Dolar (USD)
34.44
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3016.49
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Ocak 2023

​Milat'ta geçen bir yılın muhasebesi

Her ne kadar kaynaklarda 1831 yılında yayınlanan Takvim-i Vakayi ilk gazete olarak kabul edilse de Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın çabalarıyla 1828 yılında o zamanlar bir Osmanlı toprağı olan Mısır’da, Türkçe-Arapça çıkarılan Vakayii Mısriyye gazetesi bizde yayınlanan ilk gazetedir. Gazeteler o tarihten bu güne kadar adeta kültürel hayatımızın vaz geçilemez bir parçası oldu. Siyasi tarih yazımında gazeteler neredeyse belge hüviyeti kazanmış durumda. Hele o eski gazeteler hem haberleriyle hem köşe yazılarıyla tam bir arşiv hazinesi…

Gazetemiz Milat da 20 Ekim 2011 tarihinden bu yana 11 yılı geçkin bir süredir basın hayatımızda yer almakta. Bendeniz de Milat kervanına 2022 Ocak ayında katıldım. İlkyazımız 21 Ocak 2022 tarihinde yayınlandı. Milat’ta yazmaya başladığımız o tarihten bu güne neredeyse bir yıl geçmiş. O tarihten bu güne kadar kırk beş yazı kaleme almışız. Bu yazımızda kendimizce geçen yılın bir muhasebesini yapmak istedik.

Yazdığımız 45 yazının dördü, hür tefekkürün kaleleri olan edebiyat dergilerinin tanıtımına dair olmuş. Köşemize Şehir Defteri, Ay Vakti (Sezai Karakoç özel sayısı ve 200. Sayısı ayrı ayrı) ve Bir Nokta Dergilerini konuk etmişiz.

Kitap tanıtımları da bir hayli yekûn tutan yazılarımızdan. Bu güne kadar on kitap tanıtımı yapmışız köşemizde. Bu yazılarımızda; D. Mehmet Doğan’ın “Neden Klasiklerimiz Yok” ve “İki yol Açıcı” eserlerini, Rasim Özdenören’in “Gül Yetiştiren Adamı”nı, Nuray Alper’in “Derya ve Meczub”unu, Mustafa Özçelik’in “Anadolu Irmağı”nı, Behçet Gülenay’ın “Elma Isırığı”nı, Ethem Erkoç’un “Ömrümün 60 Yılı”nı, Muhammed Işık’ın “Bozuk Satıh”ını, Ahmet Öztek’in “Oba”sını ve Vildan Coşkun’un “Bir Yüzü Esmer”ini tanıtmaya çalışmışız.

Köşemizde iki adet portre yazmışız. Bunlardan birisi Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen hukukçu şair yazar Kenan Yaşar’a, diğeri de çocuk edebiyatında önemli eserlere sahip olan Ecir Demirkıran’a ait.

Gündeme dair konulara pek girmesek de üç yazımızda 28 Şubat’ın edebiyatımıza yansımalarını, Samsun’da yaşanan bir provokasyonu ve şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu suikastına dair görüşlerimizi yazmışız.

Altı yazımızda ise katıldığımız etkinliklere dair izlenimlerimizi köşemize taşımışız. Erzurum ve Çorum kitap fuarları, TYB Ankara Kitap ve Kültür Günleri, TYB Ankara Şubesinin düzenlediği Şiir Meclisi programı, Çorum Belediyesi’nin düzenlediği Elvançelebi Şiir Akşamları programı, Bestekâr Ali Dursun Yağlı Hoca’nın Bahar Konseri bu yazılarımızın ilham kaynağı olmuş.

Edebiyat, kültür ve eğitim hayatımıza etki etmiş, iz bırakmış vefat eden kıymetli şair, yazar ve eğitimci hocalarımıza da yedi yazımızla köşemizde yâd etmişiz. Ömer Okçu (Hekimoğlu İsmail), Prof. Dr. Ali Kurt, Bülent Parlak, Hayreddin Orhanoğlu, Mevalana İdris, Rasim Özdenören, Abdulkadir Ozulu, Nurettin Doğmuş ve Ömer Tuğrul İnançer hocalarımız yâd ettiğimiz bu kıymetlilerimizden. Hepsine bu vesile ile bir daha rahmet diliyorum.

Üç yazımızda da edebi konuları tartışmışız. “Sanat ve sanatçı derken”, “Elonya’ya nasıl gidilir?” ve “Söylenmemiş sözlerin müebbet mahkûmluğu” isimli yazarlarımız da bu minvalde yazılmış yazılarımızdan.

Berat gecesi, su-i zann, Ramazan ayı, kurban ibadeti, çocuklarımıza dair sorumluluklarımız, marifet kavramı, insan, ayna ve muhabbet ve aşk konularında kaleme aldığımız dokuz yazımızda da dini ve tasavvufi meselelere dairdi.

Milli ve manevi değerlerimiz çerçevesinde, kimseye sataşmadan, söz hakkı doğurmadan, milli birlik ve beraberliğimize halel getirmeden, bildiklerimizi, düşündüklerimizim, okuduklarımızı, gördüklerimizi ve hissettiklerimizi yazmaya çalıştık. Şimdiye kadar da yazdıklarımız bu yazılar hakkında olumsuz bir eleştiri de almadık.

Unutmadan Milat ailesine katılmamıza vesile olan kıymetli dostum şair yazar Eyyü Azlal ve Cahit Hınıslıoğlu hocalarıma, bizi aralarına kabul eden gazete yönetimine de teşekkürü bir borç bilirim.

Ömrümüz ve sağlığımız el verdiği sürece bu çizgide yazmaya devam etmeyi düşünüyoruz. Yine dost kalemlerin hayat verdiği kitap ve dergilerin ağırlıkta olduğu, kültür ve medeniyetimize dair meselelerde dilimizin döndüğünce kıymetli okurlarımızla hasbihal edeceğiz inşallah.

Amacımız kavli meşhurda olduğu gibi bizi saran şu kubbede baki kalacak bir hoş seda bırakabilmektir.