''Muasır Medeniyet'' Balonu
Biz kendimizi biliyoruz bileli, "muasır "medeniyet" rüyalarıyla yatar kalkarız. Neredeyse tüm siyasetçilerimiz, bu tılsımlı sözcüğü, beyanatlarının en başına koyarlar. Her seçim esnasında ve sonrasında "Ülkemizi muasır medeniyet seviyesine çıkaracağız." "Muasır medeniyetin üstüne çıkacağız." vb. Beyanatlar havada uçar. Iktirarı muhaletetiyle siyasilerimiz bu sözcüğü yarıştırır dururlar.
Tabi "laiklik" sözcüğünde olduğu gibi, "muasır "medeniyet" sözcüğüne yüklenen mana da söyleyenin niyetine göre değişiyor. Örenğin islamla sorunu olan çevreler, lalikliği din düşmanlığı ve islama ait her şeyle mücadele sopası olarak kullandılar. Bunu yıllardır yaptıkları gibi, şu an da ellerinden gelse, tüm müslümanları, bir kaşık laiklikte boğuverirler. Muhafazakar çevreler de laikliği reddetmedi veya edemediler. Ama laikliği ehlileştirmek adına, her kesin kendi inancını serbestçe yaşaması olarak tanımladılar. Başka bir deyimle fikir özgürlüğü...
Şimdi aynı durum, muasır medeniyet için de aynen geçerli. Din düşmanı olanlar "muasır "medeniyet" dereken, daha çok batının "ibahiye" "sınırsız ahlaksızlık"ını kast ediyorlar. Ama tabi bunu çok gündeme getirmeyip daha çok "ilericilik", "çağdaşlık" vb. ifadelerle kamufle ediyorlar. Ancak burada asıl zorlandığımız, bizim mahalleli olan siyasetçilerin tavır ve duruşları.
Bir ayağı batıda olan ve bizim mahalleden olan kimi siyasiler ve bürokratların ısrarla aynı tavrı sürdürmeleri anlaşılır gibi değil. Acaba diyorum, bunlar birileri tarafından yanıltılıyorlar mı? Batı ülkelerine yaptıkları ziyaretlerde, misafir oldukları beş yıldızlı otel odalarından ibaret mi görüyorlar. (ki bu çok da mümkün bir ihtimal değildir.) Ya da elleri mahkûm olup başka çıkar yol mu bulamıyorlar? Yani bir asırdır batının siyasi, ekonomik ve kültürel kuşatmaları; onları, yönlerini batıya dönmeye mecbur mu bırakıyor?
Yok, eğer bizim mahalleden olan siyasetçi ve bürokratlarda eksen kayması mı var. Gerçekten batının bu zavallı ve acınacak halini özümsemişler de kabullenerek savunuyorlarsa, o zaman ruhlarına Fatiha okumanın zamanı geçmiş bile demektir. Ama artık bıçak kemiğe çoktan dayanmıştır. Özellikle mevcut iktidar ve bizim mahalleli siyasiler, bu konuda somut adımlar atmayıp, batıya gözü kapalı teslimiyete devam ederlerse, iktidarlarının sonu uzak değildir. Özellikle ahlaki yozlaşma ve aile politikalarında, gayretullaha dokuma başlamıştır. Halkın sillesini bilemem ama Hakkın sillesi çok çetin olur. Ayrıca batı zaten bizi abullenmez ve bizi birliklerine falan almazlar. Niçin mi? Buyrun açıklaması:
Alman Prof. Neumark’ın itirafları Ord. Prof. Fritz Neumark (1900-1991), Hitler’den kaçarak 1933’te Türkiye’ye gelir. İstanbul Üniversitesi İktisat ve Hukuk fakültelerinde dersler vermiştir.
20 Temmuz 1936'da kurulan ve 1937 yılı yaz sömestresinde faaliyete geçen İktisat Fakültesi'nde (Umumi İktisat ve Maliye Teorisi Kürsüsü) başkanlığı da yapmıştır. [1952’de döndükten sonra Frankfurt Üniversitesi’nde rektörlük yapmıştır.]
Alman profesör Neumark ile bir kısım talebesi Boğaziçi’nde geziye çıkarlar. Talebelerden biri Prof. Neumark'a, (Avrupa bizi neden sevmez?) diye sorar. Prof. Neumark şu cevabı verir: "Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı, Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince:
1- Müslüman olduğunuz için sevmez.
2- Sizler farkında değilsiniz ama, onlar şu gerçeğin farkındadırlar: Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.
3- Avrupa'nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa'yı pazar yapmaya başladınız.
4- En az 400 yıl Avrupa'da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.
5- Selçuklular Anadolu'yu, Osmanlılar ise orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler.
6- Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar.
7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydiler, İslamiyet bugün belki sadece Hicaz'da varlığını devam ettirirdi, kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da, İngiliz Dominyon Bakanlığı'nın adamlarıdır. Batı her yerde İslamiyet’i, sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet'i devam ettirdi.
8- Kilise size kin kusmaktadır, sebepleri yukarıdadır.
9- Ben Türkiye'ye geldiğimde 2 üniversiteniz vardı, şimdi 19 üniversite var. [O tarihteki sayı]
10- Sizler, gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa'nın refahı ve medeniyeti yıkılır.
11- Yine sizler, Avrupa'nın tarihi düşmanısınız ve daima düşman olarak kalacaksınız.)
Şimdi gelin; halkıyla, devletiyel, STK, kurum ve kuruluşlarımızla hep beraber, şu Batı balonunun havasını indirelim. Bir iğne batımı ömrü var batı balonunun.