Milli Eğitim Bakanlığına talibim!
Sayın Erdoğan’dan veya Cumhur İttifakı’ndan teklif gelmesi halinde Milli Eğitim Bakanlığı görevini kabul ederim. İçimdeki Prof. Dr. Ersan ŞEN edası ve heyecanıyla konuşuyorum.
Milli Eğitim Bakanlığı görevi bana verilmesi halinde uzun vadede okul
sistemini kaldırıp hayatın kendisini okul yapacağım. Trafikte, metroda,
sokakta, AVM’de görgüsüz, tahammülsüz, nezaketsiz, birbirine yol vermeyen, yere
tüküren, izmaritini çöp kutusuna değil yere atan, küfürlü argolu konuşan
insanların eğitimine daha çok önem vereceğim. Bunu hayata geçirene kadar
dijital dünyanın bir gereği olarak okulda ders sürelerini 10 dakika
teneffüsleri 30 dakika yapacak tüm öğrencilere tablet yerine akıllı telefon
dağıtıp teneffüste 10 dk’lık derste işlenecekleri araştırmalarına yardımcı
olacağım. Gençlerden talep gelmesini beklemeden okul bahçelerine spor tesisleri
değil sosyal medya kullanım alanları oluşturacağım.
Sosyal medyadan gelen yoğun talepleri görmezden gelmeyecek, okulları
kapatma politikamı gerçekleştirene dek okulları iki güne indirip, tatili 5 güne
çıkaracağım. Böylece milyonlarca öğrenciye dinlenmeleri için fırsat oluşturmuş
olup dualarını almış olacağım.
Anket şirketlerinden tüm il ve ilçeleri içerisine alan geniş çaplı bir
anket yapmalarını isteyeceğim. Anketin konusu oy potansiyelim veya başarı
durumum değil, ilkokuldan üniversite sıralarına kadar Türkçe eğitimi
verilmesine rağmen hala okuduğunu anlamayan insanların var oluşunun sebebini ve
soruna çözüm önerilerini araştırmalarını isteyeceğim. Milli Eğitim Bakanı
olarak halkımın düzgün konuşması, okuduğunu anlaması ve iyi iletişim dili
kurmasına az da olsa katkı sunmaya çalışacağım.
Gerçeği yansıtmayan veriler üreteceklerinden anket şirketleri ile aramın
bozuk olacağı zamanlarda okullardaki sosyal medya sistemini devreye sokup,
gençler üzerinden anket yapacak, gerçek veriye dayalı sonuçları okuyacağım.
Yapacağım ilk ankette zorunlu derslerin kaldırılıp, tüm derslerin seçmeli ders
haline getirilmesini isteyip istemediklerini oylarına sunacak, sonucun %100
zorunlu derslerin kaldırılması yönünde çıkacağını öngöre göre bunu yapacak,
veriye ve istatistiğe dayalı çalışacağım.
Tabii, zorunlu
dersleri kaldırdığımda tüm öğrencilerin seçmeli olarak Beden Eğitimi dersini
seçeceklerini ve okullarda on binlerce Beden Eğitimi öğretmen ihtiyacı
olacağını Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturan biri olarak ön göremeyeceğim.
Gerçi öğretmen alımı yaparsam bu vesileyle atama bekleyen binlerce Beden
Eğitimi öğretmeni kadroya almış olacağım. Tabii diğer branşlardaki kadrolu
öğretmenlerin derslerini de seçmeli olarak seçecek öğrenciler çıkmayacağı için
girecek ders bulamayacaklar. Okullara çay kahve içmeye gider, boş boş vakit
geçirir, boş geçen vakitlerinde bol bol bana dua ederler. "Milli
Eğitim Bakanı dediğin böyle düşünceli olur. Öğretmenini yormaz, derse sokmaz, Allah
ondan razı olsun" diye edecekleri duaların videosunu sosyal medyadan
yayıp başarımla övüneceğim!
Üniversitelerde ise seçmeli dersleri kaldırır bunun yerine zorunlu siyaset dersi koyacak apolitik
gençlerin önünü açacağım. Böylece amfilerde siyasetin konuşulmasına ve siyasetçilerin
tartışılmasına müsaade edecek, geleceğin siyasetçilerinin daha genç kesimden
oluşmasına katkı sunacağım.
Sorunlu eğitim haline dönüşen zorunlu eğitimi kaldıracak zorunlu kütüphane sistemini hayata
geçireceğim. Halkın günde en az bir saatini kütüphanede kitap okuyarak
geçirmesini zorunlu kılacağım. En azından kurulan onlarca kütüphane, milyonlarca
kitap insansız kalmamış, hem kitap yazan yazarlara saygısızlık etmenin hem de
kitapların tozlu raflarda çürümesinin önüne geçmiş olacağım.
Sanırım bakanlık görevim
boyunca her şeyi elime yüzüme bulaştıracak, en beceriksiz milli eğitim bakanı
ödülüne layık görülüp muhalefetin diline düşeceğim.
6 masa krizinin yaşandığı günlerde HaberTürk TV’de Prof. Dr. Ersan
ŞEN’in “Sayın Akşener’in veya İYİ Parti’nin
bir daveti olması halinde Cumhurbaşkanı adayı olurum” sözünü ve reklam
arasında Sayın Akşener’in Ersan ŞEN’i arayıp “Ciddi misiniz Hocam?” diye sorduğunu hepimiz tebessümle izledik.
Ersan ŞEN kadar ciddi olamasam da en az onun kadar cesur ve özgüvenle
ben de bu satırlardan “Sayın Erdoğan’dan
veya Cumhur İttifakı’ndan teklif gelmesi halinde Milli Eğitim Bakanlığı
görevini kabul ederim. Bu göreve talibim” diyerek biraz ironi yapmak
istedim. İroni olduğunu bir kez daha belirteyim ki okuyan arkadaşlar, dostlar
bu işi ciddiye alıp bizi aramasınlar.
Milli Eğitim Bakanlığı gibi ciddi ve tecrübe, bilgi, deneyim isteyen bir
kurumu yönetmek ne haddime!