Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Ağustos 2014

Millet ve Devlet

Türkiye'de millet ve devlet hiç bu kadar birbirine yaklaşmamış ve yakışmamıştı. Geçmişte, çocukluğumuzu ve delikanlılık yıllarımızı yaşadığımız demlerde devlet ulaşılmaz, hükümet adamları dokunulmazdı. Bir valiyle konuşmak, bir kaymakamın makamına çıkabilmek olağanüstü bir hal sayılır, bu davranış büyük cesaret isterdi. Neredeyse köydeki muhtarların bile tuhaf bir kibri vardı. Şimdi devlet adamları, milletin yanına gidiyor, halk idarecilerin makamlarına varabiliyor, fikirlerini söylüyor, tekliflerini arz ediyor. Sıcak bir münasebet hakim oldu millet ve devlet arasında. Osmanlı'yı ayakta tutan sır, "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın!" parolasıydı. Ecdadımız devlet gemisini 600 yıl boyunca sağ salim nasıl yüzdürebilmişti? Adaletle, hakkaniyetle, merhametle, sadakatle ve gayretle. İşte 'Kerim Devlet' buydu.

Son yıllarda Türkiye çok yoğun bir dönem geçiriyor. Şiddetli fikir çatışmaları, tartışmaları yapılıyor. Bu mücadele amansızca devam ediyor. Herkes eteğindeki taşları döküyor. Şimdi elimizi vicdanımıza koyup Türkiye'deki değişimi, yeniliği ve yapılanları görmek lazım. Biliyorum birileri bu satırları okuyunca rahatsız olacak, olsun. Her şey hakikate feda olsun. Öncelikle insanımız son dönemde hürriyetle tam manasıyla tanıştı. Özgürlüğün rüzgarı önce Demokrat Parti zamanında ve rahmetli Menderes eliyle esmeye başlamıştı. Sonra Turgut Özal merhum o bayrağı devraldı. Bir çok serbestiyeti getirdi. Son 12 yıl içinde yapılanları herkes gibi biz de görüyoruz.

Üniversitelerin önünde bekleşen, horlanan, dışlanan, hatta hakaretlere uğrayan başı örtülü genç kızlarımızı unutmadık. Şimdi rahat bir şekilde fakültelerine gidebiliyor, sınıflarına girebiliyor, hatta alınmadıkları fakültelerde öğretim üyesi, hoca olabiliyorlar. Bunu inkar eden var mı? Modern çağın işkence metodunu uygulayanları da unutmadık. "İkna Odaları" zulüm haberi olmaktan çıktı, edebiyatımıza mal oldu, bu insanlık dışı davranışlar hakkında hikayeler, romanlar yazıldı. Yasaklanan dinu00ee eğitim yeniden başladı. Artık çocuklarımız okullarda, Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hayatı Siyer-i Nebi'yi ders olarak okuyabiliyor, öğrenebiliyorlar.

Maddi refah arttı. Fatih'te oturuyorum. Sokaklarda arabaların park edilebileceği yer kalmadı neredeyse. Tanıdıklarım arasında en yoksul olanlar bile az peşinatla ev sahibi oldular. Neredeyse akrabalar arasında kirada kalan kimse kalmadı. Herkes kendi evine sahip oldu ve kira öder gibi evinin taksidini ödüyor. Elbette ülkenin ekonomik durumunu değerlendirecek değilim. O konuyu benden çok daha iyi bilen yazarlarımız var. Onlar zaten bu konuda siz değerli okuyucuları her zaman bilgilendiriyorlar. Ancak ilgilendiğim kültür sanat sahasında son 12 yıl içinde çok iyi gelişmeler olduğunu ifade etmezsem nankörlük olur.

Neler oldu? Bunları en azından başlıklar halinde belirtmekte fayda var. Camiler, çeşmeler, türbeler, sebiller, mescitler, medreseler, sadakataşları, mezartaşları, kuşevleri ve daha bir çok tarihu00ee bina ve yapı bu dönem içinde tamir ve restore edildi. Yıkılmışsa yeniden inşa edildi. Bu çok büyük bir hizmettir, hayırlı bir harekettir. Medeniyetimizin canlandırılması, diriltilmesi, ihyasıdır.

Unutulmuş veya unutturulmuş bir çok değerimiz yeniden gündeme geldi. Yazarlarımız, sanatçılarımız, şairlerimiz, romancılarımız, hattatlarımız hakkında anma programları, paneller, sempozyumlar yapıldı. Filmleri çekildi. 100 Temel Eser'lerle millu00ee edebiyatımız çocuklarımıza öğretildi. Mehmed u00c2kif'ten Yahya Kemal'e, Peyami Safa'dan Ahmet Hamdi Tanpınar'a, Sezai Karakoç'tan Nuri Pakdil'e, Cemil Meriç'ten Erol Güngör'e, Necip Fazıl'dan Nurettin Topçu'ya, Samiha Ayverdi'den Münevver Ayaşlı'ya, Fatma u00c2liye'den Halide Nusret Zorlutuna'ya, Nihad Sami Banarlı'dan Safiye Erol'a yüzlerce kalem erbabı, yazar ve mütefekkir hakkında ciddu00ee çalışmalar yapıldı. Edebiyatımız, sinemamız dünyaya açıldı. Gündemimize yerli düşünce ve sanat adamlarımız yerleşti.

Kitap okuma oranında büyük artış oldu, kitap fuarları Türkiye genelinde yaygınlaştı. Kitap okuma kampanyaları çoğaldı. Halkımız, çoluk çocuk, genç ihtiyar, kadın erkek herkes okumaya ve düşünmeye başladı. Artık dünyada en çok kitap üreten ülkeler arasındayız. Kültüre ve sanata hizmet eden vakıflar, dernekler ve diğer sivil toplum kuruluşları desteklendi. Belediyeler muazzam kültürel çalışmalar yapıyor. u00c2deta ülkemiz bir aydınlanmaya doğru gidiyor.

Vicdanı hatırladık. Merhameti, hürmeti, kardeşliği ve paylaşmayı öğrendik. Mazlum milletlere sahip çıkmada önder olduk. Soykırımlara karşı haykırdık, direndik, dünyanın ayağa kalkmasını sağladık. Türkiye, bütün masum, mağdur ve mazlum milletlerin biricik ümidi oldu. Yeni Türkiye bana umut veriyor. Yeni Türkiye, baskı ve dayatmalara karşı özgürlüğün, vesayetlere karşı olgunlaşmanın, statükoya karşı bağımsızlığın sembolüdür. Millet ve devlet kucaklaşıyor, millu00ee irade ve millu00ee güç tecelli ediyor. Türk ve İslam aleminin önder ülkesi Türkiye, daha da büyüyor, gelişiyor. İnşallah yeni Türkiye'nin önünü ve hızını hiç kimse kesemeyecek. Cenab-ı Allah, bu millete ve ümmete hizmet eden idarecilerimizi muvaffak eylesin. Allah yar ve yardımcıları olsun.