Mısır’da dikkat çekici gelişmeler!
Hatırlanacağı gibi Tunus’ta 26 yaşındaki Muhammed Buazizi’nin kendini yakmasıyla başlayan isyan dalgası, kısa zamanda büyüyerek tüm Arap coğrafyasını sarmıştı. ‘’Arap Baharı’’ olarak tanımlanan isyanların merkezi kent meydanlarıydı. Bu yönüyle Tahrir Meydanı isyanın en görünür sembol mekânlardan biri olmuştu.
Mısır’ı yıllarca baskıyla yöneten Mübarek’i devirmek için, milyonlarca halk Tahrir Meydanında toplanmıştı. Akabinde baskı rejimi devrilmiş ve ilk defa Mısır halkı hür iradesiyle Devlet Başkanlığına Muhammed Morsi’yi seçmişlerdi. Morsi görevinin başındayken, dönemin Genel Kurmay Başkanı Sisi, darbeyle Morsi’yi devirerek kendisi o koltuğa oturmuştu.
Daha sonra derin bir sessizliğe bürünen Mısır halkı, 20 Eylül Cuma günü tekrar Tahrir Meydanında toplanıp bu defa: ‘’Sisi istifa’’ sloganıyla tüm dünyanın dikkatini üzerine çekti. Birçok meselede olduğu gibi Mısır meselesinde de görünen ve görünmeyen tarafları vardır.
Görünüşe göre her şey, Muhammed Ali isminde genç bir iş adamının İspanya’ya kaçtıktan sonra paylaştığı bir videoda: ‘’Mısır halkı sefalet içindeyken Sisi ve çevresi sefahat içinde. Mısır halkını protesto etmeye çağırıyorum’’ demesiyle başladı. Ancak Muhammed Ali’nin kimliğine baktığımızda askeri bölgelerde inşaat yapan rejimle uyumlu çalışan biri olduğunu görüyoruz. Muhammed Ali, Cumartesi günü paylaştığı başka bir videoda: "Gösterilerin ilk etabının başarılı olduğunu" 27 Eylül Cuma günü için: "Milyonluk protesto" çağrısı yaptı. "Sisi işe yaramaz, inşallah gelecek Cuma sonu gelecek" dedi. Sisi kendisine yöneltilen bu yolsuzluk iddialarına: ‘’yalan ve iftira’’ diyerek reddetti. Buraya kadar olan görünen taraftı.
Peki, görünmeyen tarafı nedir?
Her şey den önce Sisi yönetiminin içinde bir anlaşmazlığın olduğu net anlaşılıyor ve ‘’gösterilerin ilk etabı başarıyla tamamlandı’’ ifadesi birden çok etaplarının planlandığı anlaşılıyor. Muhammed Ali asker ve istihbarat desteği olmadan tek başına bunları planlaması mümkün olabilir mi? Burada zihnimizi meşgul eden başka kritik bir soru ‘’Neden askerler Muhammed Ali üzerinden Sisi’ye karşı protestoları organize etmiş olabilir?’’ Sorusudur.
Mısır’ın Nil suyunun paylaşımı konusunda Sudan, Uganda ve Etiyopya ile anlaşmazlık yaşadığı biliniyor. İsrail, Etiyopya’ya Nil üzerinde yeni bir baraj yapması için yardım etmekle Mısır’a tarihin en büyük kazığını attı. Sisi’nin İsrail’le iyi ilişkiler içinde olduğu bir dönemde bunu yapmış olması bazı askerleri rahatsız ettiğini ve İsrail’in stratejisini gördüklerini düşünüyorum. Bu askerlerin sayısı ve etkisinin ne olduğu bu Cuma günü belli olacak.
Peki, İsrail’in stratejisi nedir?
Bu yazıyı okuyan dostlarım bir yere not etsinler, önümüzdeki yıllarda Mısır’a Nil suyu yeterince akmadığı zaman Mısır ile Etiyopya ilişkileri gerilecek. İsrail, Mısıra diyecek ki, ‘’Nil suyunu bana da verirsen Etiyopya’ya barajın kapaklarını açtırırım.’’ Çünkü İsrail, Etiyopya’yla tarım ve savunma alanlarında yaptığı birçok anlaşmayla kendine bağımlı hale getirmiş bile. İsrail, Afrika ülkeleri arasında kargaşayı körükleyerek domine etme stratejisini izliyor. Böyle bir zamanda Türkiye kardeş Mısır halkını yalnız bırakmamalıdır. Türkiye, İsrail’in kargaşa stratejisine karşı barış stratejisini geliştirmelidir. Bilinmelidir ki, karşı karşıya kaldığımız konu Mısır’ı aşıp tüm bölgeye etkisi olacak kadar önemlidir.
Demem o ki, mesele ciddi ve derindir.