Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3010.54
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Ekim 2021

Muhabbetullah….

İnsanı, karşılık beklemeden yakın ilgi, dostluk, şefkat, bağlılık göstermeye yönelten ve fedakârlıkları göze aldıracak kadar güçlü olabilen duygudur sevgi. Sevgi, hiçbir karşılık beklemeden sevgiliye tâbi olmak, ona itaat etmek, onun her işini güzel, her eziyetini, her iyilikten daha tatlı görmek ve onun dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilmektir.

İnsan sevgi üzerine yaratılmıştır. Sevgi üzere yaratılan insanda sevebilme istidadı fıtri olarak vardır. İnsan fıtri olarak kendini, kendisine ve başkalarına iyilik ve ihsanda bulunanı, güzeli ve ahengi sevmeye meyillidir. Kendi yaratılışı ve kâinattaki ahenk ve güzellikler üzerinde tefekkür etmesi insanı hakiki yaratıcıyı bilmeye, tanımaya götürür.

***

Allah Teâlâ’nın kemâl ve cemâlini idrak ve takdir oranında kalpte oluşan ilâhî bir nurdur muhabbetullah. Asıl sevgi tüm güzelliklerin, nimetlerin ve ihsanların kaynağı olan Hak Teâlâ’ya duyulan sevgidir. Sevginin en üst derecesi budur ve Allah’ı bütün kalbiyle sevmektir. Allah’a ihlas ve samimiyetle bağlanmak, O’na kayıtsız ve şartsız teslim olmaktır. Allah için seven, Allah için buğzeden, Allah için dost olan, Allah için düşmanlık eden, Allah için veren ve Allah için mani olan kişi kemale eren kişidir. Sırf zatı için sevilen yalnız Allah’tır. “İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da ona ortak koşanlar vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler. Müminlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir.” (Bakara /165)

Allah’ı sevmek Allah ve Resulüne olan sevgiye göre ortaya çıkar. Allah’ı sevmek Onun emir ve yasaklarına uymakla olur. Allah’ı sevmek Resulünü sevmek le olur. Allah ve Resulünü seven bir kimse, imanın tat ve lezzetini alır.

Allah’ı sevmek, Resulüllah’a ittiba etmeyi, O’nun getirdiği hidayet nuruna uymayı gerektirir. O’nun sünnetini ve hayat tarzını benimseyip yaşamayı gerektirir. “De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”” (Âl-i İmrân / 31)

Allah ve Resulünü sevmek tevhit ehlini, Allah’a inanan diğer insanları sevmeyi, onlara dostluk ve kardeşlik göstermeyi gerektirir. Allah ve Resulünü sevmek, hayatın seyri içerisinde karşılaşmış olduğu meselelerde ve ihtilaflı durumlarda Allah ve Resulünü hakem seçmek demektir. Kendi menfaatleriyle Allah’ın hükümleri çeliştiği zaman, İslam’ın hükümlerini üç kuruşluk dünyevi menfaat karşılığında arkalarına atarak hevâ ve heveslerinin peşinde gitmeyen kişidir. “Hayır! Rabbine ant olsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.” (Nisâ / 65)

Allah ve Resulünü sevmek, kendine cazibeli gelen bir şey ile Allah ve Resulü arasında tercih yapma durumunda kaldığı zaman kesinlikle Allah’ı ve Resulünü onlar dışındaki her şeye tercih etmesi demektir. “Ey iman edenler! Allah’ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Hucurât / 1)

***

Allah ve Resulünü sevmek, başa gelen sıkıntı ve musibetlere karşı sabır göstermektir. Dünya imtihan dünyasıdır. Allah, iman iddiasında bulunan bir kulun davasında samimi olup olmadığını ortaya çıkarmak için mutlaka onu bu dünyada imtihana tabi tutar. Şayet bu imtihanlara sabır gösteriyor ve isyana kaçmıyorsa, o zaman sevgi iddiasında samimi demektir. “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara / 155) “Andolsun, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah’a ortak koşanlardan üzücü birçok söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bunlar (yapmaya değer) azmi gerektiren işlerdendir.” (Âl-i İmrân / 186)

Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi dileriz. Âmin…