Muhalefete göre İktidar suçlu, sokakları yakıp yıkanlar masum
Geçtiğimiz hafta ertelenen İç Güvenlik Paketi'nin görüşmelerine, yarın başlanacak. Umarım, bu hafta paketin görüşmelerinde herhangi bir ertelenme olmaz. Çünkü seçim dolayısıyla, önümüzde çok uzun bir süre kalmadı. Malum Vekiller seçim havasına girdiklerinde, kendilerini Genel Kurulda tutmak pek mümkün olmuyor.
Değerli Dostlar, buradan İktidara mensup milletvekillerine paketin Meclis'ten geçirilmesi yönünde çağrıda bulunuyorum. Seçimler yaklaştıkça ülkenin ihtiyaç duyacağı bu paketi, gerektiğinde kendilerindende fedakarlık yaparak yasalaştırsınlar. Yapılan açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla, muhalefet İç Güvenlik Paketi'nin yasalaşmaması için elinden gelen herşeyi yapacak. Bunlar polisin yetkilerini arttıran bu paket karşısında, üçü bir yerde oldular.
Dostlar, muhalefetin durduğu şu yere bakar mısınız. İktidar, yakıp yıkan sokak eylemlerine karşı caydırıcı tedbirler almaya çalışıyor. Muhalefette bir olup, o tedbirleri engellemeye uğraşıyor. Neymiş Efendim, İç Güvenlik Paketi özgürlükleri tırpanlıyormuş. Sokakları savaş alanına çevirmek, masum insanların mallarına zarar vermek nasıl bir özgürlük hakkıdır? Yakıp yıkmanın adı, ne zamandan beri özgürlük oldu? Yesinler böyle özgürlükleri!
Yazıyı hazırlamadan önce, böyle bir özgürlük hakkı dünyanın neresinde bulunur diye kısa bir araştırma yaptım. İnternet üzerinde yaptığım gezinti sırasında, vatandaşlarına vandalca sağa sola saldırma hakkı veren bir yer bulamadım. Bilen ve bulan varsa benide bilgilendirirse sevinirim. E-posta adresimin kapısı, konuyla alakalı bilgilendirmeler için ardına kadar açıktır.
Bazı kişilere görede, İç Güvenlik Paketi 12 Eylül yasalarına geri dönüş anlamına geliyormuş. Birileri sokakları 12 Eylül öncesine çevirmeye çalışırsa, elbette karşısında 12 Eylülün yasalarını bulur. Bu gayet doğal olan bir etki tepki meselesidir. Hiç kusura bakılmasın, devletin ve vatandaşın mallarına zarar verenler varsa, elindeki molotof kokteylini kontrolsüz bir şekilde sağa sola atanlar bulunuyorsa, İktidarıngörevi bu vandalları hertürlü engellemektir. Gerektiğindede ortadaki bu zarar yapanlardan tazmin edilir.
İktidarın Caydırıcı tedbirlerine karşı çıkan muhalefet, bize yapılan protesto eylemlerinde eylemcilerin sağa sola zarar vermeyeceklerini garanti edebiliyor mu? Garanti edilemiyorsa, tedbirlere itiraz etmekde neyin nesidir? Eğer muhalefet, İç Güvenlik Paketi'nde bir yanlışlık veya bir eksiklik gördüyse, elbette onları ortaya koyabilir. Ama pakete toptan karşı çıkarak, eylemciler karşısında polisin elini kolunu bağlayalım diyemez. Çünkü...