Milli Eğitim Akademisi
10.10. 2024 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek
yasalaşan Öğretmenlik Mesleği Kanunu kapsamında MEB’e bağlı “Millî Eğitim Akademisi” kurulacağına ve
gerekli görülen yerlerde Akademi bünyesinde eğitim ve uygulama merkezlerinin
açılabileceğine yönelik bir düzenleme yapıldı.
Yapılan bu düzenleme tartışmaları da beraberinde getirdi.
Kimileri yeni yasa ile öğretmen adaylarının motivasyonlarının azalacağını ve
öğretmenlik mesleğine adım atmadan önce birçok engelle karşılaşacaklarını
dillendirirken kimileri de eğitim
fakültelerinin başarısız olduğu düşünülüyorsa, neden aynı akademisyenlerin
akademide ders vereceklerini sorguladı.
Hatta AK Partili olmayan öğretmenleri elemek için bir araç olarak
kullanılacağını öne süren milletvekilleri bile oldu.
Bu tür eleştirilerin bilgi yetersizliğinden kaynaklandığını
düşünüyorum. O yüzden öncelikle Akademi hakkında
biraz bilgi vereyim.
Öncelikle öğretmen adayları, öğretmenlik alanına kaynak
teşkil eden bir yükseköğretim programını tamamladıklarında Akademi aracılığıyla
yükseköğretimde aldıkları eğitimleri tamamlayacak nitelikte “Mesleğe Hazırlık Eğitimine” alınacak.
Akademide mesleğe hazırlamaya yönelik verilen eğitimlerde;
öğretmenlik meslek bilgisi ve özel alan bilgisi başta olmak üzere bir
öğretmende olması gereken bütün yeterlikler esas alınarak yürütülecek teorik ve
uygulamalı dersler yoluyla öğretmen adaylarının en iyi şekilde yetiştirilmesi
hedefleniyor.
Hazırlık eğitiminin
süresi, her bir dönemi 10-14 hafta olan 4 dönemlik bir süreyi kapsıyor. Bu süre
en uzun hâliyle 14 ay, en kısa hâliyle ise 10 aydır.
Üniversitelerin Eğitim Fakülteleri ile Eğitim Fakülteleri
dışında öğretmen yetiştiren bölümlerinden mezun olan öğretmen adayı için bu süre
3 dönem olarak uygulanacak. Bu bölümler için hazırlık eğitiminin süresi en az
30 hafta en çok 42 hafta olacaktır.
Akademi dönemlerinin en az birinde bir okulda ders ya da
sınıf sorumluluğu olmaksızın uygulama deneyimi kazanması, bir meslektaşının
yanında derslere girmesi de planlanmış.
Hazırlık eğitimine ÖSYM tarafından yapılacak olan sınav
puanı üstünlüğüne göre alım yapılacaktır.
Hazırlık eğitimine
alınacak adayların sayısı, atama izni verilen pozisyon sayısını geçmeyecek
şekilde planlanacak. Dolayısıyla örneğin 20 bin kadro alınmış ise ÖSYM
tarafından yapılacak olan sınav puanı üstünlüğüne göre 20 bin öğretmen alınacak
ve akademiyi başarı ile tamamlayan herkes atanacak.
Hazırlık eğitiminde teorik dersler için en az iki yazılı
sınav düşünülüyor. Yazılı sınavların ortalaması 60 ve üzeri olanlar başarılı
sayılacak. Ortalamanın 60’ın altında
olması hâlinde adaya bir kez daha sınav uygulanacak bu sınavdan 60 ve üzerinde
alanlar önceki sınav sonuçlarına bakılmaksızın başarılı olacaklardır.
Uygulama sürecinde uygulama öğretmeni, uygulamanın yapıldığı
eğitim kurumunun müdürü ve Akademi eğitim personeli bu süreci yakından takip
edecek ve öğretmen adayına danışmanlık yapacaklardır.
Öğretmen adayları üstlendiği görevin bütün aşamalarını
deneyimledikten sonra hazırlık eğitiminde edinilen bilgi, beceri, tutum ve
davranışların eğitim öğretim ortamına yansıtılmasındaki başarı düzeyini
belirlemek amacıyla üç defa değerlendirmeye tabi tutulacaklar ve her değerlendirme
sonucunda da kendilerine geri bildirim verilecek.
Birinci aşama
değerlendirmenin %20’si, ikinci aşama değerlendirmenin %30’u ve nihai aşama
olan üçüncü değerlendirmenin ise %50’si alınarak geçme notu belirlenecektir.
Değerlendirmenin aşamalı olmasının nedeni, öğretmenin
yetişme sürecinde olması ve ilk uygulamalarda heyecan vb. nedenlerle istediği
performansı sergileyemeyeceği düşüncesinden hareketle düşünülmüş.
İşin esası, hazırlık
eğitiminde başarılı olan her öğretmen adayı atanacaktır. Akademi başarı puanı
sadece atanacağı ilin belirlenmesi içindir. O yüzdendir ki burada torpil aramak
beyhudedir.
Akademinin eğitim kalitesini arttıracağını düşünüyorum.
Hatta ileride buradan daha kaliteli eğitim yöneticilerinin de çıkacağını umut
ediyorum.