Muhalefetin adayından daha önemli ne olabilir?
Muhalefetin çıkaracağı adayı merak edip bu konuda kafa yormayı deneyebilirdim ancak AK Partiyi destekleyen birçok yazar, gazeteci zaten bunu yapıyor.
Ya da Ahmet Hakan Coşkun gibi insanları rahatlıkla kategorize
ettikten sonra, “sonuna kadar
Zelenskiciyim” diyerek küresel ölçekli meselelerin içinden güya orta yolcu, dengeci bir yazar olarak
yoluma devam etmeyi de tercih edebilirdim.
Açıkçası fırından yeni çıkmış taze ekmek gibi
günübirlik tüketilen, dedikodu kıvamında yazılar döşeyip davaya hizmet ediyorum
rahatlığında pozlar veren bir yazar olmak istemiyorum.
Kaldı
ki insanın inanmadığı, doğruluğundan kuşku duyduğu bir şeyi savunması kadar
daha aşağılayıcı ne olabilir?
Yaşadığım hayatı ve ülkemi bana zehir etmeye ant içmiş
küreselci yapının varlığını ve hayatım üzerinde yaptıkları planları görmezden
gelemiyorum.
Ülkemde ve tüm dünyada çok ciddi bir ekonomik kriz
yaşanıyor.
Bazıları
bunun kısıtlamaların neden olduğu tedarik zinciri kesintilerinden kaynaklandığını
söylüyor. Ancak kimse kısıtlamaları planlayanların bunu neden önceden
düşünmediğini sorgulamıyor.
Ve kimse adım adım gelmekte olan Yeni Dünya Düzeni’nin bizi nereye savuracağını konuşmuyor. Ana akım
medyanın amacı malum, halkı yanlış yönlendirmek ve dikkatlerini dağıtmaktır.
İnsanları
korkuttukları ve itaat eğitiminden geçirdikleri geçen iki yılda korkunç bir
servet transferi gerçekleşti ve orta sınıf yok edildi.
Ekranlarda Putin’in Stalin’den mi yoksa Çar’dan mı
daha çok etkilendiği türünden magazin programları düzenliyorlar.
Nedense,
Rusya'ya karşı önceden planlanmış yaptırımların enerji piyasalarında kaosa,
fiyatların yükselmesine ve kamuoyunda paniğe yol açmasına neden olduğunu ve bu
yaptırımların bizzat enerji akışını bozmak için yapıldığını konuşmuyorlar.
Sözüm ona Ukrayna'daki savaş, Rusya'ya ve dünyanın
diğer bölgelerine uygulanan para birimi yaptırımları, finans piyasalarında
kargaşayı teşvik etmek için bir bahane olarak kullanılıyor.
Bu
kaos, dünya çapında para piyasalarını alt üst etmekiçin kasıtlı olarak
planlandı. Bu sayede küreselciler planları gerçekleştirebilecek ve merkez
bankaları tarafından kontrol edilen bir para sistemine geçiş tüm hızıyla devam
edecektir.
Anlayacağınız parayı, enerjiyi ve gıdayı kontrol
edenler dünyaya hükmetmek istiyor. Hedeflenen oyun budur ve hiçbir şey rastgele
değildir.
Son
yüz yıldır hepimize karşı bir savaş başlattılar ve bu savaşın yalan, aldatma,
propaganda, psikolojik manipülasyon ve hile ile körüklendiğini biliyoruz.Bu
yüzdendir ki ne kadar çok insanı böler, ayrıştırır ve dikkatlerini dağıtırlarsa
hedeflerine o kadar çabuk ulaşacaklardır.
İnsanların Yeni Dünya Düzeni’ningerçekte ne olduğunu
bilmesini istemiyorlar.Dikkati dağılmış ve savaştan, virüsten korkan bir halkı
manipüle etmenin kolay olduğunu düşünüyorlar.
Öyle
ki dijital kimlik, zorunlu aşılar ve merkez bankası dijital para birimleri gibi
daha birçok konuda insanlığın altı oyuluyor. Her şey Covid ve Ukrayna
tiyatrolarından önce tezgâhlandı.
Birkaç hafta önce bir yatırım konferansı sırasında, BlackRock CEO'su Larry Fink, "Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı,
küreselleşmeyi yeni bir aşamaya taşıyacak ve yeni bir dünya düzenini
beraberinde getirecek” dedi.
ABD'li yatırımcı WarrenBuffet
de;“...bu zengin ve fakir arasındaki bir
savaş ve savaşı yürüten benim sınıfım yani zengin sınıftır ve biz onu
kazanacağız” diyordu.
Demem o ki, ülkemin kıymetli insanları küresel
ekonomik buhranın tam ortasında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Ve gerçekten de bu durumdan çok etkileniyorlar.
Muhalefete kalsa gezegenimizi kurtaracak tek formül parlamenter sistem!
AK Partililer de muhalefetin çıkaracağı aday konusunda
harcadıkları enerjiyi küresel ölçekte tezgâhlanan ekonomik yıkım projesine
harcasalar eminim daha faydalı bir iş yapmış olacaklar.