Millet bu eski yemeği yemez
Geçen gün bir televizyon kanalında yapılan su muhabbetine şahit oldum. O muhabbette, AK Parti kirli ve zehirli suya benzetiliyor... Bu suyun karşısına CHP'nin berrak temiz bir suyla çıkması gerektiği söyleniyordu.
Kimse kusura bakmasın, bizim milletimiz çok başarılı bir tahlilcidir. Karşıdan baktığında kimin zehirli, kimin Ezanı Türkçeleştirdiğini bilir. Kimin başörtüsü zulmünü desteklediğini, kimin bu zulmü kaldırdığını bilir vesayre vesayre...
Aslında, milletin karşısına berrak temiz bir suyla çıkmaktan bahseden arkadaşa şunu sormak lazım: Siz bunu kadrolarıyla Genel Başkanıyla eski olan bir partiyle mi yapacaksınız? Değerli Dostlar, birinin bu sözü söyleyebilmesi için, milletin karşısına herşeyiyle yepyeni bir partiyle çıkılması gerekir. Ancak böyle olursa, "Biz herşeyimizle yepyeni berrak temiz bir su gibiyiz" diyebilirsiniz.
Adam olacak çocuk nasıl yedisinde belli olursa, seçim kazanacak liderde baştan belli olur. İşte görüyorsunuz, bahsi geçen partinin Genel Başkanı tam dört seçim kaybetmiş bir Genel Başkan'dır. Hadi birinci seçimde millet Sayın Genel Başkanı tanımıyordu diyelim. Ya ikinci, üçüncü seçim başarısızlıklarına ne diyeceğiz? Peki Sayın Genel Başkan beşinci defada seçim kaybederse koltuğunu bırakacak mı?
Dostlar, benim bu konuda hiç umudum yok... Eğer Sayın Genel Başkan koltuğu bırakacak olsaydı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisini Çatı macerasının içine attığı için istifa ederdi. Hiç fazla söze gerek yok, sanki Sayın Genel Başkan Ekmeleddin İhsanoğlu'nu CHP'ye dayatan kendi değilmiş gibi yoluna devam ediyor.
Sayın Genel Başkan yoluna devam ediyor diyorum. Çünkü, basından okuduğumuz kadarıyla bu beyefendi, 7 Haziran seçimlerinde CHP'ye Ekmeleddin İhsanoğlu benzeri adaylar bulacakmış. Yani partisini sağa açayım derken, yine kendi seçmenini küstürecek.
Yazının sonuna doğru konuyu toparlamak gerekirse, siz her seçimde temcit pilavı gibi başarısız kadro ve Genel Başkanı milletin önüne sunacaksınız... Sonrada "Biz berrak temiz bir su gibiyiz" diyeceksiniz... Hiç kusura bakmayın, milletimiz ne bu söze inanır... Nede bu eski yemeği yer...
Not: Mandıra Filozofu filmini izlediğimde, Mustafa Ali'nin siyaset aleminede el atması gerektiğini yazmıştım. Hafta sonu Mandıra Filozofu İstanbul'u izleyince, bu düşüncem bir kat daha arttı. Buradan Birol Güven'e Mandıra Filozofu Ankara filmini çekmesi için sesleniyorum. Umarım birol Bey sesimi duyar.