Milletimiz bunları tanıyor
Halk TV’de Ukrayna-Rusya savaşı konuşuluyor. Konuk ise Özgür Özel. İktidara saldırıyor. İftiranın bini bir para…
Bir kısmını
aktarıyorum: “Türkiye istihbaratı nerde? Niçin sen, bu işin olacağını ABD
bilirken, Almanya tedbir alırken, kendi vatandaşı için. Sen güvencesiz bir
şekilde orada tut. Tahliye planınız nerde? Hala yirmi binin üzerinde yurttaşım iki
ateşin arasında ise…”
Sunucu, Özel’in
iftiralarına destek umarak Kiev’den Hikmet Samet Alemdar adlı bir vatandaşımıza
bağlanıyor.
-Bize oradaki durumu
anlatır mısın?
Hikmet Samet Alemdar:
-Evet, ben evdeyim.
Kiev’deyim. Dışişleri Bakanlığımız, Büyükelçimiz savaş başlamadan, 10-15 gün
önceden, 15.000 Türk vatandaşı tek tek arayarak ve mesaj göndererek, canla
başla kimimizi gece üçte aradılar, destek oldular. Bizleri buradan alacaklarını
söylediler…
Bu açıklamadan sonra
Halk TV yayını kesiliyor.
Milletimiz bunları babaları
ve dedelerinden tanıyor. Ölçü ve değerleri halkla aynı değil. Halka
tepeden bakan, ayrıştıran, kendilerini farklı ve ayrıcalıklı gören bir
zümreden söz ediyoruz. Bunların ülkemiz adına hiçbir başarıları yoktur.
Biz bunları ezanı
yasaklamalarından, milletin inançlarına savaş açmalarından tanıyoruz. Biz
bunları köprülere, barajlara, hasta hanelere karşı çıkmalarından, “yaptırmam da
yaptırmam” tehditlerinden tanıyoruz. Çok yara bıraktılar. Biz bunları idam
sehpalarından, Menderes’i idama götürmelerinden, darağacındaki fotoğrafları göstererek
Erdoğan için idam imasında bulunmalarından tanıyoruz. Demokrasi
naralarının atılması esas niyetleri gizlemeye yetmiyor.
Aralarında doğruları, farklılıklara
tahammülü olanları ayrı tutuyoruz. Adaletli olanlar, gerçeğin yanında olanlar
var ancak onların sayısı da ne kadar az. Maalesef sesleri çıkmıyor. Kötü
gösteriliyorlar.
Ne demişti zenci
çocuk?
- Farklı olduğum için
hepiniz beni kötü görmüştünüz. Oysaki hepiniz aynı olduğunuz için ben size
acımıştım.
Kiera Cass tespitidir:
“Dedikoduları olduğu gibi bırakırsan, kendi kendilerine yok olup giderler.” Her
seçimde oy kayıpları, halkın onlardan uzaklaşması bu yüzden. Milletten ve
değerlerinden yana olmazsan kazanamazsın.
Oysa bizi biz yapan farklılıklarımızdır.
Farklı sesler, farklı değer ve düşünceler. Birimizin farklılığı, diğerimizin
varlığı olmalı. Dillerimiz, renklerimiz, görüşlerimiz farklı olacak ki zenginlik
olsun. Bir denge olsun. Terazi tek kefede dengelenmiyor. Diğer kefeye muhtaç.
Onunla tamamlanıp denge sağlıyor çünkü.
Allah korusun…
Türkiye bir dış
saldırıya maruz kalsa bu bizim savaşımız değil ‘Erdoğan’ın savaşı’ mı
diyecekler? Böyle düşündükleri için midir, 15 Temmuz hain darbe
girişiminde bir evde saklandılar.
Millette
karşılığın yoksa karşılığı siyaset dışında ararsın. HDP ve marjinal gruplarla
işbirliği bu değil mi? Savaşı fırsat bilerek siyasi rakibine bel altı çalışmayı
hangi değer emrediyor? Hiçbir değerde bunun yeri yoktur.
Esas
savaş; gerçekle, yanlışın savaşıdır.