Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.80
Gram Altın
2977.10
BIST 100
9730.7
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Mart 2023

​Modern eğitim ve toplumsal çürüme

“Vurduğu yerden ses getiren bir akademik çevre edinmezsek Misâk-ı Millî ’den bahsetmemiz irili ufaklı bütün devletlerde bir sinek vızıltısı intibaı uyandıracaktır” diyor ismet Özel son yazısında.

Sonra diyor ki; “Bir milli pazar ihdas edemezsek ekonomik ve mali kölelikte süratimize hiçbir millet yetişemeyecektir. Kâr elde etmede akarsularımız devreye sokulmazsa dilenmekten zevk alan bir millet durumuna düşeceğiz.”

Bunları elbette bir vazife olarak görüyor. Ancak bir sorunumuz var; “Mali sermayenin Türk hayatına şekil vermesine itiraz eden ve sıhhatli yolun hangisi olduğunu bize gösteren bir zümreden mahrumuz.”

Sorunun kaynağı da ortada; “Batılı hayat tarzından medet umulması sebebiyle kambur üstüne kambur gelmiş olmasına karşı bir çare bulmanın yolu var mı?”

Bu sorunun cevabını yine İsmet Özel’in ifadesiyle cevap verelim. Her hoşuna giden durum karşısında kuyruk sallayan it karakterliler için bir çarenin olmadığını söyleyebiliriz.

Görüyoruz işte, baş kesmekten bahis açan şairlerimiz, asker yokluğunda depremzedelere tecavüz edildiğini söyleyecek kadar iftirada ileri giden profesörlerimiz ve bu profesörü destekleyen başka profesörlerimiz, ev kiralarını arttıranlar, dolandırıcılar, ihmalkârlar, küçücük çıkarları için en kutsal değerlerini bile hiçe sayanlar ve daha neler neler…

Sevgili okur, Türk milleti olarak bizim başımıza ne geldiyse modern eğitim hapını yuttuktan/yutturulduktan sonra geldi.

Okul adını verdikleri seri üretim fabrikalarında imal edilen insan tipi, kendi kültürel geleneklerinden uzak kalmış olmasından dolayı hem biçim hem de öz bakımından artık kendi aklına, ruhuna, fikirlerine, öncüllerine, düşünme biçimlerine sahip olamadı.

Buna yeni eğitimli güya çağdaş, akılcı, bilimci insan tipi dediler. Oysa o, geçmişten süzülüp gelen bilgelik değerlerine sahip olmayan ve batılı değerlerinin tutsağı haline getirilmiş bir esir idi.

Bakınız zorunlu, tek-tip, modern eğitim, eğer bu şekilde devam ederse medeniyetimizi yok edecektir. Kaldı ki temel hedefi de bu değil miydi?

Bugün zihinsel, psikolojik ve toplumsal bakımdan çürümenin eşiğine geldiğimiz bu zorlu çağda böylesine eski ve amaçları bakımından insanlık değerlerine, tarihe, kültüre ve öze yabancı bir sistemi taşıyor olmamız büyük bir talihsizlik değil midir?

Bugün sahip olduğumuz bilgi, aldığımız eğitim, hayata dair bir anlam ve derinlik katmıyorsa dahası bizi özgür kılmıyorsa tam tersi özümüzün gürleşmesine mani ise ne diye bu sistemi sürdürmeye çalışıyoruz?

Mimarimize, kenti kültürümüze, yaşam anlayışımıza, dürüstlüğümüze, ahlaki bakımından olgunlaşmamıza, bir şahsiyet sahibi olarak belirmemize katkı sunmuyorsa neden bu sistemi değiştirmiyoruz?

İsmet Özel hariç tek bir yaşayan şairimizin olmayışı bizi rahatsız etmiyor mu örneğin? Öylesine kıymeti bilinmedi ki artık şiir yazmayı bıraktı.

Düşünceye olan ilgimizin azalması, bilge insanların yokluğu, sahici anlamda bilime gönül vermiş insanların olmayışı gerçekten büyük eksiklikler değil mi?

Ve işin asıl hazin tarafı ise kimsenin bu eksiliklerin farkında olmayışı.

Bize tahsille nasıl cahil olunabileceğini gösteren bir eğitim düzeneğine sahibiz. Gördük ki bazılarının aldığı terbiye gözleri olmasına rağmen insanda bakma yetisini kaybettirebiliyor.

Dünyada ender bahşedilen lütuflardan biri de kuşkusuz düşünme melekesine sahip olmaktır. İnsan düşündükçe, var oldukça, özgürleştikçe, kendini bilir, insanlaşır ve ilahi nizamın en temel unsurlarından biri haline gelir ve ancak o zaman kendi ekseni etrafında dönmeye başlar.

Tek tek elimizden aldılar. Bakar mısınız şu halimize?

Eğitim denilince sadece itaat etmeyi, ettirmeyi algılayan bu anlayışın hüküm sürdüğü bir ortamda bizi kendimize getirecek bilgeler yetişir mi? O yüzden oturup buraya ait yeni bir eğitim sistemi kurmalıyız.