Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.16
Gram Altın
2973.97
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Haziran 2015

Mısır'da demokrasi değil, Sisidamokrasi var!

İslam ülkelerinde, diktatörlük ve darbecilik sıradan ve normal rejimler haline gelmiştir. Mısır'da darbe yaparak işbaşına gelen diktatör Sisi, ordunun silahlarını topluma çevirerek korku salmaktadır. Silahların gölgesinde Mısır, bugün bir cezaevine dönüşmüş durumdadır. Sisi, bu cezaevinin jandarmasıdır. Mısır'da devlet başkanı, Sisi değildir. Sisi, devlet başkanlığını gasp eden bir diktatördür. Arkasındaki ordunun gücüyle hak etmediği bir makamı işgal etmiştir. Meşru devlet başkanı Mursi'dir, ancak elinde güç yoktur. Kendisine itaat etmesi gereken ordu, isyan etmiş ve darbe yapmıştır.

Sisi, darbeyle yönetimi ele geçirmesine rağmen, meşru olmadığının farkındadır. Meşru ve demokratik olmamanın verdiği öfke ile tek meşru devlet başkanı olan Mursi'yi idam etmenin yollarını aramaktadır. Darbe yönetiminin kurduğu sözde mahkeme, Mursi ve arkadaşları hakkında idam kararı verdi. Mısır'ın sözde Büyük Müftü'sü olarak kabul edilen belam, verilen kararın doğru olduğuna dair görüşünü açıkladı. Sisi, idamlarla Mısır'da diktatörlüğünü kurmanın peşindedir.

Sisi, iktidar için her türlü vahşeti yapabilecek gözü dönmüş bir katildir. Bütün dünyanın gözü önünde kitlelere saldırmış ve birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Sisi iktidara geldiğinden beri yüzlerce inan öldürülmüş, tutuklanmış veya kaybedilmiştir. İnsan hakları, Mısır'da bugün hiçbir şey ifade etmemektedir. İnsan hayatının ortadan kaldırılması, Sisi diktatörlüğünün uyguladığı tek uygulamadır. Sisi, vahşet ve cinayet üçgeninde Mısır, ölümü yaşamaktadır.

Sisi, Mısır'da hukuku ortadan kaldırmıştır. Sözde mahkemeler, hukuk değil, darbecilerin emirlerini uygulayan tiyatrolardan başka bir şey değildirler. Mursi hakkında idam kararını veren son mahkemenin, insanlığa karşı bir vahşet oyununu uygulamaya koyan bir tiyatrodan hiçbir farkı yoktu. Cezaevinden kaçma ve casusluk gibi uydurma suçlamalarla mahkeme, Mursi'yi ve beş arkadaşını kolaylıkla idama yollamaktadır. Mahkeme, Mursi'ye yönelik iddiaların ve suçlamaların olduğu dava dosyasını uzun süre avukatlara vermemiştir. Dava dosyası, büyük miktarda paralar ödendikten sonra Mursi'nin avukatlarına verilmiştir. Darbecilerin hukuku olmadığı gibi, ahlakı da yoktur. Dava dosyasını bile rüşvetle sanığın avukatlarına veren bir anlayış, darbeciliğin çeteci, yoz ve çürümüş yüzünü göstermektedir.

Sisi ve çetesi, ısrarla Mursi ve arkadaşlarının idam edilmesi için her şeyi yapmaktadır. Mursi ve arkadaşlarının idamıyla aslında daha büyük bir hedef gerçekleştirilmek istenmektedir. Esas hedef Müslüman Kardeşler Teşkilatı'ın tasfiyesidir. Arap Baharı sırasında İhvan'ın siyasi, sosyal ve uluslararası gücünün ortaya çıkması, Arap diktatörlüklerinin gözünü korkutmuş bulunmaktadır. İhvan, Arap dünyasının en eski sivil ve sosyal hareketidir. İhvan'ın tasfiye edilmesi halinde Arap diktatörleri, yönetimlerinin önünde hiçbir sosyal gücün kalmayacağının hayalini görmektedirler. İhvan, Arap dünyasında halkı diktatörlüklere karşı koruyan en önemli sivil güçtür. İhvan'ın tasfiyesi halinde, toplumlar baskıcı güçlere karşı korumasız ve örgütsüz hale gelecektir. Sisi, Mursi ve arkadaşlarını idam etmek suretiyle İhvan'ı komple Mısır'da etkisizleştirme planını uygulamaya koymuş bulunmaktadır.

Mürsi ve arkadaşlarının idamı durumunda İhvan'ın daha fazla radikalleşeceği tartışması yapılmaktadır. İhvan, barışçıl bir sivil toplum organizasyonudur. Bütün baskı ve saldırılara rağmen İhvan, silahlı şiddet eylemlerine girişmemiştir. Sisi ve çetesi, Mısır'da yönetimi gasp ettikleri andan itibaren topluma karşı her türlü hukuksuzluğu ve şiddeti uygulamaktadırlar. Şu anda gerçek bir tehlike olan darbeci radikalizmle, Mısır ve dünya kaşı karşıya bulunmaktadır. Ortada darbeci radikalizm gibi gerçek bir tehdidin bulunduğu bir durumda, Mursi ve arkadaşlarının idam edilmeleri halinde İhvan'ın daha fazla radikalleşeceği tartışmasının ısrarla gündemde tutulması, kasıtlı bir çarpıtma ve manipülasyondur. Dünya, İhvan'ın olmayan radikalizmini değil, darbeci fundamentalizmi konuşmalıdır. Verilen idam kararları, darbeci fundamentalizmin çılgınlığının varacağı boyutları göstermesi açısından kaygı vericidir.

Sisi ve çetesi, idamlarla toplum üzerinde tam bir hakimiyet kurmayı amaçlamaktadırlar. Mursi ve arkadaşlarının idamıyla darbeciler, Mısır ve diğer Müslüman toplumlara gözdağı verme niyetindedirler. İdamla en temel insan hakkı olan hayat hakkını ortadan kaldırmakta tereddüt etmemektedirler. İnsan haklarını devlet gücünü kullanarak sistematik ve sürekli bir şekilde ihlal eden Sisi çetesine karşı, Mısır halkının ve dünyanın direnme hakkı vardır. Şimdiye kadar sadece Türkiye, Mısır'da verilen idam kararına karşı güçlü bir şekilde karşı çıkmış, uluslararası toplumun konuyla ilgili sessizliğini eleştirmiştir. ABD ve BM, idam kararından duydukları kaygıyı zayıf bir şekilde ifade etmişlerdir. Dünyanın, demokrasiyi ortadan kaldırarak SİSİDAMOKRASİ kuran Sisi ve çetesine karşı, çok daha güçlü bir tepki göstermesine acil ihtiyaç bulunmaktadır.