Dolar (USD)
34.47
Euro (EUR)
36.13
Gram Altın
3013.50
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 Şubat 2023

​Misafirlikler Deprem Bölgesi'ne biraz olsun nefes aldıracak

İskenderun’daki Kızılay, AFAD, İHH Koordinasyon Merkezi’nde görev yapan arkadaşımız, “Bölgeden tahliyelerin hızlanması şart, lütfen milyonlarca insan için hazırlık yapılsın. Kimse evine giremez, kalan evlerin çoğu da fazla dayanmaz korkarım ki… Arabalarda kalanların yakıtları bir süre sonra bitecek, kimilerinin kalacak arabası da yok. Tahliye şart!” diyor.

Tahliyelerin hızlandırılması şart!

Deprem bölgesine giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, arzu eden depremzedelerin Antalya, Alanya ve Mersin’deki otellere yerleştirileceğini söyledi.

Bu çalışmanın felâketi yaşayan illerdeki çalışmaların hızlanmasına katkıda bulunacağını da sözlerine ekledi.

Başka illerimizdeki oteller de bu seferberliğe katkıda bulunabilir.

Ayrıca, memleketin dört bir yanında depremzedeleri misafir etmek isteyen çok sayıda vatandaşımız var.

“Hayırlı işler yapan” sivil toplum örgütlerimiz de, yerlerini yurtlarını depremzedelere açtı.

Bunlar güzel gelişmeler…

Yakınları enkaz altında olmayan, oralarda mutlaka bulunması gerekmeyen insanlarımızı, özellikle bebekli- çocuklu olanları, yaşlıları hızla bölge dışına çıkartmak gerekiyor.

Bunun için, Türk Hava Yolları imkân sağladı.

THY Basın Müşaviri Yahya Üstün’ün konuya ilişkin açıklaması şöyle:

Vatandaşlarımızı afet bölgelerinden tahliye seferlerimiz devam ediyor. Dün 19.050 kişiyi taşıdık, bugün ise 30.000 kişiyi tahliye etmeyi plânlıyoruz. Vatandaşlarımızdan ricamız, bugün uçuşlarının gerçekleşeceğini bilerek sükunetle meydanlarımızda sıralarını beklemeleridir.”

Murat Kurum da dünkü açıklamasında açılan yolları vatandaşlarımızın kontrollü bir şekilde kullanabileceğini söyledi:

“Buradan yine çağrıda bulunalım. Vatandaşlarımız şehirler arası ulaşım için kontrollü bir şekilde otobanı kullanabilirler. D-400 kara yolunu sadece ve sadece yardım araçları ve yardım hizmetlerinde kullanacağız, bu sayede tüm afet çalışmalarını hızlandırmış olacağız.”

Tahliye için imkânlar arttırıldı ama ihtiyaç çok çok fazla.

İskenderun’daki arkadaşım, eşi ve bir aylık bebekleri mahsur kalanlar arasında.

Arkadaşım yardım çalışmaları için orada kalmaya kararlı, bebek ile Hanımefendi’yi oradan çıkartmaya çalışıyoruz…

Malatya’dan hısımlarımız, ikinci depremden hemen sonra bir otobüsle Ankara’ya gelebildiler.

Sosyal medyadan “misafir” kampanyaları yürütüldü, biz de bunlara destek verdik, pekçok vatandaşımız -Allah onlardan razı olsun- evlerini barklarını açtı depremzedelere.

Misafir kabul eden kardeşlerimizin bilgilerini paylaştık ama barınmaya ihtiyacı olanların çoğu ulaşım noktasında tıkandı.

Depremzedelerden mutlaka afet alanlarında bulunması gerekmeyenlerin, oralardan biraz uzaklaşmayı arzu edenlerin büyük ölçüde tahliye edilmesi her bakımdan çok faydalı olacak.

YARDIM KAMPANYALARI

Milyonlarca vatandaşımızın katkıda bulunduğu yardım kampanyalarına ilişkin talepler de geliyor bize.

Bu işlerin koordinasyonunda görevli arkadaşlar, bazılarının deprem bölgesinde hiçbir şekilde kullanılamayacak şeyler gönderdiklerini ve bunların gereksiz yük oluşturduğunu söylüyorlar.

Balolarda giyilebilecek ayakkabılar bile çıkıyormuş paketlerden.

Bölgede en çok ihtiyaç duyulanlar malûm:

Su, ekmek, çocuk bezleri, çocuk mamaları, bölgede kullanılabilecek elbiseler özellikle ayakkabılar-kışlık kıyafetler, jeneratör, hilti, balyoz, tansiyon ilaçları, ağrı kesiciler, her türden gıda, çocuk kabanları, yorgan battaniye…

İhtiyaçlar belli…

Lütfen, gereksiz, asla kullanılmayacak malzemeleri göndermeyiniz!

***

TEZGÂHLARA DİKKAT!..

Yüreklerimiz yangın yeri, bilanço gittikçe ağırlaşıyor, bundan sonrası için yapılabilecek tek şey kayıpları mümkün olan en alt seviyede tutmak için seferber olmak.

Bu dondurucu havanın yol açacağı kalıcı rahatsızlıklara mümkün olduğunca engel olmak.

Sokakta kalanların çoğu, üstte yok, başta yok, sırılsıklam uzun süre beklediler.

Psikolojiler alt üst oldu.

Misafirlerimizin birkaç gün içinde kendilerine geldiklerini görünce, bölgeden geçici tahliyelerin hızla yapılması çağrısına ağırlık verdik.

Bu arada, bu büyük felâket üzerinden çirkin politikalar üretmeye çalışanları da görüyoruz.

Çoğu yurt dışı kaynaklı nice hesaptan moral bozmaya, alanda gerginlikler üretmeye matuf paylaşımlar yapılıyor.

Kimi tipler, enkaz altından can çıkartmanın sevinciyle “Allah-u Ekber” denmesine bile tahammülsüzlük gösteriyor.

Toplum psikolojisini iyice bozmaya çalışmalarının sebeplerini çok iyi bilirsiniz.

Milyonlarca vatan evlâdının yardım kampanyalarına akın ettiği bir ortamda, Anadolu’nun o dillere destan dayanışma ruhu bütün gücüyle alandayken, bu tezgâhlar –inşaAllah- tutmaz ama…

Yine de çok dikkatli olmakta fayda var.

Bunun için, aman ha, sosyal medya paylaşımlarını ihtiyatla karşılayalım!

Üzerlerine atlamayalım!

Sosyal medyayı sadece, depremzedelerimize fayda sağlayacak işler için kullanalım.

Siviliyle, askeriyle milyonlarca vatan evlâdı depremzedelere el uzatmak için seferberlik halinde…

Türkiye’de milyonlar, dünyada milyarlar dua ediyor.

Her evde acı var.

Etle tırnak gibiyiz diyorduk ya, bu acı vesileyle bunu bir kez daha gördük.

Enkaz altıdan çıkartılırken, “Babam astım hastası, toza dayanamaz!” diye feryat eden evlâtlar bizim evlâtlarımız ve onlarla birlikte ağlayan çocuklarımız.