Muhalefete geçmiş olsun
Anlatacağım hikâyeyi önceki yazılarımdan birinde anlatmıştım. Ehemmiyetine binaen bir kez daha anlatmak istedim.
Çin’den gelen bir karate ustası, Karadeniz’de bir
kahvehaneye girmiş ve bağırarak meydan okumuş:
“İçinizden bana yan bakan delikanlı var mı?”
Temel:
“Ula bu herif Çin’den gelip burada kabadayılık mı yapacak?”
diye kendi kendine sormuş ve hemen atılmış:
“Ben varım ula!..”
İkisi beraber dışarıya çıkmışlar ve beş dakika sonra Temel
bir gözü morarmış bir halde kahveden içeri girmiş. Hemen ardından giren Çinli
de kasıla kasıla Temel’i göstererek hava atmış;
-Ona “Mikado ustanın hoshidosu ile vurdum!..”
Ertesi gün Çinli yine kahveye gelmiş, herkese meydan okumuş.
Temel yine kalkmış, dışarıya çıktıktan beş dakika sonra ağzı burnu kan içinde
geri gelmiş. Arkasından içeri giren Çinli, Temel’i göstererek yine havasını
atmış:
-Bu kez ona favori tekniğim “Takorama’nın” Karamaki’siyle
vurdum!..”
Üçüncü gün kahveye gelen Çinli, yine meydan okumuş, Temel de
yine gönüllü olmuş. İkisi beraber dışarı çıkmışlar. Herkes Temel’i beklerken,
Çinli ağzı burnu kırılmış, üstü başı kan revan içinde içeri girmiş. Hemen
arkasından da kasıla kasıla kahveye giren Temel, bir eliyle Çinliyi göstererek
şöyle demiş:
-Ona “Toyota’nın krikosuyla vurdum!..”
Siyasetçilerin en önemli görevi devletin ve milletin hakkını
korumak olduğu gibi savunmaktır da. Tabiri caiz ise bu görev için herkesin eli tetikte
olmalı.
Sayın Erdoğan’ın çok sevilme nedeni bu. Vatan ve millet için
elleri tetikte. Ayrıca liderlik tarzı, cesareti ve vizyon olarak büyük taktir
topluyor. Bu yüzden 20 yıldır iktidarını sürdürüyor.
Vatanın ve milletin dilini kullanmak, ruhunu ve değerlerini
paylaşmak Erdoğan’ın siyasi ömrünü uzatan en önemli özelliğidir. Kim olursa
olsun vatan ve millet aleyhine iş tutanların kafasına millet zamanı gelince
krikoyu indiriyor, Erdoğan’ı ise koruyup kolluyor.
Yıldırım Beyazıt, Fatih, Yavuz ve Kanuni gibi padişahlar
döneminde devlet en parlak ve en güçlü dönemini yaşamıştır. Bu padişahlar
ordunun başında tüm savaşlara katılıyor. Erdoğan ordu ile birlikte milleti,
milli ve dini değerleri en büyük güç biliyor. Milletle birlikte yürümek her
engelin üstesinden gelmek anlamına geliyor.
Ana muhalefet ise ne yapıyor?
Muhalefet için uygun düşen bir söz, “Allah, uçamayan kuşa
alçacık dal verirmiş.” Muhalefet uçmak yerine dalda yani muhalefette kalmayı
tercih ediyor.
İktidar olmak için demokrasi dışı yollardan iktidar
aranıyor. Bel altından vurmayı tercih ediyorlar. Erdoğan gitsin de ne olursa
olsun beklentisi içindeler.
Sayın Kılıçdaroğlu, iktidara giden yolun emperyalist ABD,
İngiltere ve Almanya’dan geçtiğini zannediyor. Türkiye karşıtı ABD’li James
Rifkin’i başdanışman olarak seçmesi ne anlama geliyor?
Gördünüz, Kılıçdaroğlu ‘vizyon belgesi sunumda’ “Türkiye’yi
şampiyonalar ligine çıkaracağım” diyor. Oysa millet bunları geçmişlerinden
biliyor. Milletimiz, Türkiye’yi düşürmeyin yeter diyor.
2023 seçimlerine şurda ne kaldı ki, millet elindeki krikoyu
kime indireceğini biliyor. Milletimiz geleceğini karartanlara mührü vermez.
Muhalefete şimdiden geçmiş olsun.