MİTOMANİ
Sosyal medyanın karanlık yüzlü sinsi adamı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek mitoman ve hubrit teşhislerini koymuş.
Daha baştan söyleyelim. Cumhurbaşkanımız kesinlikle mitoman yani yalancı değildir. Her söylediğini inanarak ifade etmektedir. Öyle ki seçimlerden önce bile kesinlikle seçim ekonomisine kaymamakta, doğru ne ise onu yapmaktadır. Cumhuriyet tarihinin meşhur politikacısı gibi, "Dün dündür, bugün bugündür" deyip bir önceki söylediklerini yalanlayan bir devlet adamı katiyetle değildir.
O elbette istişareye önem vermekte, zamanın şartlarına göre bazı fikirlerini yeniden gözden geçirebilmektedir. Dediğim dedik, inatçı, "ancak ben doğrusunu bilirim" zihniyetiyle hareket etmediği doğrudur. Bu durum ise mitomaniyle karıştırılmamalıdır.
Yıllardır takip ettiğimiz Cumhurbaşkanımızın bir defa dahi yalan söylediğine tanık olmadık. O doğru sözlü, içi dışı bir örnek devlet adamıdır.
Onu tanıyanlar bilirler ki mütevazi, alçak gönüllü bir kişiliğe sahiptir. Söylediklerinizi dikkate alır, katıldıysa onaylar ve bunu deklare eder. Eğer kendisine söylenen mantıklı değilse kendi fikrini ifade eder. Yakından tanıyan biri olarak söylüyorum böylesine gurur, kibir olmayan kişiliktir.
Daha dün (Pazar günü akşamı) Star Gazetesi'nin Necip Fazıl Kısakürek Ödül Töreni'nde bizzat gördüğüm duygulu sahne de bunu göstermekteydi: Onur Ödülüne layık bulunan mütefekkir ve yazar Nuri Pakdil konuşmasını yaparken Cumhurbaşkanımız ayakta bütün mütevaziliği ile bitene kadar onu dinledi.
Yazının başında sözünü ettiğimiz karanlık yüzlü şer adamın ispat için gerekçelerine baktım. Hepsini okuma gereği bile duymadım. Paralelin absürd iddialarını tekrarlamış, komik duruma düşmüş olduğunu gördüm. Kısacası bu kişi demek istiyor ki "Paralelin güdümüne girersen doğrusun, yoksa sana her türlü iftirayı atar ve çirkin yakıştırmada bulunurum."
Ancak bu karanlık adamın kendisinin mitoman ve hubrit olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Kendi sıfatlarını Cumhurbaşkanımıza yansıtmaktadır ve kesinlikle inandırıcı olamamaktadır.
KERTENKELE
Dizi izlemek hiç adetim olmamasına rağmen Kertenkele'nin birkaç bölümünü seyretmeye gayret ettim. Amacım da bu dizi hakkında bir bardak suda fırtına koparılmasından dolayı idi.
Sabah, Yeni Şafak ve Akşam gazetelerinde bazı yazarlar ifade ettiler ama bir daha tekrarlayalım bu dizide din görevlileri küçük düşürülmemekte aksine yüceltilmektedir. Vurun Kahpeye gibi sayısız filmin televizyonlarda gösterilmesine sesini çıkarmayanlar neden bu dizi hakkında yaygara koparmaktadırlar? Sebep siyasidir. atv dik duran bir kanal olduğu için onu yıpratmak istemektedirler.
Bu dizideki sahtekar imam değil sahte imamdır. Bazı kanundışılıklarını gizleyebilmek için halkın dürüst ve saygın tanıdığı din adamı kılığına bürünmüştür. Yani imamlar dizide yüceltilmiştir. Ayrıca bazı olumsuzlukları olsa da Kertenkele oldukça sevimli, sempatik ve kalbi insan sevgisi ile dolu olan biridir.
Şu da var; Kertenkele'nin imam kıyafetleri içinde giderek dine ısındığını, İslamiyetle ilgili bilgi ve görgüsünü samimiyetle artırmaya çalıştığını görüyoruz.
Ancak eleştirilecek olan nokta Türkiye'de diyanet İşleri Başkanı dışında hiç kimsenin dışarıda imam kıyafetinde dolaşmasının serbest olmamasıdır.