Milletvekili tartaklayan vali
Allah yattığı yerde topaç gibi çeviresice Mustafa Reşit Paşa, Tanzimat'ı ilan ettirerek bu millete bir kazık attı. Mustafa Reşit Paşa'nın attığı kazığın verdiği zararlar çok kolay telafi edilebilirdi. Ne var ki bürokrasiyi ele geçirmesinden dolayı koca Osmanlı İmparatorluğu çöktü. Osmanlı'yı yıkan savaşlar değil, bürokratlardı.
Cumhuriyeti kurduk, lakin Osmanlı'dan miras kalan Reşit Paşa bürokrasisini aynen devraldık. Ve maalesef devletimiz hiçbir zaman demokratik cumhuriyet olamadı. Ya askeri ya da sivil bürokratik cumhuriyet oldu. Yani halka hizmet etmekle mükellef memurlar, halkın ve halkın temsilcisi siyasetin ensesinde boza pişirdi.
Örneğin, bir şahsı alıp bürokrat yaparsınız. O şahıstan istediğiniz verimi almayınca, ya da "metal yorgunluğu" yaşayınca onu değiştirmeye kalkarsanız sizi doğduğunuza pişman eder. O koltuktan olmamak için kırk takla atıp kırk renge girer. Kimliğinin rengini dahi pembeleştirecek kadar aşağılıklaşır.
Ne var ki, siz onu almaya kararlı iseniz başlar sizi tehdit etmeye. Çemkirir, şantaja başvurur, olmadı seçmen tabanınıza ağza alınmadık hakaretlerde bulunur (Çünkü direk size küfretmekten korkarlar).
Bu ahlaksız, namussuz bürokrat eskisi, sizi hasbi olarak sevenleri şizofrenden tutun deliliğe kadar birçok aşağılayıcı sıfatlarla damgalamaya çalışırlar. Cıva gibidirler. Kapıdan kovarsınız pencereden girerler. Çünkü bürokraside bağları hala çok güçlüdür. Onlar üzerinden karada havada birden dibinizden bitiverirler.
Bu ahlaksız bürokrat eskileri, geçmişlerini çabuk unutmakla meşhurdurlar. Nice kış mevsimini delikli ayakkabı ile geçiren bu kemirgen türü, Allah korkusu, helal haram çizgisi olmayınca kamunun mallarını kendilerine şirketler, ajanslar veya üçüncü şahıslar üzerinden kendilerine aktarırlar. Bütün bu hırsızlıkları arsızlıkları gün gibi ortada iken utanmadan arlanmadan pişmiş kelle gibi gülümseyerek ortalıkta dolaşırlar.
Bu ahlak yoksunu bürokratlar olduğu sürece bu devletin büyüyeceği veya ilerleyeceği yoktur.
Bir de Valiler var başımızda. Osmanlı'da "Vali Paşa" denirdi bunlara. Osmanlı valileri cidden bu memlekete güzel hizmetler ettiler. Ama cumhuriyeti rejiminin valileri (istisnaları ayırırsak) hep rejimin bekçisi, halkın tepesinde otokratik cumhuriyetin balyozu gibi durdular.
Cumhuriyet'in en büyük hatalarından biri, valiler düzenlemesini yapmamasıdır. Daha düne kadar valiler sadece "mülkiyeliler"den seçiliyordu. El bebek gül bebek oku, hayatın ve ticaretin hiçbir riskini üstlenmeden daha tıfıl yaşlarda tak devlet adına yönetim koltuğuna oturuyorsun. Yani piyasada beş lira kazanmak için hiçbir çaba sarf etmeden, maaş garantili devlet yönetim koltuğuna oturuyorsun.
Bu yüzdendir ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kabuk değiştiren ülkeye ayak uyduramıyorlar. Hala eski "valilik hastalığı"nı devam ettiriyorlar.
Türkiye'de vali olmanın kanunu bellidir: Okuryazar olan herkes vali olabiliyor. Ne var ki bu Mülkiyeli Faşizmi hala devam ediyor. İçişleri Bakanlığı koridorlarından tutun, en ücra ilçedeki devlet yönetim birimine kadar.
Son günlerde valilerin yaptığı kazalar ile ilgili haberler sıklıkla artamaya başladı. Sayın Cumhurbaşkanının kamuoyu önünde "millete hizmetkar olacaksınız" dediği halde, hala Musa görünümlü Firavunluklar icra ediliyor.
Dünün kirli kaymakamları; Meral Akşener-Çiller kirli karanlık döneminin meşku00fbk kaymakamları bugün Yeni Türkiye'nin valilik makamını işgal etmiş durumdalar.
Kaymakamlık yaptıkları yerlerde JİTEM'ler, Beyaz Toroslar, yargıya baskılar ve Yargısız infazlar tam egemen olan kirli karanlık adamların bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Valilik Makamı'nda yerleri yoktur. Olsa olsa onların yeri F tipi cezaevleridir. Bu karanlık tiplere baktığımızda çoğu FETÖ damgasını yüreklerinde taşıdığını görüyoruz. Bugün nedamet getirip Meşveretçiyiz diye milleti kandırmaya çalışıyorlar.
Bu tiplerin İçişleri Bakanlığı yüksek bürokrasisinde "devreleri", "mesai arkadaşları" oldukça fazladır. Ve bu şahıslar hüku00fbmeti çok güzel aldatabiliyorlar.
Geçtiğimiz günlerde kirli geçmişten gelen bu valilerden biri Ak Partili bir milletvekilini tartakladığı bilgisi geldi. Olay sırasında orada olanlarla konuştum ve maalesef doğru olduğunu tesbit ettim.
Aynı vali, daha Önce AK Parti'li bir yöneticiye de küfür etmişti. Ve bu küfrü yanına kar kalmıştı. Milletin seçtiği vekile dahi ayar veren, Hüku00fbmet olan partinin yöneticisine küfreden bu vali tipoloji ne yapmaz ki?
Sayın Erdoğan, "Valilik makamının Musa olmaklığı gerektirdiğini" söylemesine rağmen, bu koltukta Firavunların oturabilmesi ne acı!