Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.22
Gram Altın
2960.41
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 May 2024

Milat'ta Bismillah

Bendeniz olarak bugünden itibaren bu köşeyi gücünün yettiğince, nefesinin sesinin ulaştığınca meşgul edecek. Bana bu fırsatı veren Yayın Yönetmenimiz Ali Adakoğlu’na ve Medya Grup Başkanı Ahmet Zeki Gayberi’ye çok teşekkür ederim. Yaklaşık 10 yıl kurucu genel müdürlüğü ve köşe yazarlığını yaptığım Diriliş Postasından siz değerli okurlara bakış açımızla, kendi penceremizden gördüklerimizi aktarmaya çalışmış idik. Oradaki yolculuğumuz son bulmuştu. Bundan böyle bu sayfada buluşacağız nasipse…

Tek gündem hep gündem

Gündem maddeleri arasından öncelikli sıralamanın yapılamayacağı günlerden geçiyoruz. Tüm gündemleri yok edip iki gün sonrasında esamesi okunmayan başlıkların bulunduğu sun’i gündemleri bir tarafa koyup her cümlemizi, her kelimemizi, her bakışımızı GAZZE olarak ifade etmemiz gereken şu zamanlarda Gazze, tüm köşelerde, tüm yüreklerde başat gündem, birincil gündem, en öncelikli gündemdir.

“Gazze’de bir katliam var, büyük bir soykırım yapılıyor.” Bu cümle aşağı yukarı Gazze ile ilgili konuşan herkesin sarfettiği yaklaşık cümledir. Bu büyük soykırıma iki ayrı cephesiyle yaklaşmak ve insanlığa her iki cephesiyle anlatmak gerekiyor.

Bazen Gazzeli kardeşlerimizin şehit olan yakınlarına “Elhamdülilah, şehit oldu, Allah (C.C.) onu yanına aldı” nidaları ile yaklaşması ölenle ilgili hassasiyeti bir nebze de olsa giderip su serpebiliyor. Gizli bir teskin ediş hali insana.

Bir çocuk, 3-4 yaşlarında.

Sırtını yaslamış soğuk, içerisinden demirleri fırlamış bir beton sütuna ayakta durur vaziyette uyumaya çalışıyor.

Tam düşecek gibi oluyor tekrar kendini tutacak kadar uyanıklık hali geliyor ve tekrar uyuyor. Öyle yorgun düşmüş ki her şeyden ayakta duracak hali yok.

Uyumak için bir yere kıvrılıp yatamıyor zira yatarsa üstüne bombaların yağmasından korkuyor. Hemen koşup kendini kurtaracak pozisyona kilitlenmiş, yorgun, bitkin halde bir çocuk. Bakmayın çocuk dediğime ruhu kemale ermiş bir çocuk bedeni.

Bu bedenler yetişkin hale geldiğinde -bu çocuk için bu nasip olmasa bile benzer binler belki yüzbinler için- neler olacak. Nasıl bir psikoloji ile hayatlarını devam ettirecekler?

O çocuğun görüntüsünü seyrederken içimiz kan ağlıyor, etrafımızdaki bu çocukla akran çocuklarınız gözünüzün önüne geliyor. Yerde halının üzerinde uyusa kıyamayıp yumuşacık yataklarına yatırdığınız çocuklarınızı bu çocukların yerlerine koyuyorsunuz. Zulmün sızısı anlık dolaşıyor damarlarınızda. Ayağa kalkmalı diyorsunuz her defasında, kalkmalı tekrar oturmamacasına…

Kalanları dimdik ayakta tutmak için vermeli insan mücadelesini. Ölenler gerçekten şehit olmuştur. Allahualem cennete gitmişlerdir. Ya kalanlar, ya bizler…

Daha somut adımlar için herkes her anını her pozisyonunu değerlendirmeli. Yüzlerce vakıf dernek sivil toplum kuruluşu gibi Filistin İnisiyatifi birlikteliği ile de gazeteci, sanatçı dostlarımız ciddi bir mücadele veriyor. Birkaç gün önce Sanatçı Haluk Levent ‘Birleşmiş Milletler’de tebriği hak eden bir konuşma yaptı. Daha niceleri var. Ama yetmiyor. Güçsüzlük mazereti arkasına sığınma ataletinden kurtulup her bir konum, mevki, meslek sahibi bu mücadelede bir pozisyon almalı. Tüm köşeler tutulmalı ki köşelerde ayakta uyumak zorunda kalan çocuklar olmasın. Hayatlarını diken üzerinde geçirmesin. Hepimizin dininin, islamlığının bedelini o küçücük yavrular ödemek zorunda kalmasın.

Orhan Pekçetin