Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​Miraç ve Allah-insan ilişkisi

Miraç kavramına, dini literatürde önemli anlamlar ve semboller atfedilmektedir. Miraç kavramının Allah-insan ilişkisi açısından önemli özelliklere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Miraç, insanın Allah’la buluşmasıdır. Allah, insana şah damarından daha yakındır. Bütün insanlar, kendilerine şah damarından daha yakın olan Allah’la her an buluşabilir ve diyalog içine girebilirler. Allah-insan ilişkisi, her an gerçekleşme imkanına sahip manevi nitelikte olan bir iletişim biçimidir.

Allah, uzaklarda, yükseklerde veya ulaşılmaz yerlerde değildir. Allah, insanla birlikte hayatın her yerindedir. Allah’ın insanla buluşması ve konuşması, hayatın her anında ve her iştedir. İnsan, Allah’ın huzurunda ve Allah’la beraber olma bilinciyle hayatını yaşama sorumluluğuna sahiptir.

Allah ve insan arasında cehalete dayanan bir ilişki, ilişki değildir. İnsanın Allah’la sahih ve sahici anlamda ilişki kurması için bilgiye ve hikmete ihtiyacı vardır. Hikmetle donanmış olan kişiler, Allah’la gerçek anlamda ilişki kurabilirler. Hurafelerle, saplantılarla, zulümlerle, kötülüklerle ve keyfiliklerle hayatlarını zehirleyen insanlar, Allah’la aralarına cehaletten, sapkınlıktan ve yozlaşmışlıktan oluşan duvarlar inşa etmektedirler. Allah ve insan ilişkisinde iş başında olması gereken şey, akıl ve hikmettir. İnsanı saf fıtratına döndürecek güç, aktif akıldır. Aklın atıl olduğu hallerde insanın varacağı nokta, çürüme ve tükenmedir. Kur’an, aklın yokluğu durumunda insanın pisliklere maruz kalacağını şöyle ifade etmektedir: “Allah, aklını kullanmayanları pisliğe, küfre ve her türlü belaya dûçâr eder.” (10/Yûnus: 100). Aklın ve hikmetin aktif olmadığı durumlarda insan, fıtratına uzaklaşmakta ve Allah’a yabancılaşmaktadır. İnsanın akıl ve hikmet sayesinde fıtratını tanıması ve Allah’la yakınlık kurması mümkündür. Allah’la buluşma ve ilişki kurma, insanın saf fıtratına dönmesi ve Allah’la ahlaki ve manevi anlamda yakınlaşması demektir.

Allah’ın hiçbir insana veya varlığa hülûl etmesi mümkün değildir. Allah’ın temsilcisi, Allah’ın görevlendirdiği mehdi, şeyh, kutup, salih zat, müceddit olduğunu söyleyen herkes yalan söylemektedir. Allah’la ilişki kurma ve Allah’ın huzuruna çıkma anlamında miraç, Allah adına söylenilen bütün yalanları reddetmeyi ve Allah’ın adını kullanarak insanları köleleştirerek, akılsızlaştırarak ve duyarsızlaştırarak aldatanları reddetmeyi gerektirmektedir. Allah’ın huzuruna çıkmak için adalete, ahlaka ve akla ihtiyaç vardır.

Allah-insan ilişkisinin merkezinde Tevhit inancı vardır. Tevhit inancı, Allah’ın dışında insanın hiçbir güce ve otoriteye yönünü ve yüzünü çevirmemesi, sadece Allah rızasını gözeterek ahlaklı ve adil bir insan olmak için çalışmasını gerektirmektedir. Miraç, insanın yönünü ve yolunu sadece Allah’a çevirmesi demektir. Yönünü ve yolunu Allah’tan başka merkezlere, güçlere ve otoritelere çevirenler, saf fıtrat yolundan ayrılmakta, sapkın yollarla hayatlarını tüketmektedirler.

Allah’a yönelmek, sadece bedenen gerçekleşen bir tecrübe değildir. İnsanın ruhen ve bedenen Allah’a yönelmesi ve Allah’a doğru hayat boyu yolculuk etmesi gerekmektedir. Miraç, insanın hayatı boyunca Allah’a ulaşmak için yaptığı yolculuktur. Allah’a olan yolculuğumuzda ahlaktan ve adaletten sapmamak, bu yolculuğun sonucunun felahla bitmesi açısından önemlidir. Ahlaktan ve adaletten arınmış bir hayatla, Allah’a ulaşmak ve O’nunla buluşmak mümkün değildir. Miraç, insanın ahlak, adalet ve akıl çerçevesinde bir hayatı yaşaması gerektiğini ifade eden çok güçlü bir kavramdır.

Namaz, günde 5 defa Allah’la gerçekleşen buluşmadır. Ruhen ve bedenen yerine getirilmesi gereken namaz ibadeti, miraç kavramının Allah’a sahih anlamda kulluk yapmak demek olduğunu ifade etmektedir. Allah rızası için yapılan bütün ibadetleri ve pratikleri, insanın miraç tecrübesi içerisinde değerlendirebiliriz. Miraç, bir mitoloji veya mucize değildir. Miraç, Allah’la buluşmak için insanın fıtratını bulması ve saf fıtratıyla Allah’a ahlaklı olarak kulluk etmesidir. Allah’la sahih ve sahici anlamda buluşmamız için gerekli olan 12 emri Kur’an şöyle ifade etmektedir:

“1- Allah’a ortak koşmayınız, yalnızca O’na ibadet ediniz.

2- Ana-babaya iyilik ediniz.

3- Yakına, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver, herkese iyilik yap!

4- İsraf etme! Büsbütün de saçıp-savurma! (Ne cimri olun, ne de müsrif, İkisinin arasında orta bir yol tut, iktisatlı ol)!

5- Çocuklarınızı açlık korkusuyla öldürmeyin, Sizin de, onların da rızkını biz veriyoruz.

6- Zinaya yaklaşmayın! O apaçık bir hayâsızlıktır. O ne çirkin bir yoldur.

7- Haksız yere kimseyi öldürmeyin.

8- Yetim malını -arttırmak gayesi dışında- yemek için asla yaklaşmayın.

9- Verdiğiniz sözü yerine getiriniz.

10- Ölçü ve tartıyı tam yapın.

11- Bilmediğiniz şeyin ardınca gitmeyin, Taklitçi olmayın, aklını kiraya vermeyin!

12-Yeryüzünde mağrur ve kibirli dolaşmayın. Mütevazi olun!” (İsra, 22-37)