Mızrak çuvala sığmıyor artık
14 Mayıs seçimleri CUMHUR İTTİFAKI’NIN, Meclis çoğunluğunu sağlamasıyla sonuçlandı. Sn. Erdoğan ise %49,52 oy oranıyla, 28 Mayıs adına büyük avantaj yakaladı. Bu vesileyle Cumhur İttifakı’nı, Sn. Erdoğan’ı ve büyük bir katılım gösteren Türk Milletini tebrik etmek istiyorum. Şimdi artık 2.Turda, 13. Cumhurbaşkanımızı seçmek gibi TARİHİ BİR GÖREVİMİZ var önümüzde. Tarihi diyorum, çünkü Türkiye’nin yönünü tayin edecek bu seçimlerin, öncesi ve sonrası açısından bizlere TARİFSİZ TECRÜBELER kazandırdığı muhakkaktır. Mesela yurt dışında Sn. Erdoğan’ın fazla oy aldığı ülkelerde, vatandaşlarımızın mobbing, tehdit ve anti demokratik uygulamalara maruz bırakılması, bunların başında geliyor. Tabi seçimlerin hemen ardından, İngiliz Timothy Ash’in; “spekülasyonlarla ekonominin hedef alınması” önerisini ve borsamızdaki yabancılar tarafından, 2,5 milyar TL'lik satış yapılmasını da buna ilave etmek mümkün. Gerçi Devletimizin tedbirleri sayesinde, borsamızın hemen toparlandığını kesinlikle yadsıyamayız. Ancak bu sefer de, ABD'li ünlü ekonomist Nouriel Roubin’i sahaya sürmeleri, gözlerimizdeki perdeyi aralamaya yetti. Anlayacağınız bu durum, Sn. Erdoğan’ın aleyhinde geliştirilen, “PİS BİR PLAN” olduğunu açıkça ispatlamıştı herkese. Yoksa “DIŞ GÜÇ” olgusunun ete kemiğe bürünüp, operasyona dönüştüğü başka nasıl izah edilebilirdi ki?
Evet, TARİHİ CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ 2. Tur’a kalmıştı belki,
lakin bu kısa süre içerisinde çok şeye şahitlik ettiğimiz de ayan beyan ortada.
Yanlış anlaşılmasın sakın! Bugünlerde “doğruluktan” dem vuranların, 14 Mayıs
akşamı “kazandık” açıklaması yapmasından bahsetmiyorum… Bu onların zaten
bilindik özellikleri, malumunuz üzere… Ama TERÖR TESKERESİNE HAYIR diyenlerden,
geçenlerde “Kandili basacağız“ sözleri duymak, işte ASIL MESELE… Zira seçim
öncesi “Avrupa Özerklik Şartını kabul edeceklerini, terörle mücadeleyi
yumuşatacaklarını ve Demirtaş’ı çıkaracaklarını” vaat edenlerin, 2. TUR’UN
ARİFESİNDE bozkurt işareti yaptıklarını bile gördük meydanlarda. Yani seçimi
kazanmak için, her ne kadar KENDİLERİYLE ÇELİŞSELER de, “klavyenin bütün
tuşlarına bastıkları” tartışılmaz konumda. Peki, yedik mi derseniz? 14 Mayıs
öncesi söylemleri, tavırları ve destek aldıkları kesimlere rağmen, yine de bunun
takdirini sizlere bırakıyorum. Fakat sosyal medyadaki FETÖ’cülerin, Avrupa’daki
PKK'lı grupların ve PYD/YPG sözcülerinin, hala muhalefete “DESTEK ÇAĞRISINDA”
bulunmaları sizce de manidar değil mi?
Hülasa bizleri ACIKLI BİR GÜLÜŞE sevk edecek şeyleri,
tecrübe ettik özellikle şu 11 gün içerisinde… Maalesef evlerini, yurtlarını,
ana, baba ve evlatlarını yitiren DEPREMZEDE KARDEŞLERİMİZE, MUHALİF YANDAŞLAR
TARAFINDAN HAKARET EDİLMESİ, bunlardan en trajik olanlarıydı şüphesiz. Elbette
bazı muhalif belediyelerin, kendilerine sığınan DEPREMZEDE KARDEŞLERİMİZİ KAPI
DIŞARI ETMELERİYSE, kanımızı dondurdu adeta… Neymiş efendim; “O bölgeden, Sn.
Erdoğan’a çok fazla oy çıkmış”… Ya siz ne ara, bu denli dengeyi kaybettiniz
Allah aşkına? Ne ara bu denli kin duyacak kadar, yabancılaştınız bu Milletten?
Ne ara kararan vicdanınızla, ahkâm kesecek hakkı buldunuz kendinizde? Üstelik
sorsanız; demokrasi, özgürlük, milliyetçilik gibi lafları, ağızlarından
düşürmediklerini duyarsınız hiç utanmadan. Pes doğrusu! DÜŞÜNSENİZE BU
ZİHNİYETİN, BİRDE İKTİDAR OLDUĞUNU… Ama merak etmeyin! Olamayacaklar… MAKYAJLARI
AKTI, MIZRAK İSE ÇUVALA SIĞMIYOR ARTIK. Öyle ki bu Aziz Milletin, sandıkta
gereğini yapacağından en ufak bir tereddüdüm yok. ÇÜNKÜ BU MİLLET; KİMİN KİMLE
İŞ TUTTUĞUNU, KİMLERİN MASKE TAKTIĞINI, KİMLERİN NE SENARYOLAR YAZDIĞINI İDRAK
EDECEK KADAR FERASET SAHİBİDİR. O yüzden rehavete kapılmaksızın, herkesin oyunu
kullanmasını öneririm dostlarım. Zira birileri istese de istemese de, 28 Mayıs “TÜRKİYE
YÜZYIL”ının ilan edileceği gün olacaktır inşallah… Çorbada, sizlerin de tuzu
bulunsun… Keza tarih, ancak böyle yazılacaktır.