Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2962.07
BIST 100
9700.94
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 May 2021

Mısır Türkiye'nin çizgisine geldi, CHP hala Sisi'nin eski çizgisinde

Türkiye ile Mısır arasında bozulan ilişkiler, tam 8 yıl sonra yeniden canlanıyor.

Aslında Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler tam kopmamıştı.

Türkiye için önemli olan her zamanki gibi Müslüman Mısır halkı idi.

Tarihsel, dinsel, kültürel, … bağlarımızın güçlü olduğu Mısır halkı ile ilişkilerimiz hiç kopmadı.

Abdulfettah el Sisi darbesi sonrasında; Türkiye haklı, ahlaki ve ilkesel olarak ilişkileri belli bir süre dondurdu.

Dünya güç dengesi, Libya, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, ABD, İsrail, … özellikle de Yunanistan’ın tavrı, donan ilişkilerimizin canlanması sürecini hızlandırdı.

Mısır yönetiminin, küresel güç olmaya doğru giden Türkiye ile ilişkilerini geliştirme noktasına gelmesi,

Türkiye’nin de Mısır halkının hatırı ve ülkemizin çıkarları doğrultusunda hareket etmesi,

Nihayetinde iki ülkenin de çıkarlarının olduğu ortak bir noktaya gelmesi,

asgari müştereklerde buluşmaya yol açtı.

Darbe sürecinde bile diplomatik ve ticari ilişkilerimiz devam ediyordu zaten.

Bu da süreci olumlu yönde etkiledi.

*

Mursi mi Sisi mi Türkiye’ye yakındı?

Elbette Mursi yönetimi Türkiye’ye daha yakındı.

Mursi iktidarının kısa süren döneminde bile, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin çıkarlarını önceledi.

Muhammed Mursi, kendisinden önce imzalanan (Mübarek dönemindeki İsrail, Kıbrıs Rum kesimi) anlaşmalardan bile çekilmişti.

Mursi, Mısır’ın çıkarlarını göre hareket ederek, Türkiye ile ilişkileri en üst noktaya taşımıştı.

İlişkilerimiz iyi giderken, Mısır’da darbe oldu.

Muhammed Mursi iktidarı da Erbakan iktidarı gibi kısa sürdü.

Bu kısa süre içerisinde bile başarılı icraatları oldu.

Mursi’nin, Türkiye’nin 28 şubat sürecine benzer bir süreci iyi yönetememesi de yaşananlara eklenince, dış destekli darbe süreci başarılı oldu.

Muhammed Mursi, merhum Necmettin Erbakan hoca gibi hareket edemediği için,yaşadığı zorlu süreci aşamadı.

Erbakan hocanın stratejisiyle hareket edebilseydi, Mısır’da Erdoğan gibi birinin yolunu açarak daha güçlü bir şekilde tekrar gelebilirdi.

Nihayetinde darbe oldu.

Türkiye en güçlü müttefiklerinden birini kaybetti.

Türkiye ya hak ve hakikatin, adaletin yanında duracaktı ya da darbeyle gelen Sisi yönetimi ile iyi ilişkiler sürdürerek, tarihimize kara bir leke sürecekti.

Türkiye 2. Yolu seçti ve ahlaki ve ilkesel hareket ederek, 8 yıl boyunca ilişkileri askıya aldı.

Sonunda Türkiye daha kazançlı çıktı.

Özellikle batı dünyası ve bazı İslam ülkeleri tam manasıyla rezil bir politika izleyerek, Sisi yönetiminin yanında yer aldılar.

Geldiğimiz süreçte; BAE, Suudi Arabistan ve Mısır Türkiye’nin çizgisine gelmek zorunda kaldılar.

Türkiye, Mısır ile daha iyi ilişkiler geliştirme stratejisiyle hareket ederek;

1. Doğu Akdeniz’de tam manasıyla hakimiyet sağlayıp PaxAkdeniz düzenini daha kolay kurabilir.

2. Türkiye, Libya, Lübnan, … hatta ileride Suriye ile birlikte hareket ederek, hem İsrail hem de Yunanistan’ın hamlelerini boşa çıkarabilir.

3. İhvanı Müslümin Hareketinin yolunu açarak, Mısır’da tekrar iktidar olmasını sağlayabilir.

*

Mısır ilk işaretleri nasıl verdi?

Mısır ile Yunanistan arasında, 11 Ağustos 2020’de bir anlaşma imzalandı. Mısır bu süreçte Meis Adasını anlaşmanın dışında tuttu.

İlk hamleden sonra aradan bir geçti ve Mısır stratejik bir hamle daha yaptı.

Mısır, 27 Şubat 2021 tarihinde Yunanistan ile yaptığı anlaşmada, Türkiye’nin deniz sahasına da denk gelen 18. Parsele (stratejik bir kararla hareket ederek) rezerv koydu.

Mısır son derece stratejik hareket ederek, Türkiye ile Yunanistan arasındaki krizde Yunanistan’ın yanında yer almadı. Hatta Türkiye’nin yanında yer aldı.

*

Mısır Türkiye çizgisine geldi, CHP hala el Sisi’nin eski çizgisinde duruyor

Mısır stratejik hamleler yaparak Türkiye’nin çizgisine gelip ilişkilerini geliştirmek isterken,

hatta İhvan hareketi (Mısır’ın bu stratejik hamlesiyle Türkiye çizgisine gelmesi üzerine), Türkiye’ye teşekkür ederek, Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerini geliştirmesine destek verirken,

bizim muhalefet (CHP, İYİ Parti, …) ise adeta Sisi çizgisinde diretmeye hala devam ediyor.

Başını CHP’nin çektiği muhalefetimiz; Türkiye’nin çıkarlarına, Ak Parti ve Erdoğan’ın çıkarları muamelesi yapıyor.

CHP ve muhalefetimiz, Sisi çizgisinde oldukları halde İhvancılardan daha İhvancı oldular.

“Neden Mısır’la görüşmüyoruz, ilişkilerimiziz geliştirmiyoruz?” diyen CHP

İlişkilerimizi geliştirme aşamasında "darbeci Sisi dost oldu" yalanıyla Sisi çizgisinde kalmaya devam ediyor.

Türkiye, Suriye (Esed) ile ilişkilerini geliştirse, bu sefer de "diktatör Esed dost oldu" diyecekler.

***

PKK Kürtlere hakaret ediyor.

CHP geleneğidir.

Halkı aşağılamak.

Halkı hor, hakir görmek.

Halka hep tepeden bakmak.

PKK (HDP) da CHP’ye benziyor.

Kendisini desteklemeyen Kürtleri aşağılıyor, onları hain ilan ediyor.

FETÖ de darbe girişimi sürecinden önce bu durumdaydı.

Halk neden bizim gibi düşünmüyor, neden Erdoğan’ı seçiyorlar diye halkı aşağılıyordu.

FETÖ’cüler halka hakaret ediyorlardı.

Halka APTAL diyorlardı.

Halkı kaybedince halkı aşağılıyorlar.

Cemil Bayık da CHP ve FETÖ’nün yolunda gidiyor.

PKK; ABD, İsrail, … gibi dış güçlerle işbirliği yapıyor,

Kürtlere ise kendi devletleri olan Türkiye’nin yanında oldukları için işbirlikçi diyor.

Cemil Bayık; Joe Biden, Benyamin Netenyahu ile işbirliği yaparken,

Kürtlere ise; Recep Tayyip ERDOĞAN ve Devlet BAHÇELİ işbirlikçisi diyor.

PKK elebaşı Cemil Bayık, görüntülü bir mesaj yayımladı.

Kürtlerin PKK’ya destek olmadığını söyleyen Cemil BAYIK: "Kendine Kürt'üm, sosyalistim, devrimciyim diyenler neden hâlâ sessiz. Avrupa'da, Türkiye'de kimse kamuoyu oluşturmuyor. Operasyonlara karşı çıkmayanlar değil demokrat, Kürt bile olamaz. Bize destek olmayan, operasyonların durdurulması için gerekli tepkiyi göstermeyenleri affetmeyeceğiz" diyerek, her zamanki gibi PKK (HDP)’yı desteklemeyen Kürtleri hem tehdit etti, hem de Kürtlere hakaret etti.

***

Alternatif hareketler geliyor.

CHP de PKK da 2023’ten sonra Türkiye’nin geleceğinde olmayacak.

CHP de PKK (HDP) da alternatifleri olmadığı için, bugüne kadar çok rahat hareket ediyorlardı.

Ama, hem CHP’nin hem de HDP (PKK)’nin alternatifleri ortaya çıkacak.

PKK (HDP) ile CHP’nin son derece agresif hareketler içinde olması, bu korkudandır.

Memleket Hareketi (Muharrem İnce), CHP’yi baraj altında bırakabilir.

Yeni bir parti (VAN merkezli) de HDP (PKK)’yi baraj altında bırakabilir.

İki hareket de 2021 bitmeden meydanlara çıkacak.

Memleket Hareketi, Atatürkçüleri CHP’den kurtaracak.

Anadolu Hareketi ise, Kürtleri HDP (PKK)’den kurtaracak.

CHP için de HDP (PKK) için de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

HDP (PKK); ya CHP ile birleşip, CHP ile tek parti olup marjinalleşir ya da İşçi Partisi’ne katılarak marjinalleşir.

***

Ekrem bey Anıtkabir’e elleri arkada giderek tekme savurabilir mi?

Hatırlanacağı üzere; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Fatih Sultan Mehmed Han hazretlerinin annesinin türbesini numaradan ziyaret etmişti. Bu ziyaret esnasında elleri arkadan bağlı, laubali bir şekilde yürüyerek, bir de neye tekme savurduğu belli olmayan bir hareketle büyük bir saygısızlık yapmıştı.

Ekrem bey ve taraftarları bunun saygısızlık olmadığını iddia ediyorlar.

Biz de Ekrem beye; madem bu bir saygısızlık değil diyorsunuz.

O halde, Anıtkabir’e bir ziyaret yapın ve aynen bu şekilde elleriniz arkada bağlı, laubali bir şekilde yürüyerek, mozoleye çelenk koyarken bir de tekme savurun bakalım, saygısızlık oluyor mu, olmuyor mu sizi ve taraftarlarınızı görelim.