Millet ne derse o!
Millet, vekillerini seçiyordu. Yahut önlerine kim konulmuşsa ona oy veriyordu. Vekiller ise cumhurun reisini seçiyordu. Fahri Korutürk yahut Ahmet Necdet Sezer garabeti öyle çıkmıştı karşımıza. Suya sabuna dokunmayan, önüne geleni imzalayan 'noter' cumhur (!) reisleriu2026
Atatürk ve İnönü o makamı icracı olarak kullanmışlardı. Ondan sonra pasifleştirildi. Aktif olan Başbakan'dı. Milletin iradesine ipotek koyanlar, cumhurun reisinin riyaset yapmasını istemiyordu.
Meclis'te kocaman harflerle, "Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir" yazıyordu. Ancak millet reisini seçemiyordu. Koydukları kurallara uygun şekilde bir reis seçmeye kalktığınızda da hemen kuralı değiştiriyorlardı. Abdullah Gül'ün meclis tarafından Cumhurbaşkanı seçilmesine 367 engeli çıkarmaları gibiu2026
***
Adnan Menderes, dindar bir Başbakan değildi, ancak icraatları ile milletin yanındaydı. 1932 yılında Diyanet'in yayınladığı bir genelge ile Türkçe ezan uygulaması başlatılmış, 1941 yılında ezanın Arapça okunması tamamen yasaklanmıştı. Menderes, hiçbir şey yapmamış olsa bile, iktidara gelir gelmez, 1950 yılında ezanı aslına döndürmesi ona yetmişti. Menderes'i astıklarında göz yaşı sel olmuştu. Ama 15 Temmuz'da olduğu gibi kimse karşı koyamamıştı!
16 Nisan 2017 referandumu ile oyunun kuralları değişti. Millet, artık kendisini yönetecek kişiyi doğrudan kendisi seçecek. Bundan sonra millet ne derse o olacak! Çünkü artık pasif değil, iradesine göz dikenlerin önüne dikilip gözünü çıkaracak bir millet var. Hem de ölümüne!.. 15 Temmuz, dost ve düşmana bunun ilanıdır; 16 Nisan ise resmileşmiş haliu2026
***
Başımızda, Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi icracı bir Cumhurbaşkanı var. Referandum bitti, cumhurun reisinin ilk işi Rabbine şükretmek ve bu ülkeyi vatan yapanları ziyaret edip teşekkür etmek, ruhlarını şad etmek oldu. İstanbul'un ve ülkenin velisinden, Eba Eyyub El Ensari Hazretleri'nden başladı. Eyüp Sultan Camii'nde şükür namazı kıldı. Rahmetli başbakanlar Adnan Menderes, Turgut Özal ve Necmettin Erbakan'ın kabirlerini ziyaret etti. Restorasyonu biten Yavuz Sultan Selim Türbesi'nin açılışını yapıp, restorasyonu devam eden Fatih Sultan Mehmet Han türbesinde Kur'an okudu.
***
Şimdi sıra diplomasi atağında. 15 yıl önce, Başbakanlığının ilk aylarında olduğu gibi, dünyanın önde gelen ülkelerini ve liderlerini ziyarete geldi sıra. Erdoğan, ilk olarak 30 Nisan'da dünyanın hızla gelişen, ancak ilişkilerimizin sınırlı olduğu Hindistan'a gidecek. Amaç iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirmek.
Erdoğan'ın ikinci durağı, 3 Mayıs'ta Soçi. Rusya Devlet Başkanı Putin ile ilişkiler masaya yatırılacak. Çok sayıda bakanın katılacağı ziyarette amaç enerji yatırımlarını hızlandırıp, ticareti serbestleştirmek ve Suriye'de barışın önünü açmak.
14 Mayıs'ta Pekin'de olacak Erdoğan. 65 ülkenin liderini buluşturacak "Kuşak ve Yol Zirvesi"nde, başta Çin devlet başkanı olmak üzere çok sayıda ikili görüşme yapacak. Bu ziyarette, Pekin'den başlayıp Türkiye'den geçerek Avrupa'ya uzanacak demiryolunun startı verilecek.
Mayıs ayının en önemli görüşmesi 16 Nisan'da Beyaz Saray'da yapılacak Trump-Erdoğan Zirvesi. Trump da tıpkı Erdoğan gibi içinde bulunduğu sistemle çatışma halinde. Hep zengine çalışan sistemi halkın lehine değiştirmek istiyor. İki liderin görüşmesi, iki ülkenin yakınlaşma ve işbirliğinin önünü açacak.
Mayıs'taki yoğun diplomasi trafiğinin son durağı ise Brüksel. 28 ülke liderinin katılacağı Nato Zirvesi, Avrupa ile ilişkilerimizin de düzene girmesi açısından önemli. Referanduma odaklanınca azıcık ihmal ettiğimiz dış siyaseti canlandırma zaman geldi sanırımu2026