Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.79
Gram Altın
2977.95
BIST 100
9759.17
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Haziran 2016

MUHABBETİ İLE GELİYOR

Muhabbet kavram olarak soyut ancak insan ilişkilerinde ve manevi yapımızda olmazsa olmazımız. Mutlu olmamız için ana hammadde. Günümüz insanı da eksikliğinin bedelini çok yönlü olarak ödüyor. Parası var fakir, sağlık sorunu yok ama hasta, yorgun bitkin bedbaht ve karamsarlık ortak kaderimiz olmuş.

Önümüzdeki hafta başı mübarek ramazan ayı bize muhabbet yüklenmiş olarak geliyor .Öyle bir yükleniş ki, kim ne kadar isterse vermeye hazır. Sağlık ve sıhhat mi istiyorsun oruç ilacın olabilir. Yada nefsi emarendeki aşırı kabarmalar seni huzursuz mu ediyor ? Ramazan ayı boyu mükafatını sadece Rabbin'den istediğin oruç ile kendini temizleyebilir ve kalibre edebilirsin.

Geceleri sahuru , gündüz orucu, akşam iftarı ve teravihi ile ne kadar açığın varsa kapatabilirsin. Yemenin zevkini ,açlığın ızdırabını , paylaşmanın hazzını, ibadetin tadını ay boyu yaşayarak zayıf yerlerini tamamlayabilir ve kişiliğini eksikliklerden kurtarabilirsin.

Hafta boyu oruçla ilgili hastalarımdan gelen telefonların ortak paydasında açlık ve susuzlukla ilgili zaafımızın işaretlerini gördüm. Sosyal medyada görüntülü ve yazılı basında servis edilen haberlerin de zıtlıklarının zirve yaptığına şahit oldum.

Doğru kavramının evrensel kabulünün bu kadar iğfal edildiği başka bir alan var mı bilemiyorum. Yazılanlar ve çizilenler ile satın alınan algılar insanın kafasını karıştırmak için yeterli.

Ben sizlere yanlış olan doğrular ve doğru olan yanlışlarla ilgili kısa bilgiler aktararak makalemi tamamlamak istiyorum.

Ramazan ayında tutulan oruçlar; Tansiyon ,şeker ,kalp hastalarının bir çoğunda bu uzun günlerde bile şifa kaynağı olabilir. Yeter ki bilinçli olalım. Evrensel ortak payda olarak kabul gören üç beyazla bu ayda sık imtihan edileceğimiz kesin . Tuzaklara düşmeyelim. Tatlı tuzlu ve unlu gıdalarla imtihanımzı başarı ile vermeliyiz.

Özellikle iftarda açlığın verdiği zaaf ile sahurda ise zaman darlığının oluşturduğu algı ile yeme hızımızın dozunu kaçırmayalım. Tokluk hissi mide torbasına gönderdiğimiz gıdaların miktarı ile orantılı olmadığını aklımızdan hiç çıkarmayalım. Çokta yesek az da yesek doyma hissi beynimizde ancak 20-30 dakika da algılanarak bizi yeme dürtüsünden kurtaracak. Hızımızı ayarlamadan yeme canavarı olursak sindirim sırasında yaşadıklarımız bizi canımızdan bezdirebilir. Hatta hastalanmamıza da sebep olabilir.

İfrat ve sahur sonrası, hastane acilinde kendimizi bulmak istemiyorsak ağzımızdan girenlere sansür uygulamayı ihmal etmemeliyiz.

Efendimizin "oruç tutunuz sıhhat bulunuz " ile demek istediğini iyi tahlil etmemiz kendi menfaatimiz için olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Sağlıklı ve kurallara uyarak tuttuğumuz oruçlar bizi hasta etmediği gibi sağlıklı kalmamıza da yardımcı olur. Bizi kanser metabolik hastalıklar kalp ve damar hastalıklarına karşı da korur.

Oruç tutmanın maddi bedenimiz dışında manevi yapımızı güçlendirerek bizi stresten kaygıdan sıkıntıdan koruduğunu da unutmamalıyız. Sayılı günleri ruh sağlığımız için iyi bir fırsata dönüştürebiliriz.

Diğergam olmayı, vererek mutlu olmayı, tevazuyu, acziyeti bu günlerde daha iyi yaşayarak anlamamız hiçliğimizle ilgili yüzleşmemize de vesile olabilir. Yeter ki niyet edelim. Niyet bizi hayallerimizde olan güzelliklere götürür. Bundan hiç kuşkumuz yok . Hayalleri güzelleştirmek içinde muhabbeti ile gelen bu günler fırsatımız olsun diyorum. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.