Mimardı, ömrünü musikiye adamıştı
Türk musikisinin kıymetli sanatkârı, Kubbealtı’nda yaklaşık yarım asır talebe yetiştiren, bestekâr, koro şefi Yusuf Ömürlü Hoca, 1 Ağustos Cumartesi günü Hakk’ın rahmetine kavuştu. Ertesi günü Merkezefendi Camii’nde cenaze namazı kılınan sanatkârımız, tekbirler ve ilahilerle taşınarak Karacaahmet Mezarlığı’nda defnedildi. Mütefekkir yazar Sâmiha Ayverdi’nin talebesi olan
Yusuf Hoca, ömrünü kültürümüze, musikimize ve medeniyetimize hasretmişti.
Gönlünü sanata kaptırdı
Yusuf Ömürlü 1936 İstanbul doğumluydu. Çocukluğu Fatih Cibali’de geçti. Küçük bir ticarethanesi olan bir baba ve ev hanımı bir annenin oğluydu. İkinci Dünya Savaşı’nın zor yıllarında içindeki müzik sevgisine ket vurmak zorunda kaldı. Tam bir müzik tutkunu olan teyzesi ve mahalle sâkinlerinin desteğiyle katıldığı özel bir kaç kursun ardından Üsküdar Mûsikî Cemiyeti’nde devrin meşhur hocası Emin Ongan’ın talebesi oldu. Mimarlık eğitimi aldı ama
yarım asır boyunca Türk müziğine hizmet etti. Eser besteledi, kitap yazdı, talebe yetiştirdi, koro yönetti.
Onu Ayverdi yönlendirdi
Yusuf Ömürlü aslında mimardı. Ama 1950’li yıllarda Fetih Cemiyeti Başkanı Ekrem Hakkı Ayverdi ile tanıştıktan sonra yönünü mûsikîye çevirdi. O, artık ses mimarimizin hayranı ve âşığıydı. Bütün hayatını notalar, nağmeler, besteler ve güfteler doldurdu. Münir Nureddin Selçuk ve Kemal Batanay gibi ustalarla başlayan müzik yolculuğu yıllar boyu sürdü. Klasik Türk Mûsikîsi çalışmalarını solfej ve nazariyat dersleri vererek Münir Nureddin Selçuk (üslûb), Kemal Batanay (usûl), Cahit Gözkan (ud) ve Nermin Suner Pekin (edebiyat) ile Fetih Cemiyeti’nin hizmet verdiği Karamustafapaşa Medresesi’nde devam ettirdiler. Koro şefliği yapan Selçuk ve Batanay’ın vefatlarından sonra yola tek başına devam etti. Ders verip öğrenci yetiştirdi, kitaplar hazırladı. Türk mûsikîsini gençlere öğretmek ve sevdirmek için gece gündüz çalıştı. Muhtelif
yerlerde yüzlerce konser verdi. Büyük çaba harcadı, uzun ve yorucu çalışmalarda bulundu. Rahatsızlığına rağmen ilerleyen yaşında bile hizmetten geri durmadı. Müziğimizi iyi icra eden talebelerini görünce yorgunluğunu unuttu.
Güzel Kur’an okurdu
Eski bir Fatihli olan Yusuf Ömürlü, hayatı hakkında şu bilgileri vermişti: “1936 İstanbul doğumluyum. Çocukken Hacıkadın semtinde otururdum. Küçükpazar Hacıkadın. Orada çocukluk devrem geçti. Ben çok küçükken esnaflık yapan babam bizi yanında götürür, yetiştirirdi. Hacıkadın Camii vardı. Ablamla beraber oraya gittik, Kur’an-ı Kerim öğrenmeye başladık. Benim sesim çok güzelmiş. Kur’an okurken dikkat çekmişim. Mahallede beni dinleyenler çok
beğenmiş. Ama bir gün ablamın dili tutuldu. Sonra bir başka gün kahvaltıdaydık. Birden karşımda cici annem, ‘Aaa Yusuf’un gözü şaşı olmuş, nazara geldik.’ dedi. Sonra biz aynı hocadan ders gördük... Benim gözüm düzeldi ama maalesef ablamın dili vefatına kadar öyle kaldı.
Yedi yaşlarındaydım. Daha sonra biz ailece Cibali semtine taşındık. Orda ilkokul tahsilimi tamamladım. Hatta ortaokula da orada başladım. İstanbul Erkek Lisesi’ne devam ettim daha sonra. Meselâ lisede edebiyat öğretmenim Hilmi Sorgut’tu. Şarkı güfteleri de yazardı. Mûsikîyle alakalıydı. Beni de teşvik etmiştir. Aşağı yukarı 1950 yılında başladım. Eminönü Öğrenci Lokali’nde Ârif Sami Toker mûsikî dersleri veriyordu. Oraya gittim bir buçuk sene devam ettim.
Ardından Ârif Sami Bey’in Gülhane Parkı’nın karşı köşesindeki evine devam etmeye başladım. Yaklaşık iki buçuk sene kadar bu hocadan ders aldım. Ondan sonra Üsküdar Mûsikî Cemiyeti’ne gittim. Tanburî Haldun Ersin’in vasıtasıyla Üsküdar Mûsikî Cemiyeti’ne devam etmeye başladım. Cemiyete 1960’a kadar, yaklaşık 5-6 sene gidip geldim. Orada şef muavini oldum. Daha sonra ayrıldım. 1957’de Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmiştim. Bu tahsilim devam ediyordu. Tahsilin yanı sıra mûsikî faaliyetlerine de zaman ayırıyordum. Fakültede okurken evlendim. 1962’de Mûsikî Dershanesi’ni kurduk.”
Ergun Balcı’nın dostuydu
Yusuf Ömürlü dostluğa çok değer veriyordu. En büyük dostlarından biri de rahmetli Ergun Balcı idi. Balcı’nın hazırladığı Mûsikîye Adanmış Ömür – Yusuf Ömürlü’nün Hayatı çok değerli bir biyografi kitabıdır. Nefes Yayınları’ndan çıkan eserde Yusuf Hocanın hayatı, eserleri, hizmetleri geniş şekilde ele alınmıştır. Kitabı, yakınları, dostları ve talebeleriyle çekilen fotoğraflar süslemektedir. Yusuf Hoca hakkında ESKADER olarak iki saygı toplantısı düzenlemiştik. İlki 12 Haziran 2010 tarihinde TZT Kültür Merkezi’nde gerçekleşmişti. Hasbelkader yönettiğim o toplantıda Necedet Yaşar, Emin Işık ve Özcan Ergiydiren konuşmuştu. Hocanın bestelerinden meydana gelen mini konserin solistleri ise evlatları Elif Ömürlü Uyar ve Vasfi Emre Ömürlü’ydü.
İkincisini ise 12 Nisan 2017 tarihinde Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde olmuştu. Orada da konuşmacılar Prof. Dr. Mustafa Tahralı, Cemalnur Sargut ve Reha Sağbaş’tı. Yusuf Ömürlü, gökkubbe altında ‘hoş sedâ’lar bırakarak bu fani dünyadan ayrıldı, rahmet-i Rahman’a kavuştu. Hayırlı haleflerinden kızı Elif Ömürlü Uyar önceki gün, sosyal medya hesabında, “Şikâyet yok! Telâş yok! Babamdan sıkça duyduğum...” satırlarını yazmıştı. Evet her mihnete eyvallah diyen bir yüce gönüllüydü Yusuf Hoca, sükunetle çalıştı, medeniyetimizin temel ayaklarından biri olan mûsikîmize büyük hizmette bulundu. Allah razı olsun. Kendisine Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyorum. Ruhu şad, mekânı cennet, menzili mübarek olsun. İnşallah iyilerin yanında, makbul müminlerin safında haşrolur. Rabbim mağfiretiyle muamele eylesin. Ailesine, ihvana, mûsikî camiasına ve bütün sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum.