MuhafazaKÂRlara CHP'lilerden ne hakaretler!..
Ahmet Davutoğlu’na yakın yazarlardan biri, “Kılıçdaroğlu’nun kurduğu masadaki
muhafazakârların hakaretlere şimdilik tahammül ettiğini, ancak bunun uzun süre
devam edemeyeceğini” vurguluyor.
“Aşağılanmaktan”
şikâyetçi oluyor!..
Masadaki Muhafaza-KÂR partilerin tabanlarının “sabrettiğini”
öne sürüyor.
CHP ile aralarında “hukuk”
olmasa…
Neler neler derlermiş!..
Bak seeen!..
Sayın Erdoğan ile aralarındaki “hukuku” hayli yıpratmış olan
meslektaşımızın “CHP ile hukuk” meselesinde bu kadar hassas olmasına şapka mı
çıkartsak, ne yapsak?
Masadaki muhafazakârlar?
Oyu en küçük partinin başındakini saymazsak…
“Ahmet Davutoğlu, Ali
Babacan ve Temel Karamollaoğlu.”
Bu üçünün "cefaķâr" tabanları, CHP yandaşı yazar
çizer takımı tarafından -Ahmet Davutoğlu’na
yakın Yazar’ın da ifade ettiği gibi- sürekli olarak aşağılanıyor...
Seçim öncesinde, Cumhurbaşkanlığı makamına hem de seçimi
açık ara kazanarak geleceğini iddia ettikleri Kemal Kılıçdaroğlu’nu şimdilerde hırpalayan yandaşlar, en çok da “Bir ton milletvekilliği verdiklerine bak!”
cenahından yükleniyorlar.
Ne varmış, bir ton milletvekili verdiklerinde?
Özetle şu;
“O zihniyet çağdışı
bir zihniyettir!
Anayasa’nın ilk dört
maddesiyle ilgili itirazları vardır.
Çoğu AKP’nin
icraatlarından sorumludur.
Kılıçdaroğlu, eski
AKP’lilere, lâiklikle sorunu olanlara bu kadar prim vermek suretiyle, hem
Anayasa’yı hem de Parti Programı’nı ihlâl etmiştir.
O zihniyet Masa’da
büyük kazanım elde etmiştir.
O zihniyetle
işbirliği yaparak seçim başarısı elde edilemeyeceği bir kez daha görülmüştür.
CHP ve Laiklik masada
büyük bir oyuna getirilmiştir.
Kılıçdaroğlu’nun en
büyük hatası, Abdüllatif Şener gibi isimlerden fayda ummak ve CHP için emek
vermiş kitleleri küstürmek olmuştur!”
Bunlar, aklı başında yazar çizer takımının eleştirileri…
İşi “masadaki MuhafazaKÂRlara
çok ağır aşağılamalara" vardıranlar
da var…
Muhatapları elbette
bunları görüyordur da... Birilerine kızıp ilişkiyi bozmanın faydası yok... Zira...
Bunun yerel seçimi de var…
Bakarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu ile yerel seçimlerde de “işbirliği” olur ve Masa’daki oyu küçük
muhafaza-KÂRlar, CHP sayesinde epeyce
belediye başkanlığı kapar!
Ne var ki, bu partilerin sayıları bir hayli az olan
seçmenleri, yukarıya büyük baskı yapıyor.
Onu da, Sayın Davutoğlu’na yakın yazardan öğreniyoruz.
Yukarıya sürekli olarak,
“Bu kadar aşağılanmaya,
hakarete niçin katlanıyoruz, niçin
sessiz kalıyoruz?” diye tazyikte bulunuyorlarmış.
Hadi ya, Davutoğlu’na yakın yazar dedik de…
Okuyucumuzu boş yere uğraştırmayalım, ismini de verelim:
Ahmet Taşgetiren…
Şu satırlar da, kendilerinin “Karar”daki yazısından:
“Tv’lerde kerametleri
kendinden menkul sol aktörlerce kimi zaman alaya alınan, kimi zaman aşağılanan
partiler belki de aradaki ‘hukuk’u
korumak için polemiğe girmiyorlar. Ama bunun da bir “Diyet” psikolojisini
oluşturacağı tartışılmaz. ‘CHP
ile ilişki zaten riskliydi, şimdi bir de böyle bir diyet kampanyası kabul
edilemez’ dememeleri de için de çok sabırlı olmaları
gerekiyor. Çünkü onun da bu partilerin kendi tabanlarında ‘Niye bu aşağılanmaya tahammül
ediyorsunuz?’ diye başlayan ve “İşte elini tuttuğunuz CHP bu” diye
devam eden bir tepki oluşturması söz konusu…”
…
Bu satırların sahibi Ahmet Tasgetiren, bir vakitler Sayın
Erdoğan’a benden çok çok daha yakın bir yazardı.
Sonra, ne olduysa oldu,
Kılıçdaroğlu’nun CHP’sine destek verenler arasına katıldı.
Daha doğrusu, Kılıçdaroğlu’nun
CHP’sine destek veren Genel Başkan’ın yanında oldu, Millet İttifakı denilen “mağlup” yapının yanında.
Kendisiyle aynı çizgideki Fehmi Koru’nun yazılarını da takip
ediyorum bir süredir.
Seçim öncesinde, birçok anket
şirketi gibi hayli yanıldılar.
Ciddi ciddi Kılıçdaroğlu’nun
kazanacağını düşünüyorlardı ama olmadı işte.
“Sessiz kitlelerin sandıktaki gücünü” çok iyi bilmesi gereken bazı yazarlar da, tıpkı
CHP’liler gibi hayâl kırıklığına uğradı.
Şimdilerde…
“Masadan
o kadar milletvekilliğini kazanarak kalkmak da epeyce bir başarı” diye
düşünüyor olabilirler.
Neyse teselli ikramiyeleri,
bedeli çok ağır, bu belli.
Onurlarına dokunuyor,
Taşgetiren’in yazısında “aşağılanma” kelimesiyle ifade edilen muamele.
Fehmi Koru
için bir şey demem ama, yıllar yılı “CHP
zihniyetiyle mücadele eden” Ahmet Taşgetiren’in bu durumu sindiremediğini…
İçinden, çok ağır ifadeler
kullanmayı geçirdiği ortada…
Bunu niçin yapmıyormuş?
Araya “taban”ı sokarak ileriye
sürdüğü gerekçeye bakın siz:
“Aradaki hukuku korumak için!”
Süper!..
CHP ile aralarındaki hukuku
korumak için, korkunç aşağılanmalara…
Ne ediyorlarmış?
O da “kadim” medeniyetimizden:
"Sabrediyorlar"mış!
X
Maziye bir bakıver…
Abdüllatif Şener’e bakıver, neydi ne oldu…
Ve, CHP’yle, Ahmet Taşgetiren’in “riskli” olarak
nitelendirdiği ilişkilere giren
diğerleri…
X
Hani var ya…
Bazen diyorum ki…
Hepsini, sosyal medyada
kurduğum “Tabela Partisi”ne davet et!..
Gelsinler…
Bütün gerginliklerini alayım
kendilerinin!