Dolar (USD)
32.56
Euro (EUR)
34.94
Gram Altın
2447.74
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Haziran 2021

Muhafaza(kâr) medya ve ABD

ABD’nin, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana, bilhassa 1950’lerden sonra ülkemize ve devletimize hangi gözlükle baktığı aşağı yukarı herkes tarafından bilinir. Marshall yardımlarıyla başlayan ve sonrasında devam eden süreçte ABD her zaman Türkiye’den sadık müttefik rolünü oynamasını talep etmiştir.

Bu sadık müttefikliğin üç temel koşulu vardır: Birincisi; ABD askeri olarak nereyi kendisine üs olarak seçecekse Türkiye buna itiraz etmeyecek, ABD’nin Ortadoğu’daki üslerinden birisi olmayı kabul edecektir. İncirlik, Kürecik ve diğer bilumum “cik”ler ABD ve İsrail’in bölgedeki güvenliğini sağlamaya dönük üslerdir. Türkiye bu konuda asla arıza çıkarmamalıdır. Tabi onların tek taraflı bakış açısına göre…

İkincisi; Türkiye ABD ve onun çevresinde oluşan yeni dünya düzeni içerisinde ABD’nin uydusu olmaya devam edecek, finansal sistemini bu düzene göre yapılandıracak, küresel baronları üzmeyecek adımlar atacaktır. Gerekirse IMF’ye köle olacak ama sesini de çıkarmayacaktır.

Üçüncüsü; Türkiye ABD’yi kızdırmamak, gücendirmemek için İsrail’le iyi geçinecek, asla İsrail’le takışmayacak, İsrail’i bölgede zora sokacak adımlar atmayacaktır. Eğer atarsa dostluk ve müttefiklik bu durumdan zarar görecek, gerekirse ülkeye müdahale edilecektir.

Türkiye uzunca bir dönem bu üç temel konuda arıza çıkarmadan, yani ABD’li “dostlarını(!)” üzmeden müttefiklik kurallarına riayet etti. Ne İsrail’e gıkını çıkardı, ne IMF’ye başkaldırdı ne de ABD’nin topraklarındaki üslerini kapatmaya yeltendi. Hatta dolarizasyona teslim oldu, IMF’ye milyarlarca dolar borçlandı, topraklarındaki üslerini tepe tepe kullandırdı. Hatta Konya semalarında İsrail uçakları tatbikat bile yapabildiler. NATO uzantısı gladyo yıllarca hükümetlere zor günler yaşattı. CIA üsleri Türkiye topraklarında çatır çatır dinleme, takip, gözetleme ve operasyon yaptılar.

ABD, yeri geldi askeri darbe süreçlerinde sahnenin gerisindeki baş aktör olarak rol aldı. 60, 72, 80 ihtilalleri, 28 Şubat ve 15 Temmuz ABD parmağı olan askeri darbelerdi. Dahası bu kadim müttefikimiz askerimize, polisimize, masum vatandaşlarımıza kurşun sıkan PKK’yı yıllarca eğitti, besledi. Sağ, sol, İslamcı terör örgütlerinin sırtını sıvazladı, Türkiye’ye karşı kâh kışkırttı, kâh kullandı.

Dahasını yazmaya sanırım gerek yok. Bu tabloya bakarak şimdi bizim muhafazakâr medyanın bazı kalemlerinin ya da bazı manşetlerinin ABD sevici atraksiyonlarını nereye oturtacağız? Öyle ilginç ifadeler kullanılıyor ki, sanki Türkiye bölgede ABD’ye muhtaç, sanki Türkiye ABD ile aynı yatağa girmezse gelişemez, kalkınamaz, bölgede huzura kavuşamaz! Sanki ABD bizim can ciğer dostumuzmuş da her türlü iyilik ABD’den geliyormuş!!!

Yahu bırakın bu dalkavukluğu. Mesele diplomasinin yumuşak dilini ya da gücünü kullanmaksa bırakın bunu devlet adamları ve diplomatlar yapsın. Size ne oluyor? Siz dünyanın jandarmalığına soyunan bu sınır tanımaz eşkıyanın bilhassa Ortadoğu ve İslam ülkelerinde ne haltalar yediğini bilmiyor musunuz? Bunları vursanıza yüzlerine. Meselâ, hem İngilizce hem Türkçe manşet atarak Irak’ta, Yemen’de, Suriye’de, Filistin’de, Mısır’da orda burda ne haltalar yediklerini yüzlerine vursanıza! Bırakın diplomatlar diplomatlıklarını yapsınlar, siz gazetecilik yapın. Nedir bu Amerikan hayranlığı ve “aman ABD ile ilişkilerimiz bozulmasın borazancıbaşılığı!”

Ayıptır beyler. Bu ABD dediniz şeytani güç, İsrail denen terör devletinin baş hamisidir. Bu ABD dediğiniz küresel terörist, Ebu Gureyb’te binlerce insanı karanlığa mahkûm eden, Guantanamo’da binlerce insanı yok eden, sınır ötesi operasyonlarıyla insanlığın ve mazlumların canına okuyan bir şeytandan başka bir şey değildir. Attığınız manşetler, yazdığınız yazılar, ettiğiniz laflar kimin işine yarıyor bir bakın hele! Biliyoruz, her dönemde basın camiası içinde bu şeytani gücün etki ajanları bulunur. Ama şimdikiler bunlara neredeyse rahmet okutuyor. Bırakın bu işleri. Katil ABD’nin de, onun yılmaz destekçilerinin de canı cehenneme. Bırakın bu dalkavukluğu FETÖ’cüler, hainler, vatansızlar, Can Dündar gibiler yapsınlar. Size ne oluyor, nedir bu ABD sevdası? Hayrolsun inşallah, bilmediğimiz bir şeyler mi var?