Mübarek günler
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olan mübarek bir ayın içindeyiz. Sabır ayıdır bu ay. Hayır ve iyilik ayıdır bu ay. Müminlerin rızkının arttığı aydır bu ay.
Oruç azayı acıktırır fakat nefsi doyurur. Sadece Allah rızası için aç susuz kalan kişinin zihninde ve ruhunda "beşeri sorumluluk", yerini "ilahu00ee sorumluluğa" terk eder.
Oruç vücut için bir kalkandır. Namaz Allah'ı kabulle başlar; oruç ise kendini kabulle başlar. Yani oruçlunun kafası yirmi dört saat kendiyle muhakeme halindedir.
Oruç insanı kul ölçüsünden Allah'ın ölçüsüne yükseltir. Oruçlu bir insan gün boyu manevi bir gözetim altında olduğu hissiyle yaşar. Bu da hayatın amacı hakkındaki farkındalığını artırır, sorumluluğunun bilincine vardırır.
Oruç Müslüman'ın kişiliğini olumlu hasletlerle biçimlendirmeyi hedef alan bir ibadettir. Orucu kurallarına ve ritüellerine harfiyen uyarak tutmak, insan psikolojisini olgunlaştırmayı kolaylaştıran verimli bir eğitim yöntemidir.
Oruç, insana fakirlere ve yoksullara karşı merhamet hissi aşılar, insanı nefsin esiri, kötü arzuların oyuncağı olmaktan kurtarır, iradesini güçlendirir, nefsine hakim olmayı, kendini tutmayı öğretir.
Oruç, insana nimetin kadrini bilmeyi ve nimete şükretmeyi hatırlatır. İnsanı sabır ve tahammüle alıştırır. Helal ve haramı ayırt etme kabiliyeti kazandırır. Varlığı ve darlığı bildirir, tahammülü öğretir.
Oruç, helal olan ve göz önünde duran her türlü yemeği aç olduğu halde gizli veya aşikar yememe iradesi kazandırarak dürtü ve güdüleri denetim altında tutma alışkanlığı sağlar.
Oruç, insanları alışkanlıklarının esiri olmaktan kurtarır. Değişen yeme içme saatleriyle bazı kötü alışkanlıkların değişebileceği duygusunu kuvvetlendirir.
Oruç, sıkıntı ve ıstıraplar karşısında sabırlı, iradesine hakim, menfaatler karşısında doğru bildiği prensiplerden vazgeçmeyen ideal insan tipini vücuda getirir. Her türlü yiyecek karşısında hiçbir maddi karşılık beklemeden aç ve susuz kalmayı göze almak, insana maddi değerlerin üzerinde bir takım manevi değerlerin de olduğu şuurunu kazandırır.
Oruç sayesinde insanların daima kendilerini görüp gözeten ve bütün hareketlerini takip eden, fakat kendilerinin göremediği bir varlığın mevcudiyeti hakkındaki imanları artar. Bu da insanda kendi kendini kontrol altında tutma, kendi kendini hesaba çekme alışkanlığını geliştirir.
Oruç, insanlardan riyayı, gösteriş için ibadet etme düşüncesini kaldırır. İbadetleri sadece Allah rızası için yapmaya alıştırır. İnsanı takva denen en üst mertebeye ulaştırır, onu olgun bir insan haline getirir. İyilik duygularının gelişmesini sağlar, kötülüklerin de önünü alır. İnsanı melekleştirir ve ruhu manevi bir haz içinde yüzdürür.
Orucun insan sağlığı üzerinde de olumlu etkileri vardır. Yıl boyu durmadan çalışan midenin dinlenmesine fırsat verilir. Vücutta daha önce depolanan besinlerin harcanması sonucu hem vücutta yenilenme olur hem de şikayetçi olunan fazla kilolardan kurtulmuş olunur. Dinlenen mide ve sindirim sistemi daha canlı ve mükemmel çalışmaya başlar. Böylece oruç ibadeti ruhla birlikte bedeni de aşırı tüketimin getirdiği fiziksel hastalıklardan korur.
Oruç, insana fedakarlık, alçak gönüllülük, dayanışma duygusu, başkalarını düşünme ve birlik ruhu da vermektedir. Açlık elemini hissetme hususunda zengin ve fakiri birleştirir. Zenginlerin yüreğini yumuşatır. İnsanoğlunda şefkat ve merhamet duygularını harekete geçirir.
Ruhun beslenmesi için bedenin aç ve susuz kalması gerekir. Beslenen ruhla gönül gözü görmeye, gönül kulağı işitmeye, gönül aklı çalışmaya başlar ve ruh dirilir. Namaz dinin, oruç ruhun, zekat da Müslüman toplumun direğidir. Namazsız din, oruçsuz ruh ve zekatsız Müslüman toplum ayakta duramaz, yıkılır.
Orucun toplumsal bir başka hikmeti de eşitlik hissini yaymasıdır. İrade ve sabır eğitimi olan orucun ibadet olmanın ötesinde, hem bireyi hem toplumu eğiten Rabbani bir terbiye olduğu aşikardır.
Rabbani bir terbiyeye ulaşmak ümidiyleu2026