Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Aralık 2024

Muhalif müsait mi

Değerli okurlarım ıslahı ve iflahı zor bir kesimle iç içe yaşamanın bazı zorlukları olsa da insanımız bu zorluğu başarmış ve geçmişten günümüze birçok şeye alışarak bu günlere geldik.

Metal yorgunu iktidarın icraatlarına muhalefet etmek elbette çok kolay. Halk arasında bir söz var. Bekâra hanım boşamak kolay derler.

Son çeyrek asırda ülkemiz bir baştan bir başa alt ve üst yapısı ile nerede ise yeniden imar edildi. İçerde vatandaşlar bu değişimi görmese de dışardan gelenler daha havaalanlarımıza iner inmez görüyorlar.

Bu günlere gelmek elbette çalışarak üreterek oldu ve olmaya da devam ediyor. Ülke menfaatine taş üstüne taş koyan her kim olursa olsun bilerek veya bilmeyerek hata yapabilir. Çalışmayan üretmeyen laf ebeliğinden başka bir marifeti olmayanların hata yapma ihtimali ne kadar düşükse, çalışan üreteninin de hata yapmama ihtimali o kadar düşüktür.

Son çeyrek asırda bizzat yaşayarak gördüğümüz garabetler sayılamayacak kadar fazla. Metal yorgunu iktidarın hatalar zincirine bir zincir daha takmayı muhalefet etmek sanan siyasal partiler ve bazı kurumların muhalefet etme adına halka yaşattığı hayal kırıklığından dolayı inanılırlığını her geçen gün azalmakta olduğu da bir gerçek.

Çünkü yerelde iktidar olan muhalefet partileri icraatları ile kısa sürede iktidar erkine rahmet okutur oldu. Bu bağlamda al birini vur ötekine deme kolaycılığına kaçmayalım.

Mücahitler müttehit sonrada müsait oldu algısını toplum bilincine kazıyan malum kesim, her şeye müsait olma kolaycılığına bu kadar kısa sürede kapılmaması gerekirdi diyeceğim ama onlar daha baştan her şeye müsait olmayı tercih ettiler.

Muhalefeti her şeye karşı olmak olarak algılayanlar şimdilerde her şeye nasıl müsait hale geldiler doğrusu ciddi bir tez konusu.

Ülkemiz menfaatine ortak paydamız olan birçok konuda, tek ses tek nefes olamamak beni ziyadesiyle kaygılandırıyor.

Ateş çemberinin giderek daraldığı bir coğrafyada kader birliği içinde insanlar olarak bu kadar ayrışmanın hayra alamet olmadığını bilmek için illa başımıza bir bela bir musibet mi gelmeli.

Kısa birkaç örnek;

Sırf muhalefet olsun diye yıllarca sığınmacılar üzerinden algı yapanların argümanlarının başında gelen ifadeyi hatırlayalım. Ülkemize sığınacaklarına gitsinler memleketlerini Esat zulmünden kurtarsınlar ”Bu ifadeyi dillerine pelesenk oluşturanların büyük bir kısmı şimdi ağız değiştirmiş ve salvo halinde ne diyorlar” Muhalifler ABD ve İsrail uşağı terörist onları durdurun ve Esat’la anlaşın.”

Kim terörist, kim işgalci sorularında, kimler öznesi, o kadar karışık ki, ayıklamak şöyle dursun kavram kargaşasından kurtulmak bile mümkün değil.

İnsan eşreftir. Aynı zamanda da esfeldir. Çivisi çıkartılmış dünyada son zamanlarda yaşanılan garabetler saymakla bitmeyecek kadar fazla. Dünya jandarmasının yeni sahibi sarı gavur Ortadoğu’yu cehenneme çevirmekten bahsediyor. Sanki şimdi güllük gülistanlık.

Güney komşumuz Suriye’de taşlar yeniden döşeniyor. Zinde güçlerin sessizliğini anlamlandırmak zor olsa da içimizdeki müsaitleşmiş muhalefet sözcülerinin dilleri altında ıslattıkları baklaları bir bir çıkartıyorlar. Beden duruşları ve dillerden dökülenlere bakılırsa sonumuz hüsran dediklerine göre önümüzdeki günler ülkemiz için hayırlı gelişmelere gebe.

Gölge etmeseler ve kendilerine batmış olan mertekten kurtulmak için enerjilerini kendileri için harcasalar daha iyi olur diyeceğim ama kime söylersin ki. Huylu huyundan vazgeçmiyor.

Yaşadığımız coğrafya Ortadoğu olunca daha beterini yaşayanlardan dersler almak varken yangına körükle gitmek ve bana bir şey olmaz kolaycılığına kaçarak yaşamak ahmaklık olsa gerek.

Dün Afganistan, Mısır, Libya, Irak, Yemen derken bugün Gazze, Suriye ve cennet vatanımız.

Ecdat Ortadoğu’nun güvenliğini Yemen’den Payitahtın güvenliğini ise Balkanlardan başlatmakta ne kadar haklı olduğunu bugün anlayanlara selam olsun.

Düşünce kabızlığında olanların dar görüşüne bakar mısınız? Suriye’de Libya’da ne işimiz var diyerek cüssesine bile dar gelen Anadolu topraklarına bizi hapsetme peşindeler.

Gâvuru anlarımda, içimizdeki gâvur ve gâvur taklitçisi sözcülerini anlamakta zorlanırım.

Dönme mi?

Kripto mu?

Mühtedi mi?

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.