MİT'in gizlenemeyenleri
Yazarıyla uzun yıllar Parlamento Dergisi’nin yayınında
görev aldık. Onun benzeri konularda birkaç kitabı olduğunu biliyordum ama istihbaratımızın
bilinmeyenleriyle ilgili kitabı yayınlamasını cesaret örneği olarak gördüm
diyebilirim.
Bana göre son kitabı ile istihbarat tarihçisi
unvanını hak etti. Dr. Polat Safi’nin, istihbarat dünyamızın derinliklerini
anlattığı kitap Kronik
Yayınları arasında çıktı. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın 1826’dan
2023’e iki yüz yıllık süreciyle ilgili bilinmezleri ilk defa yayımlanan MİT arşiv belgelerini bilimsel yöntemleri göz
ardı etmeden aktarıyor.
Memuriyete başladığım 1975 senesinde İstanbul
yolu üzerinde Tarım
Bakanlığı’na ait müesseselerin bulunduğu araziyle
komşu olan MİT
çalışanlarıyla öğlen yemekleri sonrası dolaşırken selamlaşır, etrafı betonlarla
çevrili binada ne iş yaptıklarını sorma cesaretimiz olamazdı. O vakitler Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün üzüm
bağlarının bulunduğu arazide teşkilatın çalışanlarıyla mesai arkadaşlarımızın futbol
maçlarında tezahüratımızı yapardık.
Osmanlı gizli polis teşkilatından tutun, II. Abdülhamit’in hafiye sistemi ve
Teşkilat-ı Mahsusa’ ya oradan Milli Mücadele yıllarına uzanan bir incelemeyle, Milli
İstihbarat Teşkilatı’na geçiş ile günümüze uzanan istihbarat dünyası anlatılmış.
Özellikle yakın tarihimizde yaşadığımız olaylar
zincirindeki bağlantılarla da okurun merakla beklediği suallere cevap bulduğu
sayfaları okuduğunuzda elinizde olmadan heyecanlanıyorsunuz. Polat
Safi’nin sayfalarda dedektif gibi iz sürdüğünü görünce içinizden ‘acaba’ diyorsunuz. Kitabın hazırlanmasına ilişkin yaptığı
röportajında istihbarat dünyasının labirentlerinde dolaşmanın zorluğundan söz
ederken bu konuda kaynak sıkıntısı çektiğini, yabancı kaynaklardan
yararlanmanın da ne denli meşakkatli olduğunu söylüyor.
Türkiye’deki 6-7 Eylül Olayları, CIA’nın 12 Eylül ve diğer darbe teşebbüslerini, DEAŞ ve el-Kaide’nin ülkemizde yürüttükleri eylemleri, PKK’nın Ermenistan ile olan yakınlığına ilişkin düşüncelere bağlı
olayların karşısında MİT’in operasyonlarını
başka yerde okumamışsınızdır.
Milli istihbarat kurumunun üzerindeki gizemini koruyan
olayların perdesini kaldırıp gerçek yüzünü anlattığı sayfalarda film
sahnelerini seyredercesine dikkat kesiliyorsunuz. Teşkilatın kurulduğundan
bugüne gelinceye kadar görev yapmış isimlerinin başarılarından söz edilirken 2010
sonrasında yaşanılanlara ayrı sayfalar açıldığını görüyoruz.
Dünyadaki diğer istihbarat örgütlerinde yürütülen
çalışmalar karşısında Hakan Fidan kimliği
üzerinden yaptığı yorumlarla MİT’teki
dönüşümle başta Suriye, Irak, Libya, Karabağ ve Somali olmak üzere istihbarat
diplomasindeki başarı grafiğimizin yükselmesine ilişkin çalışmalar özetlenmiş.
Polat Safi’nin yazılmayanlardan
bahsetmesindeki önemli konulardan diğerleri ise FETÖ, PKK ve DEAŞ’a karşı yürütülen mücadeledir. Daha
önce hiçbir yerde yayımlanmamış MİT
Arşiv vesikaları kullanılarak hazırlanan Milli
İstihbarat Teşkilatı (1826-2023) kitabı ile istihbaratımızı dünya
istihbarat tarihinin bir parçası yapıldığını görünce Kronik Kitap Gizli
Teşkilatlar Serisi’nin bu çalışmasıyla tarih meraklıları için bir başucu
eseri olduğunun altını çizmek isterim.
Ortada hakiki bir MİT tarihi
olmadığından istihbarat kültürü içinde ciddi bir çeşitlilik olduğunu görerek emniyet,
jandarma, silahlı kuvvetler ve MİT'in
istihbarata bakış açıları ve istihbarat jargonları arasında farklılıkları
kaleme almış, Kamunun güvenlikçi yaklaşımının istihbarat tarihine ilişkin
kaynak malzemeye erişimini zor hale getirdiğinden kaynak bulmak için bir hayli
zorlanan Polat Safi’ye bu vesile ile
teşekkür ederim.
Böylece sadece istihbarat tarihini değil aynı zamanda Türkiye'nin siyasi
tarihine de göz atmış olacağınız kitabı temin edip, okumanızı tavsiye edersem
kızmazsınız değil mi?