Muhalefetin ekonomideki sorumluluğu
Depremin faturasını hesaplama süreci bitmemişken siyasetin faturasıyla karşı karşıya kalan vatandaşın derdine derman olacak bir tane mi çözüm gelmez arkadaş?..
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in
çıkışı, Altılı Masa’yı zora sokarken partisinin geleceğini tarih
olmak ile tarih yazmak arasına sıkıştırdı.
Sadece bu olsa neyse ama...
Borsadaki düşüş en
ilginç olanıydı.
Çünkü bu zamana kadar borsayı Cumhur İttifakı’nın
politikalarının fiyatladığı düşünülüyordu.
Hatta muhalefet kesimince, borsa dâhil
ekonominin tüm unsurlarının kendilerinin gelmesi ile daha da ileri
gideceği söyleniyordu.
Meğerse Borsa İstanbul muhalefetin
durumunu da fiyatlamış...
Fiyatlamış olacak ki Akşener’in çıkışı
sonrasında bir düşüş görüldü.
Bu da aslında iktidarla birlikte muhalefete de önemli
bir sorumluluk yükledi.
Önemli meseleleri borsanın öğleden sonraki seans
kapanışının ardından açıklamaya özen gösteren iktidarın bu sorumluluğunun bir
kısmının artık muhalefete de geçtiğini görülüyor.
Muhtemelen bunda, birkaç ayda BİST’e
gelen üç milyon yerli yatırımcının etkisi büyük...
Yatırımcıların finansal okuryazarlık konusunda
yeterliliğini sağlamadan piyasa girmiş olması siyasi her hamlenin bir
faturası olacağı inancını borsa da gösterir oldu.
Bir yanıyla böyle olsa da başka bir yanıyla aslında
günlük ya da haftalık trade edenlerin yani al sat
yapanların çoğunlukta olduğu iddiası da bir miktar yok oldu.
Zira uzun vadeli yatırımcının gelecek
tasavvuru ile borsada varlık gösterdiği görüldü.
Düşüşün sınırlı olması ve pazartesi itibarıyla
toparlanmanın gelmesi borsadaki yatırımcı için muhalefete olan güvenin çok da
yüksek olmadığı ve verilen kararlarda muhalefet adımlarının çok fazla kesimce
etki edilebilir seviyede görülmediği düşüncesini açığa çıkarıyor.
Ya da piyasa Altılı Masa ile ilgili
düşüncesini keskin bir şekilde değiştirecek donelara ulaşmış da olabilir.
Her durumda bir etki var.
Ama yeterli bir etki olup olmadığını iyi kavramak
gerekiyor.
Öyle olsaydı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 418
milyar doların ülkeye geri getirileceği açıklaması ile 5’li
çete diye hükümetin çıktığı ihaleleri en fazla alan 5 şirketin gelirlerine
yönelik söylemler ve politikalar açıkladığında borsada bunun da
yansıması olurdu.
Bu ve ilişkili diğer şirketlerin hisse bedellerinde
hatırı sayılır hareketler olurdu.
Siyasetin borsaya ve yatırım
araçlarına etkisinin olması normal olsa da polemiklerin etkili olması
çok da normal değil.
Siyasetçilerin yaptığı politika çoğu zaman söylem
düzeyinde olur ve rakamlardan uzakta kalır.
Ama bazen direkt rakamlar konuşur.
11 şehri etkileyen Pazarcık ve Elbistan depremlerinden
hemen sonra Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ile çimento
şirketlerinin hisse senetlerinin bir anda yükselmesinin
arkasında birilerinin anlık fayda sağlamak adına hızlı
hareketi olsa da uzun vadede çıkacak sonuç yine bu olacaktı.
Çünkü yatırımcıların iktidarın bölgeyi yeniden
imar edeceğine dair düşüncesi net...
Kaldı ki iktidar değişse bile iktidarın her türlü bu
süreci yine de yürütmesi gerekiyor.
Bu durumda yeni bir düzen getirmeyi kafaya koyan ve
bunu ete kemiğe büründüren yani rakamlara açıkça döken siyasetin borsa üzerinde
etkili olacağı görülüyor.
Gelişmiş ekonomilerde borsa
ekonominin kalbidir.
Çünkü enflasyon sorunu
çözülmüş, arbitraj üzerinden döviz veya faiz
kârı geride kalmıştır.
Bu nedenle kazanmak için üretim
araçlarına girmek gerekir.
Türkiye’de de borsanın etkilenmesi yatırımcı
sayısının artmasıyla doğru orantılıdır.
Yatırım yapmak isteyen vatandaşların
daha fazla borsaya girmesi ve borsanın siyasete olan
tepkisinin daha anlaşılır bir zemine gelmesi, vatandaşın tepkisinin anlaşılması
konusunda siyasetçilere daha anlamlı bir fikirler verebilir.
Çünkü artık doların yükselmesinin etkisi
kalmayacağı bir ekonomi ve siyaset öngörüsüne doğru
hareketlendik.
Sonuçlarını çokça eleştirsem de gelinen noktanın
kolayca değişemeyeceği ve yeni faturalar ortaya koyacağı gerçeği iktidar
değişimi olsa bile ekonomi yönetiminin sadeleşmekten
başka bir adımının olma ihtimalini güçleştiriyor.
Tabii seçmen ekonomi
politikasının maliyetinin değişimine katlanırsa başka...
İzleyelim görelim. Çok ama çok hareketli günlerdeyiz
ve daha hareketli günlere gidiyoruz.
Ekonomi politikaları da yakında bu minvalde
şekillenecektir.
Benden söylemesi...