Milli Eğitim Bakanlığı ve Kudüs
6 Aralık 2017 tarihinde "densizin biri" çıkıp "Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak görüyoruz" açıklamasını yapmıştı, böyle bir (y)etkisi varmış gibi.
Hemen aynı gün bir "yiğit adam" çıkıp "Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir" diyerek tepkisini belirtmiş ve tam bir hafta sonra da 13 Aralık 2017 tarihinde İslam İşbirliği Teşkilatı olağanüstü Zirvesi'ne ev sahipliği yaparak Kudüs Zirvesi düzenlemişti. ABD dışındaki tüm ülkelere çağrıda bulunup "Buradan uluslar arası hukuka ve hakkaniyete sahip çıkan tüm ülkeleri Kudüs'ü Filistin devletinin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet ediyorum" demiş dünyayı Doğu Kudüs'ü Filistin'in işgal altındaki başkent olarak tanımaya çağırmıştı.
Bu zirveden birkaç gün sonra Birleşmiş Milletler'e üye 193 ülkeden 172'si bir araya gelip Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan eden ABD'nin bu kararını oyladı. "Kudüs Zirvesi" (y)etkisini göstermiş olacak ki 35 ülkenin çekimser kaldığı ve 9'a karşı 128 oyla ABD'nin bu kararının hükümsüz olduğu kararı çıktı. Bu karar tarih sahnesinde belki de bir ilkti. Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın'ın dediği gibi "Filistin davası adına, kürsel adalet ve vicdan tarihi bir karar" almıştı.
Aradan bir buçuk ay geçtikten sonra Erdoğan'ın talimatı mı bilmiyorum ama öyle olduğunu düşündüğüm bir gelişme yaşandı. 15 Şubat 2018 tarihinde Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk imzasıyla, Bakan adına tüm illere bir resmi yazı gönderip tüm illerde Kudüs Sempozyumu düzenlenmesi talimatını verdi.
"Ülkemizle birlikte tüm dünyada; vicdanın, adaletin, karşılıklı saygının tesisinin ve sürdürülebilmesinin mihenk taşı, üç semavi dinin kutsal mekanlarının bir arada yer aldığı barış içinde yaladığı Kudüs tüm insanlık için önemli bir değerdir" ifadelerinin yer aldığı ilgili yazıda "Kudüs'ün kutsiyetinin ve tarihi statüsünün önemi konusunda ülke genelinde başta eğitim camiamız olmak üzere toplumda farkındalık oluşturulması amacıyla tüm ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak Kudüs'ü Anlamak ve Anlatmak temalı ekte yer alan faaliyetlerin Müdürlüğünüzce titizlikle gerçekleştirilmesi ve bu etkinliklere ait bilgilerin forma işlenerek 15 Haziran 2018 tarihine kadar Genel Müdürlüğümüze gönderilmesi hususunda gereğini rica ederim" denilmekteydi.
2 Ocak 2018 tarihinde Milat'ta yazdığımız Eğitim Sistemimizin Yeni İdeolojisi başlıklı yazımızda "Birçok ülke kendi politikalarını belirlerken, eğitimi toplumu şekillendirme ve dizayn etme unsuru olarak görür ve bu yönde politikalarını belirler. Bu tür ülkelerde eğitim ortamları; bilgi ve fiziki koşulların yanı sıra ülkelerin kuruluş felsefeleri ve ideolojilerine göre de düzenlenir. Özellikle ulus devletlerde eğitim kurumları, siyasetten/devletten bağımsız değildir. Siyaset dizayn edildikçe, toplum da dizayn edilir. Toplumun dizaynı; yaygın ve örgün eğitim kurumları eliyle öğrenciler üzerinden bütün bir topluma genellenir" demiştik. Bu açıdan Ercan Bey'in il müdürlüklerine gönderdiği Kudüs'ü Anlamak ve Anlatmak temalı yazısını toplumda bir farkındalık oluşturacağı açısından önemli bir adım.
Düzenlenmesi amaçlanan bu sempozyumların hedefi ise ilgili yazıda; "Öğrencilerimizin; milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerleri benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, demokrasi ve insan haklarına saygılı, sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getiren, yaşadığı dünyaya sahip çıkan, bugüne ve geleceğe fayda sağlayan bireyler olarak yetiştirilmeleri Bakanlığımızın hedef ve öncelikleri arasındadır" şeklinde açıklanmış.
14 Mayıs'ta Diyarbakır'da düzenlenen sempozyuma İl Mili Eğitim Müdürlüğü'nde Şube Müdür'ü olarak görev yapan Bayram Duman Bey'in sempozyuma katılmamız için yaptığı nezaketli daveti üzerine bakanlığın böyle bir çalışması olduğundan haberdar olduk.
14 Mayıs tarihinin Kudüs için ayrı bir anlam ifade ettiğini İslam tarihi ile ilgilenenler daha iyi bilirler. 30 Nisan'da Samsun'da, 4 Mayıs'ta Eskişehir'de, 7 Mayıs'ta Balıkesir ve Sakarya'da, 11 Mayıs'ta Gaziantep'te olmak üzere farklı tarihlerde Türkiye'nin dört bir yanında sempozyumlar düzenlendi ve devam ediyor.
Milli eğitim camiasının bu tür etkinliklere imza atması önemlidir. Daha da sıklaştırılması gerektiğine dair toplumsal ihtiyaç ortadadır. Kudüs, 15 Temmuz gibi temalarda sempozyum ve etkinliklerin daha da sıklaştırılması gerektiğinin belirtelim. Yetkililerin bu çağrımıza kulak vermesini ümit ediyoruz.