Milleti Birleştiren, Cem Eyleyen, Dirilten, Arındıran Darbe
" Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!
İnsanlığın bütün ufukları kapkaranlıkken,
Işık olup fışkırmışız ta karanlığın koynundan;
Yarmışız anarşi dönemlerinden kalma en uzun geceleri. " (M.Akif Ersoy)
Sıcak bir Temmuz günü, tatil rehavetiyle evlerimizde keyifli sohbetlerimizi yaptığımız ılık bir yaz gecesi kurşunlar yağdı serhat şehirlerin caddelerine, sokaklarına, köprülerine, bulvarlarına...
Birden ekranlara düşen tank görüntüleri, kararan ekranlarla, çığlık çığlığa koşan kalabalıklar ve mahşeri bir insan seli kapladı her yeriu2026
Cehennemi sancılarla doldu caddeler, sokaklar. Gençler, yaşlılar, analar, babalar düştüler yollara. Bombalar yağıyordu göklerden, hainler inlerinden çıkıp namluları doğrultmuşlardı milletin üzerine. Ama birliğin beraberliğin, dirilişin, arınmanın erleri olarak düştü yiğitler yollara, bulvarlara, caddelere.
Tanklar yürüyordu caddelerde, sokaklarda, öldürmek, ezmek için yürüyordu. Zulmün ve karanlığın koynunda yuvalanan düşman sinsi ve kahpece silahı doğrultmuş masumların üzerine.
Bizler Irak yanarken, Bağdat bombalanırken, Ortadoğu kan gölü haline geldiğinde millet olarak yollardaydık. Ülkem insanı kurtuluş sakası gibi düşüp yollara ümmetin en önünde yürüyerek birlik ve beraberliğin sembolü bir hal ile hep direniş gösterdi.
Bizler Afganistan dağlarında şehadete yürüyen şehitler için de ağıtlar yaktık bu kutlu topraklardan. Umudun ve aşkın mücahitleri düşmana karşı durduğunda bizim dualarımız onlara yaren olmuştu.
Bosna'nın yeşil dağlarına, masalsı güzelliğine yağarken bombalar tankların altına kendini atan Boşnak gençler vardı. O gençler iman bombası gibi kendilerini patlatıyor, Sırp canilerine başkaldırıyorlardı.
Bu aziz milletin evlatları başka İslam coğrafyalarında akan kana, işlenen zulme hep duyarlı oldu. Milletçe yaraları sarmaya çalıştık.
Suriye'den göçen, sürgün edilen muhacirlere yurt yuva olup, her daim hami oldu. Halep'in yetimlerini sarıp kuşattı milletim. Soğuk karlı günlerde sıcak yürekleriyle hep hami oldu savaş vurgunu halklara. Hep kurtuluş oldu, kurtaran, umut ve sığınılan bir liman oldu mazlumlarau2026
İstanbul 'un, Ankara'nın semalarında dolaşırken F16'lar, vurulurken körpe yiğitler. Analar kanlı asfaltlara yürüyüp hesap sorarken vurulduk içerden.
İçerden vurulduk, kahpece, hainceu2026 Anadolu toprakları yıllardır haçın ve hilalin savaşına beşik olmuş. Anadolu kıtasında savaşlarla kazanılan zaferler var. Milletim yıllardır cesur ve yürekli damarıyla yürümüş düşman üstüne.
Çanakkale'de, Anafartalar'da, Conkbayırında, Erzurum'da, İzmir'de, İstanbul'da ve dahi tüm kuşatılmış şehirlerde bir asır önce düşman üstüne yürümüş. Yürümüş ve ahdetmiş, özgürlüğüne pranga vuranlarla savaşmaya. Aziz vatanın her karış toprağına göz dikenlerin gözünü oymaya ahdetmiş.
Hep dışardan vurulduk. Kahpe dışardaydı öyle bilirdik. Ama nereden bilelim, kendi ellerimizle büyüttüğümüz, yeri geldiğinde kardeş bildiklerimiz, sadakalarımızla, zekatlarımızla palazlanan hainlerin bir gün kararan yürekleriyle kutsallarımıza saldıracaklarını. Civan delikanlıları, yüzlerce yiğidi acımasızca vuracaklarını.
İnlerinden çıktılar ve önce sesleriyle korkutmaya çalıştılar. İstanbul'un gümüş gümüş kubbeleri, göğe uzanan nazenin minareleri, tarihi yalılarının yakamozlarda yıkandığı zamanların görkemi tarihi kuşatmışken geldi kurşun sesleriu2026 Medine'nin, Mekke'nin, Bağdat'ın, Kudüs'ün ve dahi Şam'ın kardeşi olan o kutlu şehrin. İstanbul'un karanlık semalarında F16 uçtuğunda, köprülerin başı tutulduğunda, yanan asfaltlara bir bir döküldüklerindeu2026
Tanklarla halkı haince ezdiklerinde önce sesleri geldiu2026 Hacı Bayram Veli'de, Tacettin Dergahı' nda, Ankara'nın kurşuni şafaklarında çılgınca dolaşan o ses patlattı hain bombalarıu2026 Kulakları sağır eden, yürekleri parçalayan bombalar yağdı Milletin Meclisine. Oysa bir asır önce Mehmet Akif o vatanperver şair nasıl güzel dizmişti yüreğinden mısraları. Sanki bu günleri anlatırcasına:
"Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın"
Sıcak bir temmuz gecesi, köprüler kesildiğinde, Milletin evlatları hainler tarafından yine milletin üzerine sürüldüğünde, Meclis bombalandığında, tanklar yürütüldüğünde vuruldu halkım.
Mehmetçiğimizin silahıyla, tankıyla, uçağıyla vurulurken, dehşetengiz bir savaşın ortasında bulduk kendimizi.
Namlular kendi insanına çevrilir mi. Vatan için savaşan, Peygamber ocağı böylesine kirletilir mi ihanet tohumlarıylau2026
Yirmibirinci yüzyılın ilk demlerinde bunu da gördük ya. Kahreden kahpeleri, ihanet şebekelerini ve vatan evlatlarını nasıl kandırdıklarını, oyunlarına alet ettiklerini de gördük, gördük ve ürperdik. Gördük ve dirildiku2026 Gördük ve arındık millet olaraku2026
Destanlar yazılan Anadolu yarımadasında bu asrın destanlarını yazıyor yiğitler hamdolsun. 21. Yüzyılda modern muhayyilelerin alamayacağı cesaretle yürüyoruz düşman üstüne. Hamdolsun yine başımız dik, çocuklarımıza helalinden kazanılmış zaferlerle bir ülke bırakmanın gururunu yaşıyoruz. Dengeleri alt üst eden savaşların kahramanlarını beledik taze bedenleriyle kara toprağa. Ve vatanın kahraman evlatları elleri çıplak, ayakları çıplak, silahsız dikildi tankın, merminin önüne. Yağmur gibi yağan mermilere çıplak göğüslerini siper ettiler. Kahraman milletimiz, ikinci bir Çanakkale gibi direndi kahpeye, direndi ve kazandı hamdolsunu2026
Milli Şairimiz Mehmet Akif:
" Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda." Diye sesleniyor İstiklal Marşı'mızda. Vatan evlatları kahpenin üstüne çıplak bedenleriyle koştular.
Sağımızdan ve solumuzdan, Doğudan ve Batıdan kuşatıldığımız günlerde, bu toprakların en çalışkan çocuklarını çalarak onları en tehlikeli hale getirerek; düşünmeyen, akletmeyen, kendi milletini karşısına alan robotlar haline getirdiler.
Yapılan bir darbe girişimi değildir aslında. Bir katliamdır, kendi insanına yapılabilecek en ağır saldırıdır.
Cumhuriyet Tarihi'nin en acı günlerini yaşadık travmatik sancılarlau2026 Tarih yazdı milletim, bulvarlara, şehirlerin meydanlarına, köprü başlarınau2026 Şerha şerha dökülürken kanları birliğin ve beraberliğin, düşman üstüne yılmadan yürümenin unutulmaz destanını yazdılar.
" Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!
İnsanlığın bütün ufukları kapkaranlıkken,
Işık olup fışkırmışız ta karanlığın koynundan;
Yarmışız anarşi dönemlerinden kalma en uzun geceleri"
Üstad Mehmet Akif'in bir asır önce seslendiğini yaşıyor gibi, en uzun gecenin aydınlık şafağına şehitleriyle yürüdü milletim. Ve nasıl bir millet olduğunu haykırdı tüm aleme birlik ve beraberlik göstererek. Direniş ve cesaret gösterereku2026
Sosyologlar, Psikologlar, Toplum Bilimciler, Akademisyenler, Yazarlar, düşünürler aklımıza gelen kanaat önderleri şu an yaşananları yorumlamakta zorluklar yaşıyor olabilir. Ama yaşananlar bizlere gösterdi ki; din algımızı, din eğitimimizi, cemaat şuurumuzu, insanlığa yaşanılabilir İslam algısını gösterme noktasında artık yeniden yeniden sorgulamalar yapmalıyız ve artık çok duyarlı olmamız gerekiyor.
Dine dayanarak yapılan cemaatsel bir kitle kalkışmasının travmatik sancılarını, acılarını yaşıyoruz. Fetö'nün önderliğinde yapılan bu kalkışmanın İşid' den bir farkı yoktur aslında. Yalnız bu girişim daha planlı, daha programlı ve yıllara yayılarak okumuş, eğitimli kişiler eliyle yapılıyor. Beyinleri ipotek altına alınmış, inançlarını sorgulamadan teslim olmuş, kesin inançlılar psikolojisiyle hareket eden bir güruh.
İnatla ve kör yüreklerle kendi insanlarına yabancılaşarak, kendi değerlerini hiçe sayarak, içinde yaşadıkları toplumda yine kendi insanlarını maddi manevi sömürerek çeteleşmiş ve resmen illegal bir şekilde örgütlenerek ölüm timleri halinde, ekmeğini aşını yedikleri, suyunu içtikleri memleket insanlarına acımadan saldırmışlardır.
Cumhurbaşkanı, ihanet şebekesinin kurşunlarından an itibariyle sıyrılmışken gösteriyor kendini. Cumhura sesleniyor, yürekli Anadolu insanına sesleniyor. Yüz yıldır maneviyatlarından arındırılmaya çalışılan, dinine, imanına, Kur'an'ı 'na yapılan nice saldırılara yiğitçe göğüs geren arkasından gelen o Anadolu insanına sesleniyor.
Cumhur hiç düşünmeden düşüyor yollara. Atıyor kendini tankların altına. Kaybedecek bir şeyi yok. Öyle entelektüel, okumuş yazmış bilmem şu bu üniversitede öğretim görevlisi, köşe yazarı falan değil çoğu. Çoğu saf temiz Anadolu insanı. Civan, körpe delikanlılar siper ediyorlar bedenlerini gelen kurşunlara. Ve köprüler geçilmiyor. Ve işgaller gerçekleşmiyor. Ortadoğu'ya, Filistin'e, tüm coğrafyanın yetimlerine elini uzatan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan' nın bir işaretiyle halk dökülüyor sokaklara, caddelereu2026
Milletçe, birlik ve beraberliği artık bambaşka yaşıyor insanımız. Bu yapılan ihanet darbesi şunu gösteriyor; her görüşten, her kesimden ve çevreden insanımız bir araya gelerek birliğin ve beraberliğin destanını yazıyor.
İçinde yaşadığımız toplum inşallah pisliklerinden, habis urlarından arınır. İhanetle büyüyen nice çocuklar artık kurban edilmez. Duamız yaşadığımız Anadolu topraklarının çocuklarımız için, yaşanılabilir, namuslu, tüm kirlerinden arınmış yarınlarına miras olarak kalmasıdır.
Şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Milletçe gazamız mübarek olsun. Rabbim şerlilerin, hainlerin, vatana ihanet eden tüm kin çetelerinin şerrinden halkımızı korusun muhafaza eylesin. Yeni aydınlık başlangıçlar için insanımıza güç versin. Hainlerin oyunlarını bertaraf eylesin Rabbim.
"Kadın Gözüyle 15 Temmuz" kitabından altılanmıştır.