Milletvekillerinin transferleri ve etik boyutu
Milletvekili transferleri bir kez daha gündeme geldi,
siyasetin farklı ve pragmatist yüzü ortaya döküldü. İYİ Partili Tamer Akkal,
Tuba Vural Çokal ve İsmail Ok'un ardından CHP ve MP'li Mehmet Ali Çelebi de AK
partiye geçti. Bu hafta içinde uzun yıllar AK Parti’de belediye başkanlığı,
vekillik ve bakanlık yapmış olan Ahmet Eşref Fakıbaba, partisinden ve
vekillikten istifa etti. Önümüzdeki günlerde İYİ Parti saflarına katılacağını
söyledi. İktidar partisine transferler çok şaşırtıcı olmuyor, malum adı üstünde
İKTİDAR… Lakin iktidar partisinden istifa edip, muhalefet partisine transfer
olmanın soru ve cevapları da çok kolay olmuyor.
Ülkemiz artık seçim sath-ı mailine girdi. Her hafta partilerin
grup toplantılarında vekil ve vekil namzetlerinin transferlerini göreceğiz. Bu
sürecin başlamasıyla bu transferlerin veya katılımların etik olup olmadığı
tartışmaları da başladı.
Milletvekillerinin siyasi kanaatlerinin samimiyetle
değişmesi ya da parti yönetiminin başlangıçtaki beklentilerle uyuşmaması
durumlarında, seçildikleri partilerden istifa etmeleri kabul edilebilir bir
durumdur; ancak her seçim öncesi gerçekleştirilen milletvekili transferleri,
seçmenlerce maddi veya siyasi bir çıkar karşılığında gerçekleştiği kuşkusuyla
“siyasal etik “bakımından sorgulanmakta.
Türkiye'deki milletvekili transferlerinin; görünen,
gösterilen gerçek sebeplerini araştırmak ve bu olguyu siyasal etik bakımından
ayrıca incelemek gerekir.
Seçim dönemlerinde aktif vekillerin "transfer"
olgusu nerdeyse vakay-I adiden sayılır hale geldi. Siyasette dün dündür, bugün
bugün”, “tekkeye mürit aramıyoruz, siyaset yapıyoruz” anlayışı bu yaklaşımın en
kutsal cevabı olsa gerek.
Siyasi etik, milletvekillerinin meclis içerisinde gösterdikleri
tutum ve davranışlarını kapsayan üst bir kural koyucu olarak hareket eden bir
kavramdır. Siyasi etik milletvekillerinin tutum ve davranışlarının yanında,
siyaset yaptıkları süre boyunca meclis içinde ya da meclis dışında kurallara
uygun davranmaları, siyasi parti üyesi olmalarından kaynaklanan sorumlulukları
yerine getirmelerini de kapsar. Fakat siyaset sadece parlamentoda oluşan bir
eylem değildir. Dolayısıyla siyasetçiler parlamentoda bulunmasalar dahi
görevleri bakımında etik kurallara uymak zorundadırlar.
Türkiye’de siyasal partiler açısından etik değerlerin
gelişmesi ve sorun olmaktan çıkması, üç temel unsurun varlığıyla gerçekleşir.
Bu unsurlar “bilinçli seçmen, sorumlu parti anlayışı ve ülkenin yönetim
kalitesidir”. Bu unsurların olmadığı yerde etik hiçbir şey ifade etmez. Aksine
ülkenin problemlerinin derinleşmesine neden olur.
Ülkemizdeki siyaset kurumunun kendine özgü önemli bir etik
sorunu da şudur: Siyaset gerçekten niçindir?
Neden yapılır? Türkiye’de ki yaygın kanaat; siyasetin bir kazanımlar
alanı olarak algılanmasıdır. Siyaset, kazanımlar alanı değil, aksine bir
değerler alanıdır.
Siyaset ve etik arasındaki ilişki öznelerle bellidir. Bu
özneler içinde siyasal partilerin belirgin ve eylemde bulunan süjesi
siyasetçidir. Siyasetçi sadece kendisinin değil kendisini destekleyenlerin de
sorumluluğunu taşır. Bu anlamıyla siyaset bir sorumluluk alanıdır. Bu
sorumluluk alanında hareket eden siyasal partiler bu bilinç ve yörünge içinde
ilkeli siyasetçileri seçerek siyaset yapabilirler.
Eski Yunanca’da “karakter” anlamına gelen “ethos”
sözcüğünden türemiş olan “etik” kavramı,
birçok dilde benzer biçimde kullanılmakta. Günümüzdeki anlamında, insanların
tutum ve davranışlarının; toplumsal ilişkilerinin temeli olan değer, norm,
yargı ve ilkelerinin iyi, kötü ya da doğru, yanlış gibi ahlaki yargılarla
değerlendirilmesini içerir.
TBMM’de istifaların önüne geçilmesi için yasa çıkarılması ne
kadar doğru olur bu da ayrı bir tartışma konusu...
Demokrasilerin en büyük kaleleri olan siyasi partiler ve o partilerde
hür iradeleriyle siyaset yapanları zapturapt altında tutmakta etik olmaz. O sebeple,
yola kiminle çıkılacağını iyi bilmek gerekir. Sonra yolda bulduklarıyla her şey
değişebiliyor.
Türkiye siyasi hayatında, 1 ay içerisinde üç defa parti
değiştirmesi ile rekora imza atan 20. Dönem Afyonkarahisar Milletvekili Kubilay
Uygun anmadan olmazdı.
Görünen o ki; bu aylar transfer mevsimi olarak geçecek. Bu
kış çok hareketli ve çetin geçecek…