Müfsit millet
En doğru tarihi vesikaların kaynağıdır Kur’an-ı Kerim. “Size bahşettiğim nimetlerimi hatırlayın. Ve bana olan sözünüze bağlı kalın ki ben de size olan sözüme bağlı kalayım. Ve yalnızca benden korkun.” (Bakara 40) Diye uyardı Mevla bir milleti ve onun şahında tüm insanlığı.
Söz istedi Mevla. Başta O’nu
birleyip, O’nun otoritesine boyun eğeceğimiz ve resûllerini doğrulayıp onlara
itaat edilmesine dair sözdü bu söz. Her ümmetten alınmış olan Kelime-i Tevhid
yani “Lailaheillallah” sözüdür bu söz. Sonra “Yalnızca Allah’a ibadet
edin, anne babaya, yakın akrabaya, yetimlere ve miskinlere/ihtiyaç sahibi
yoksullara iyilik yapın. İnsanlara güzel söz söyleyin. Namazı dosdoğru kılın,
zekâtı verin.” (Bakara 83) Emrine muti olmaktı devamı. Ama sözünden döndü
ve yüz çevirmeye devam etti birileri.
“Birbirinizin kanını dökmeyin ve
birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın.” (Bakara 84) diye söz almıştı ve bu
sözü ikrar etmişti ama (Bakara 84) söz vermelerine rağmen birbirini öldürüyor,
bir bölümünü yurtlarından çıkarıyor, günah ve haddi aşmada onların aleyhine
yardımlaşıyor, onlara esir olarak geldiğinde, onları yurtlarından çıkarmak
haram kılınmasına rağmen fidye almaya devam ediyorlar. Çünkü onlar Kitab’ın bir
kısmına inanıp, bir kısmını inkâr ediyorlar. İşte böyle yapanların cezası dünya
hayatında rezil rüsva olmaktan başka bir şey değildir. Onlar Ahiret Gününde de
azabın en çetinine uğrayacaklardır. Allah yapılanlardan gafil değildir. (Bakara
85)
Onlar Tevrat’ın bu kesin emrini
çiğneyip savaşıyorlar. Savaş esiri olan dindaşlarına Tevrat’ın hükmünü
uyguluyor, serbest bırakma karşılığında fidye alıyorlar. Böylece Kitap’tan
işlerine gelene iman ediyor, işlerine gelmeyeni inkâr etmiş oluyorlar. Bunun
gibi işine gelen yerlerde Kitap’a uyan, nefsine zor gelen yerlerde ise işi
kitabına uyduruyor, Allah’ın (cc) ayetlerinden bir kısmını inkâr ediyorlar.
Çünkü din bir bütündür ve tamamı Allah’a (cc) aittir. Tam bir teslimiyetle
teslim olunmadan Mümin olunmaz. “Onlar ahiretlerini dünya hayatı karşılığında
satmışlardır. Onlardan azap hafifletilmeyecek, onlara yardım da edilmeyecektir.
(Bakara 86)
Onlar her seferinde büyüklenerek peygamberlerin
bir kısmını yalanlayıp, bir kısmını öldürdüler.” (Bakara 87) Onların kalpleri kapalıdır.
Bilakis, Allah küfürleri nedeniyle onlara lanet etmiştir. Bu nedenle pek az
iman ederler. (Bakara 88) Onlar bildikleri şeyleri bile inkâr etmekten
çekinmediler. Kendilerine apaçık delillerle gelen peygamberi dinlemediler ve onun
ardından putlar edindiler. İşte onlar böyle zalimlerdir. (Bakara 92)
Dünya hayatına karşı istekli ve
hırslı oldular. Cibril’in (as) savaş meleği olduğunu öne sürdüler. Peygamber’e
(sav) gelen vahyi kabul etmediler. Kendilerine inen apaçık ayetleri inkâr
ettiler. (Bakara 99) Her söz verdiklerinde onlardan bir grup sözünü bozdu. Aslında
onların çoğu iman etmediler. (Bakara 100) Allah’ın Kitabı’nı sırtlarının
gerisine attılar. (Bakara 101) Sihir ve şeytanların uydurduğu yalanlara uydular.
Yeryüzünde iki defa bozgunculuk yaptılar ve büyük bir kibirle azgınlaştılar. (İsrâ
4) Halbuki onlara Kitap, hüküm ve nübüvvet verildi. Onlar temiz şeylerle
rızıklandırıldı ve onlar âlemlere üstün kılındı. (Câsiye 16) Onlara (helal ve
haramları içeren) emirden apaçık deliller verildi. Kendilerine ilim geldikten
sonra, aralarındaki azgınlık/kıskançlık/bir diğer gruba üstünlük sağlama isteği
nedeniyle ihtilaf ettiler. (Câsiye 17)
Kan kustular dünyaya. Kin
güttüler aleme. İki yüzlü tavırlarıyla lanetlendiler. Çoluk çocuk demeden
öldürdüler insanlığı. Her nimete karşılık küfür içinde oldular. Kibirlerinden
ötürü şeytanlaştılar. Şeytanla iş birliğini Allah ile iş birliğine tercih
ettiler. Bu tavırlarıyla kovuldular her yerden ve her defasında kendilerine
kucak açanları yılan gibi soktular.
Allah (c.c.) hakkıyla gören ve bilendir.