Muhalefetteki çıldırmışlık hali...
Değerli okurlar, ülkemizdeki muhalefet sorunu, yeni bir safhaya geçti. Bu durum, tam bir çıldırmışlık haline dönüştü. Artık ne konuştuklarını biliyorlar; ne de yaptıklarını...
Konuyu örneklendirmeden önce, bu çıldırmışlığın nedenlerini yazacağım. bunun en birinci nedeni: Muhalefetin içinde bulunduğu çaresizliktir.
Mesela, altısı yedisi bir araya geliyor. Ama yinede beklenilen rüzgar estirilemiyor. Matematik hesabına göre iktidarsınız. Lakin sokakların dili öyle demiyor.
Ortada, ekonomi kaynaklı bazı sıkıntılar var. Ancak, muhalefet hâlâ vatandaş tarafından umut kapısı olarak görülmüyor.
Efendim, muhalefetin çıldırmışlığının bir diğer nedeni de: seçim olmadan, kendilerini iktidara gelmiş zannetmeleridir. Bu da onları şımarıklığa sevk etti.
Eee, genel başkanları iktidar olmadan kurum denetlemeye kalkarsa, taraftarlar ne yapsın? onlarda aha böyle şımarırlar. Malum imam...
Değerli okurlar, yazının girişinde, muhalefetin çıldırmışlığına örnekler vereceğim dedim.
Aslında, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın Ordumuza attığı iftira da, CHP'lilerin Tuzla Belediye Başkanı'na yaptığı saygısızlık da, konuyu net olarak ortaya koyuyor.
Dolayısıyla, Bu saatten sonra, konuyla alakalı yazılacak her cümle, işin vahametini gözler önüne sermeye yarar.
Yemezler Hemşerim...
Mutlaka İsmail Küçükkaya'nın Simavlı olduğunu duymuşsunuzdur. Çünkü,kendisi bunu sıkça söylüyor.
Bu yüzden, Küçükkaya'dan Hemşerim diye bahsedeceğim.
Efendim, geçenlerde bizim Hemşeri, ekranda Meral Akşener'den izin isteyerek, bir taraflı tarafsızlık örneği sergiledi.
Bunu anca bizim Hemşeri yapabilir; başkası yapamazdı. Tarafsız gazetecilik yalanına, ayna tuttuğu için, kendisini kutluyorum.
Arşivlerde o görüntü olduğu sürece, bu tarafsız gazetecilik söylemine inanan olmaz...