Milli eğitim camiası teşekkürü hak ediyor
10 ilde arama, kurtarma faaliyetlerinden tutun, depremzedelere sıcak yemek, konaklama imkânı sağlanmasından, çocuk ve yetişkinlere psikolojik destek verilmesine kadar geniş bir yelpazede aktif rol olan fedakâr milli eğitim camiası bir teşekkürü hak ediyor. Allah hepsinden razı olsun.
Elbette teşekkür beklemediklerini biliyorum. Bu fedakâr
camianın benim tarafımdan onore edilmeye de ihtiyacı yok. Onu da biliyorum.
Depremin yaşandığı ilk günlerde gönüllü olarak arama
kurtarma çalışmalarına katılan birçok öğretmen arkadaşımla görüştüm.
Onlarca vatandaşımızı
enkaz altından canlı çıkaran bu fedakâr insanlar, öylesine etkilenmişlerdi ki
duygularını ifade etmekte güçlük çekiyorlardı.
Kimileri farklı düşünebilir ancak bu öyle bir meslektir ki
karşılık beklemeden yardım etmek duygusu her bir öğretmenin ruhuna işlemiştir.
O nedenle
yaralarımızı çarçabuk sarmak amacıyla bakanından, öğretmen ve öğrencisine kadar
topyekûn bir camia, afet bölgesinde büyük bir çaba sarf etti.
Öyle ki 5 bin kişilik MEB AKUB, sahada can kurtarma
faaliyetlerine katıldı. Hemen her ilden gönüllü olarak arama kurtarma ve yardım
dağıtma çalışmaları için binlerce öğretmen afet bölgelerine akın etti.
Sadece İstanbul’dan 6
bin öğretmen gönüllü olarak bu çalışmalara dahil oldu. Geride kalanların büyük
çoğunluğu yardım paketleme çalışmalarında aktif görev aldı.
Her okul da kendi bünyesinde ayrıca maddi ve manevi yardım
kampanyaları yürüttü.
Halk eğitim
merkezleri ve meslek liselilerimiz afet bölgesi için günlük 60 bin uyku tulumu
üretti. Daha fazladır ama yaklaşık 2 milyon kişilik sıcak yemek, 2 milyon
ekmek, 150 bin kumanya dağıtıldı.
İstanbul, Bursa, İzmir, Konya, Antalya, Eskişehir ve
Kayseri'de çadır üretimi için seferber olan mesleki ve teknik ortaöğretim
kurumları, ilk defa ürettikleri çadırları afet bölgesine gönderdi.
Yine Milli Eğitim
Bakanlığına bağlı 159 mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, depremlerden etkilenen
vatandaşların ısınma ihtiyacını karşılamak için 10 bin soba üretti.
172 Psikososyal Destek Merkezi’nde 4000 rehber öğretmen/psikolojik
danışman, çocuklara destek sağlamaya devam ediyor.
MEB, çocukların toparlanmalarını desteklemek amacıyla hazırladığı
psikoeğitim programları ile bu alanda da destek vermeye devam edecek. Zira asıl
zorlu iş deprem sonrası psikolojik olarak yaraları sarmak olacaktır.
Diğer taraftan 10
ilde liselerde yaklaşık 1 milyon 29 bin öğrenci için 71 ilde öğrenci
kapasiteleri oluşturuldu. En son benim bildiğim 54 bin 882 öğrencimiz diğer
illere nakil oldu ve eğitimlerini orada devam edecekler.
Örneğin Malatya Erman Ilıcak Fen Lisesi, 1000’e yakın
vatandaşımızı misafir etti.
Okul isimleri saymaya kalksam yerim yetmeyecek. Kısacası
milli eğitim bakanlığı bu olağanüstü süreçte tüm personeliyle elini taşın
altına koydu ve gerçekten de iyi iş çıkardılar.
Elbette sadece milli eğitim camiası değil ülkenin tüm kurum
ve kuruluşları, milletimizin tüm fertleri oradaydı. Herkes üzerine düşeni
yapmaya çalıştı.
İki de bir
“öğretmenler yan gelip yattı, milli eğitim sahada görünmüyordu” diyenler utanır
mı bilmem. Ancak milli eğitim, bu süreçte koskoca bir aile olduğunu bir kez
daha göstermiştir.
Asıl iş şimdi başlıyor. Okullarımıza gelen depremzede
çocukların rehabilite edilmesi büyük önem taşımaktadır.
Daha da önemlisi
Milli Eğitim Bakanlığı, bir önceki yazımda dile getirdiğim “afet dersini” mutlaka
gündemine almalıdır. Deprem bilincinin geliştirilmesi için ilkokuldan itibaren
zorunlu afet dersi konulması önem arz etmektedir.