Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.81
Gram Altın
2977.81
BIST 100
9740.84
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Şubat 2023

Milli eğitim camiası teşekkürü hak ediyor

10 ilde arama, kurtarma faaliyetlerinden tutun, depremzedelere sıcak yemek, konaklama imkânı sağlanmasından, çocuk ve yetişkinlere psikolojik destek verilmesine kadar geniş bir yelpazede aktif rol olan fedakâr milli eğitim camiası bir teşekkürü hak ediyor. Allah hepsinden razı olsun.

Elbette teşekkür beklemediklerini biliyorum. Bu fedakâr camianın benim tarafımdan onore edilmeye de ihtiyacı yok. Onu da biliyorum.

Depremin yaşandığı ilk günlerde gönüllü olarak arama kurtarma çalışmalarına katılan birçok öğretmen arkadaşımla görüştüm.

Onlarca vatandaşımızı enkaz altından canlı çıkaran bu fedakâr insanlar, öylesine etkilenmişlerdi ki duygularını ifade etmekte güçlük çekiyorlardı.

Kimileri farklı düşünebilir ancak bu öyle bir meslektir ki karşılık beklemeden yardım etmek duygusu her bir öğretmenin ruhuna işlemiştir.

O nedenle yaralarımızı çarçabuk sarmak amacıyla bakanından, öğretmen ve öğrencisine kadar topyekûn bir camia, afet bölgesinde büyük bir çaba sarf etti.

Öyle ki 5 bin kişilik MEB AKUB, sahada can kurtarma faaliyetlerine katıldı. Hemen her ilden gönüllü olarak arama kurtarma ve yardım dağıtma çalışmaları için binlerce öğretmen afet bölgelerine akın etti.

Sadece İstanbul’dan 6 bin öğretmen gönüllü olarak bu çalışmalara dahil oldu. Geride kalanların büyük çoğunluğu yardım paketleme çalışmalarında aktif görev aldı.

Her okul da kendi bünyesinde ayrıca maddi ve manevi yardım kampanyaları yürüttü.

Halk eğitim merkezleri ve meslek liselilerimiz afet bölgesi için günlük 60 bin uyku tulumu üretti. Daha fazladır ama yaklaşık 2 milyon kişilik sıcak yemek, 2 milyon ekmek, 150 bin kumanya dağıtıldı.

İstanbul, Bursa, İzmir, Konya, Antalya, Eskişehir ve Kayseri'de çadır üretimi için seferber olan mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları, ilk defa ürettikleri çadırları afet bölgesine gönderdi.

Yine Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 159 mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, depremlerden etkilenen vatandaşların ısınma ihtiyacını karşılamak için 10 bin soba üretti.

172 Psikososyal Destek Merkezi’nde 4000 rehber öğretmen/psikolojik danışman, çocuklara destek sağlamaya devam ediyor.

MEB, çocukların toparlanmalarını desteklemek amacıyla hazırladığı psikoeğitim programları ile bu alanda da destek vermeye devam edecek. Zira asıl zorlu iş deprem sonrası psikolojik olarak yaraları sarmak olacaktır.

Diğer taraftan 10 ilde liselerde yaklaşık 1 milyon 29 bin öğrenci için 71 ilde öğrenci kapasiteleri oluşturuldu. En son benim bildiğim 54 bin 882 öğrencimiz diğer illere nakil oldu ve eğitimlerini orada devam edecekler.

Örneğin Malatya Erman Ilıcak Fen Lisesi, 1000’e yakın vatandaşımızı misafir etti.

Okul isimleri saymaya kalksam yerim yetmeyecek. Kısacası milli eğitim bakanlığı bu olağanüstü süreçte tüm personeliyle elini taşın altına koydu ve gerçekten de iyi iş çıkardılar.

Elbette sadece milli eğitim camiası değil ülkenin tüm kurum ve kuruluşları, milletimizin tüm fertleri oradaydı. Herkes üzerine düşeni yapmaya çalıştı.

İki de bir “öğretmenler yan gelip yattı, milli eğitim sahada görünmüyordu” diyenler utanır mı bilmem. Ancak milli eğitim, bu süreçte koskoca bir aile olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Asıl iş şimdi başlıyor. Okullarımıza gelen depremzede çocukların rehabilite edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Daha da önemlisi Milli Eğitim Bakanlığı, bir önceki yazımda dile getirdiğim “afet dersini” mutlaka gündemine almalıdır. Deprem bilincinin geliştirilmesi için ilkokuldan itibaren zorunlu afet dersi konulması önem arz etmektedir.