Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Ekim 2013

MODERN ÇAĞIN HASTALIKLARI

Hastalıklara karşı korunmada gıdalar konusunda nerede ise tüm toplumlarda genel bir bilgi kirliliği var.Hangisi doğru dedirten o kadar çok yanlışı ortak doğrularımız mış gibi içselleştirmişiz adeta. Modern tıbbın tüm imkanları seferber edildiği halde şifa bulamayıp tıp dışı yollardan medet uman milyonlarca insanın şifa aramasının yolunu sonuna kadar açmak ta biz hekimlere düşmektedir.

Aç olmadığımız zaman beyinde bilinçli davranışlarımızı kontrol eden serebrum ne yiyeceğimiz konusunda sağlıklı ve bilgiye dayanan kararlar vermemizde bize yardımcı olur. Ama midemiz guruldamaya başladığı zaman, çoğunlukla beynimizden gelen bütün iyi tavsiyeleri göz ardı edebiliyoruz . Yanlış yeme davranışı ile akılsızca verdiğimiz kararların bedelini düşünmeden hata üstüne hata yapan bireyler haline kolayca gelebiliyoruz.

Açlık duygusunun merkezi olan hipotalamusu dengede tutan peptin maddesi bazı insanlarımızda genetik olarak az salgılanabilmekte.Bu eksiklik yeme dürtümüzün frenlenmesini engelleyerek insani bir yeme canavarına çevirebilir.Sağlıklı formda ve ideal kiloda olmak için günümüz insanı kolay uygulanabilir yollar yerine zor ve çetrefililli yolları tercih eder olmuş.

Kısa bir hatırlatma ile doğru bilinen yanlışlar ve yanlış bilinen doğrular ile ilgili ezberlerinizi gözden geçirmenizi teklif ediyorum.Tahıl, sebze ve meyvelerde bulunan çeşitli maddeler ve vitaminler, depresyondan tansiyona birçok hastalığa iyi geliyor Yeterki doğru yerden duralım ve doğru yere bakalım..

Örneğin çok tüketilen muz ihtiva ettiği yüksek miktarda karbonhidrat i ve zengin bir potasyum kaynağı ile kalbin düzenli olarak çalışmasını ve tansiyonun düzenli olmasını sağlıyor. Rezene ve tahıl da aynı olumlu etkiyi yapıyor.. İçindeki kalsiyum ve potasyum gibi mineraller ile B vitamininin vücuda direnç kazandırdığı arpa ise kolesterolün normal seviyelere düşmesinde büyük katkı sağlayabilir. Sindirimi çok rahat olan avokadoyu, özellikle içerdiği dengeli E vitamini ile kalbe iyi gelirken, yüksek potasyumu depresyona sebep olan uyuşukluluğu engelliyor.

Kaysıda bol miktarda olan betakaroten adlı madde, hücrelere saldıran molekülleri kontrol altına alarak, kanseri önlüyor. Kuru kayısıya rengi bozulmasın diye eklenen sülfürdioksit de, astım gibi alerjilere iyi geliyor. Basur ve kabızlıktada kaysı ilk müracat edilen meyve .. Sebze hormonu fitoöstrojen içeren nohut ile içinde elajik asit bulunan üzümün, menopozun olumsuz etkilerine karşı koruyucu özellikleri bulunuyor. Sadece iki-üç adet kuru erik yemenin bile vücudun ihtiyacı olan antioksidanları karşıladığı, idrar yolları kaslarını rahatlattığı, bunun da kolon kanserine karşı koruduğu bildiriliyor. Ayrıca, yüksek orandaki bor minerali ile menopozdaki kadınlarda östrojen seviyesini dengede tutuyor.

Diyetin ve beslenmenin kanserin gelişiminde oynadığı rolü değerlendirmek ve açıklığa kavuşturmak için birçok araştırma yapılıyor. Hiçbir dolaysız neden-sonuç ilişkisi kanıtlanmadıysa da, istatistikler bazı gıdaların bazı kanser tiplerinin riskini arttırabildiğini ya da azaltabildiğini göstermektedir.

Vücut ağırlığımızı koruyarak işe başlayabiliriz. Başta prostat, pankreas, göğüs, yumurtalık, kalınbağırsak, safra kesesi ve rahim kanseri gelmek üzere, insanlarda bazı kanserlerden ölme oranı şişmanlıkla bağlantılıdır.

Lif açısından zengin gıdalar yiyin. Diyet lifi, vücudu özellikle kalınbağırsak kanseri olmak üzere, bazı kanser biçimlerinden korur gibi görünmektedir. Bu nedenle, taze meyve, sebze ve az işlenmiş tahıl ürünleri gibi çeşitli diyet kaynaklarını ihmal etmemeliyiz diyorum.

Havuç, ıspanak, tatlı patates, şeftali, kayısı, koyu yeşil ve koyu sarı taze sebzeler ve meyvalar; portakal greyfurt kivi limon gibi doğal A ve C vitaminleri ağız boşluğu, boğaz, gırtlak ve akciğer kanserleri dahil olmak üzere, bazı kanserlerin sıklığının azaltılmasına yardımcı olabilir.

Brokoli, lahana, Brüksel lahanası, kıvırcık lahana, karnabahar , pazı üzüm yaprağı gibi sebzeleri düzenli diyetinizin bir parçası haline getirin. Araştırmalar bu gıdaların kalınbağırsak, mide ve akciğer kanserlerinin gelişimine karşı koruma sağladıklarını göstermektedir.

Tuzlanarak, tütsülenerek ve nitratla işlenmiş gıdalardan az miktarda yiyin. Bu gıda grubu sucuk, jambon ve diğerleri gibi tütsülenmiş ve konserve edilmiş etleri içerir. Yemek borusu ve mide kanseri sıklığı, bu gıdaları çok miktarda yiyenlerde daha yüksektir.

Izgara ya da tütsüleme gibi bazı pişirme yöntemleri kansere yol açabilen maddeler üretebilir bu nedenle bu yöntemleri az kullanmak gerekir.

Yemek pişirirken kullandığınız tuz miktarını, yarım kilo ette dörtte bir çay kaşığı tuz, pişirilmiş sebze ya da tahıl porsiyonu başına sekizde bir çay kaşığı tuzla sınırlayın. Jambon, soya sosu ya da turşu gibi aşırı tuzlu gıdalardan olabildiğince kaçmaya çalışın diyorum.Yediklerimiz ve içtiklerimizle hastalıklar arasında bire bir ilişki olduğunu unutmayalım.Modern çağın amansız hastalıklartına karşı korunmada yukarda özetlemeye çalıştığımı bilgilerin kulaklarımıza küpe olmasını temenni ediyorum.Sağlık ve mutluluk dileklerimle..