Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.98
Gram Altın
2430.55
BIST 100
9753.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Mart 2021

​Mısır'ın Fendi Batıyı Yendi…

Batılıların amacı Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin karşısına vekâleten savaşacak birilerini çıkarmaktı.

Bir mahalle kabadayısı yani…

Libya’da, Doğu Akdeniz’de ardından Sudan’da, Somali’de Türkiye’ye dur diyecek Afrika açılım hamlelerini akamete uğratacak bir kabadayı.

Fikir babası Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve temsil ettiği güçlerdi.

Önce Akdeniz’e 1577 km ile en uzun kıyısı olan Türkiye hariç Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün, Filistin, Mısır arasında Akdeniz Gaz Forumu kurdular.

Ardından Libya’da Halife Hafter’i BAE finansmanıyla silahlandırıp Libya’yı işgale hazırladılar, ellerini budaktan sakınmadılar, tüm imkanlarını seferber ettiler.

Yetmedi Yunanistan’ın eline Doğu Akdeniz’i Yunan Deniz Sahanlık alanı olarak gösteren adına Sevilla dedikleri bir hayali harita tutuşturdular.

Fakat ne olduysa oldu ‘Sihir sihirbazın başına geçti’.

Çünkü Macron ve Batı, dedelerinden Fransa Kıralı 9. Louis’in yaptıklarını unutmuştu.

9. Louis’in 7 Mayıs 1250 yılında Avrupa Ordularını toplayarak Haçlı seferlerinden birinde Mısır’ın sahil kenti Dimyat’ı işgal etmesi,

Dimyat’tan Kahire’ye doğru ilerlemeye çalışırken Mansura kentinde Türk asıllı Mısır Deniz Kuvvetleri Memluklu Komutanı Farisittin Aktay’ın ve Rüknüttin Bibris Bendaktar’ın savunma duvarına toslaması,

30 binlik haçlı askerinin ölümü, sularda boğulması, bir o kadarının da esir edilmesi her yıl 7 Mayıs’ta Mısır’ın Haçlı işgalinden kurtuluş günü kutlamaları,

Dört yüz yıl Osmanlı yönetiminde kalan Mısır‘ın demografik yapısındaki Türk Mısır kardeşlik paydaları, kamu vicdanında Türkiye lehine yeşerttiği bilinç…

Mısırlıların Türkiye’ye karşı Batı tahriklerine gelmelerinin mümkün olmadığını göstermeye yeterli nedenlerden sadece birkaçıdır.

Ve de; Mısır rejimi istese bile Türkiye’ye karşı sahaya sürecek askeri bulamayacağı gerçeği…

Ayrıca Mısır Silahlı Kuvvetlerinin sınır ötesi saldırı harekâtı için alt yapısının ve sınır ötesi saldırı tecrübesinin olmaması karşısında;

Sınır ötesinde Türkiye gibi Dünya’nın en büyük Askeri Topluluğu NATO’nun ikinci en donanımlı kara, hava ve deniz gücüne karşı yasa dışı nedenlerden dolayı harekât düzenlemesi intihar anlamına gelir.

Dünya’da en zeki halklar arasında sayılan ve yedi bin yıllık tarihe ve medeniyete sahip Mısır halkının bu pervasızlığı yapmasını beklemek saf dillilikten başka bir şey değildir.

Ama herkesin derdi başka.

Fransa ve Batı ellerini ovuştururken Mısır, fırsat düşkünlerinden neler aldı neler…

Mısır kullanma suresi geçmiş, hangarlarda bekleyen silahlarının hepsini BAE, Suudi Arabistan’ın finansıyla Libya’ya gönderdi.

BAE’den, Fransa’dan gelen silahlar hep Mısır üzerinden geçti, Mısır bire beş ekledi verdi, parasını da finansörlerden tahsil etti.

BAE ve Suudi Arabistan Mısır’da 31 Milyar Doların üzerinde doğrudan yatırım yaptılar, Mısır merkez bankasına Milyarlarca dolarlık mevduatlar yatırdılar, Mısır’ı nakit sıkışıklığı cenderesinden kurtardılar, pazar bulamayan Mısır mallarına kapılarını ardına kadar açtılar.

Daha önceden Karayel sınıfı diye de anılan Fransız yapımı 2 adet Mistral class savaş gemisini Suudi Arabistan parasıyla almıştı. Mısır’ın Fransa’dan aldığı 24 adet Rafale savaş uçağı alımında ne gibi avantajlar sağladığı kimin ne kadar elini cebine koyduğu da bilinmiyor.

Anlayacağınız Mısır çulunu çamurdan çıkardı, ekonomisi bataktan kurtardı.

Alacağını aldı.

Şimdi de hiçbir şey olmamış gibi, Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama-sondaj çalışmaları için 24 parselde ruhsat ihalesi açtı. İhale ile ilgili yayınlanan haritadaki 18 numaralı parselin sınırlarını, Türkiye’nin 13 Kasım 2019’da Birleşmiş Milletlere bildirdiği kıta sahanlığı sınırlarını dikkate alarak belirledi.

Türkiye ile Mısır arasında kıvılcım çakması beklenen anlaşmayı yok saydı.

Libya konusunda da aynı şeyi yapmıştı; esip gürlemiş fakat askeri hiçbir adım atmamıştı.

Bir diğer fiyasko da Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi’nin Kasım ayındaki Atina ziyaretinde yaşandı.

Sisi, ABD ve AB’nin de onayı ile imzaladıkları Doğu Akdeniz boru hattı anlaşmasındaki güzergâhın Rum kesimini baypas etmesini önerdi.

Aylardır sattığı cakalarla, manevralarıyla, spekülasyonlarla Türkiye’ye karşı cephe oluşturmaya çalışan Yunanistan, Mısır’ın bu hareketi karşısında kroşe yemiş boksör misali abandone olmuş durumda.

Yunan Başbakanı Kiriakos Miçotakis can havliyle telefona sarıldı Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi’yı aradı.

Dışişleri bakanları Nikos Dendias da Kahire yolunda.

Mısır, haydi sahaya inme zamanıdır diyenlere;

Anlaşılan o ki, önce siz buyurun diyecek (!)

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tüm olup bitenlerin farkındadır başından beri.

İki ülke arasındaki ticari ilişkiler aynı seyirde devam etmekteydi zaten.

Mısır’ın Libya açıklamalarına, Libya’ya girerim tehditlerine, Yunanistan’ın Sevilla haritasına çanak tutmasına sesini çıkarmadı, sabırla bekledi…

Darbeyle başa gelen hükümeti 28 Mart 2018’de Mısır halkı seçimle yeniden iş başına getirdi.

Bir diğer anlamda Türkiye’nin Mısır ilişkilerinde darbe hassasiyetinden kaynaklanan gerekçe ortadan kalkmıştır.

Mısır da Türkiye ile ilişkilerini de bu temel üzerine oturtmanın planlarını yapmaktadır.

Savunma Bakanımız Sayın Hulusi Akar’ın ‘’Mısır ile tarihsel ve kültürel birçok ortak değerimiz var. Önümüzdeki günlerde farklı gelişmeler olabilir’’ diye yaptığı açıklama her şeyi özetliyor.

Paris ve Birleşik Arap Emirlikleri Mısır'ı kontrolleri altına aldıklarını düşünüyorlardı. Sözüm ona, Kahire üzerinden Doğu Akdeniz’de, Libya’da at oynatacaklardı.

Yumurtalarını tek sepete koydular.

Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan oldular.

Fransa ve BAE Libya'da istenmeyen konuk haline geldi, yapılan imar anlaşmaları buhar oldu, petrol kaynaklarını bölüşme hayalleri ise artık bir toz bulutu.

Batı ve onun tetikçileri yaptıklarıyla kalacaklar.

Kazanan taraf; sabrıyla, gücüyle Türkiye ve eski/yeni sömürgeci kalıntılarını zekâsıyla alt eden Mısır olacak.

Türkiye Mısır ilişkileri geri dönecek ve Müslüman iki halk yeniden kucaklaşacak.