız azizimu2026

Twitter.com/sabihadogann